CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Sayın Genel Başkanımızın tüm ısrarlı çağrılarına karşın hala hakkında inceleme yapılmayan, mal varlığı dahi araştırılmayan Mustafa Doğan İnal`ın yargıdaki çürümenin baş mimarı olduğu her yerde dillendiriliyor. Mustafa Doğan İnal, Uğur Mumcu Davası`nın katillerinin avukatlığını yapmış isimdir, aynı zamanda. Evet, bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğünü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır” açıklamasını yaptı.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Uğur Mumcu Davası`nın yapılan son duruşmasının ardından açıklama yaptı. Kılıç`ın değerlendirmeleri şöyle:
“Hayali İhracat Dosyası, Mobilya Dosyası, Ağca Dosyası, silah kaçakçılığı dosyası gibi birçok dosya ile yargıdaki ve siyasetteki çürümüşlüğü gözler önüne seren gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde katledildi. Tehditlere, baskılara, karanlık odakların hedefi haline gelmesine rağmen; Türkiye`nin geleceği için vazgeçmeyen, cesur bir kalemdi. Mumcu, eğer bunları yazmaya devam etseydi; Türkiye belki de ‘temiz eller yolculuğunu` belki de çoktan tamamlamış olacaktı. Ama o yolculuk hiç başlamasın isteyen karanlık eller kanlı pazar sabahı, Uğur Mumcu`yu katletti.
Cinayetin üzerinden tam 30 yıl geçti. Çoğu kişinin haberi dahi yok ancak, Uğur Mumcu Davası hala sürüyor. Bundan yalnızca birkaç gün önce Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi`nde sessiz sedasız bir yargılama yapıldı. Uğur Mumcu`nun arabasına bombayı yerleştiren Oğuz Demir, 30 yıldır olduğu gibi yine bu duruşmaya da getirilemedi. Oğuz Demir, kendi elleri ile yaptığı bombayı, kendi elleri ile Uğur Mumcu`nun arabasına yerleştirdi. Sonra nasıl olduysa ortadan kayboldu. 30 yılın sonunda, geçen hafta, mahkeme heyeti; bu bombacıyı hala bulamadığını, gözümüzün içine baka baka söyledi.
Uğur Mumcu Davası; sadece Mumcu`nun yazdığı dosyalar nedeni ile değil aynı zamanda bu büyük suikast davasının hepimizin gözünün içine baka baka sonuçsuz bırakılması ile de yargıdaki çürümenin, adaletsizliğin en somut örneği hatta temelidir. Yargıdaki çürüme ile mücadele eden bir gazetecinin öldürülmesi, çürümenin aktörlerini cesaretlendirmiş. Gazetecinin katillerinin cezasız bırakılması ise nice failleri cesaretli hale getirmiştir.
Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Aktörlere baktığımız zaman, Mumcu Davası`nın; bugünkü çürümenin nasıl temeli olduğunu görüyoruz. Bugün yargıdaki rüşvet çarkı konuşuluyor. Sayın Genel Başkanımız, son yıllarda her gün üstüne basa basa bu rüşvet çarkının mimarı olan bir isimden bahsediyor. Bu isim Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın da avukatı olan Mustafa Doğan İnal.
“O TUĞLAYI ÇEKMEYE, O DUVARI YIKMAYA KARARLIYIZ”
Sayın Genel Başkanımızın tüm ısrarlı çağrılarına karşın hala hakkında inceleme yapılmayan, mal varlığı dahi araştırılmayan Mustafa Doğan İnal`ın yargıdaki çürümenin baş mimarı olduğu her yerde dillendiriliyor. Peki kim bu Mustafa Doğan İnal. Mustafa Doğan İnal, Uğur Mumcu Davası`nın katillerinin avukatlığını yapmış isimdir, aynı zamanda. Evet, bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğünü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır.
Bu sistemin nasıl kurulduğunu, nasıl korunduğunu da iyi biliyoruz. Vakti zamanında, ‘Tuğlayı çekersek, duvar yıkılır` diyenler, işte duvarınız. O tuğlayı çekmeye, o duvarı yıkmaya kararlıyız.”