Haber: EDDA SÖNMEZ - Kamera: ADEM KARABAYIR
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), işçilerin ücretlerinde gelir vergisi dilimlerinden kaynaklı kayıpların sona erdirilmesi talebiyle İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı önünde eylem yaptı. Açıklamada, gelir vergisi oranının ücretlilerde yüzde 10`a düşürülmesi, vergi tarife dilimlerinin en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında artırılması, işverenlere sağlanan 5 puan SGK prim desteğinin çalışanlara da uygulanması istendi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da "DİSK olarak öncelikli meselemiz Türkiye`nin bir asgari ücretliler toplumu olmasından kurtulmasını sağlamak" dedi.
DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu ve yöneticiler, işçiler, vergide ve gelirde adalet taleplerini dile getirmek için bugün bir kez daha İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı önünde bir araya geldi.
“Dilim dilim soyuluyoruz”, “Vergi dilimi soygununa son” ve “Vergide adalet istiyoruz” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde, “Gelirde adalet, vergide adalet” ve “Gelir vergisi düşürülsün” sloganları atıldı.
"EVLATLARIMIZIN İSTİSMARA, SÖMÜRÜYE UĞRAMADIĞI BİR TÜRKİYE`NİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ"
Arzu Çerkezoğlu burada, "Bu ülkede başta kadınlar olmak üzere, bütün yurttaşların ne yiyip ne içeceğine, hangi müziği dinleyeceğine, ne giyeceğine hiç kimsenin müdahale etmediği, 6 yaşındaki evlatlarımızın evlilik görünümü altında ya da çalışmaya mahkûm edildiği iş yerlerinde istismara, sömürüye uğramadığı bir Türkiye`nin mücadelesini veriyoruz. Biliyoruz ki bu ancak Anayasamızın en başında yazılan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyle mümkün olur" diye konuştu. Çerkezoğlu şunları söyledi:
"EMEĞİYLE GEÇİNEN HERKESİN EMEĞİ TEHLİKE ALTINDADIR: Evet grev haktır. Grev anayasal bir haktır. Ve bu hakkın kullanımı engellemek açıkça suçtur. Bilelim ki eğer bir ülkede grev yapılamıyorsa, grev hakkı kullanılmıyorsa o ülkede sadece grev hakkı engellenen işçilerin değil, emeğiyle geçinen herkesin emeği tehlike altındadır. `Gelirde adalet` diyoruz, `Vergide adalet` diyoruz. Biliyoruz ki sosyal adaletin en önemli araçlarından bir tanesi asgari ücrettir. Bugün asgari ücret tespit komisyonu bugün ikinci toplantısını yapacak. Bugün rakamların da masaya geleceği ifade ediliyor. Öncelikle milyonların meselesi olan ve Türkiye`de bir ortalama ücret haline gelmiş olan asgari ücretin insanca yaşayacak bir düzeyde belirlenmesi mücadelemizi, masada değiliz ama iş yerlerinden, alanlardan, meydanlardan yürütmeye devam ediyoruz. DİSK olarak tüm açıklamalarımızda da söylediğimiz gibi öncelikli meselemiz Türkiye`nin bir asgari ücretliler toplumu olmasından kurtulmasını sağlamak. Yani Türkiye`nin ortalama ücret haline gelen asgari ücretten kurtarılması ve asgari ücretin sembolik bir ücret haline gelmesidir. Yani `Asgari ücret değil, toplu sözleşme` diyoruz. Ücretlerimizi toplu pazarlıkla ve toplu sözleşmeyle belirlemek istiyoruz.
TÜRKİYE`DE GREVLERİ YASAKLAMAYA YEMİN ETMİŞ BİR SİYASİ İKTİDAR VAR: Öncelikli meselemiz Türkiye`nin asgari ücretli olmaktan kurtarılmasıdır. Ama bugün Türkiye`de her şey işçilerin sendikalaşmasının önünde engeldir. Ama bugün Türkiye`de grevleri yasaklamaya yemin etmiş bir siyasi iktidar var. Bir zamanlar grev gözcüsü önlükleri giyip fotoğraf çektirenler bugün grevleri yasaklamaya yemin etmiş, üstelikte grev yasaklamakla övünüyorlar. Grev hakkına grev yaparak sahip çıkan, yasakları tanımayan Bekaert işçilerini selamlıyoruz. İşçiler size bu yetkiyi grevleri yasaklayın diye, açlık sınırının altındaki asgari ücrete milyonlarca işçiyi mahkûm edin diye, her gün daha fazla artan vergiyle işçinin emekçinin belini bükün diye, sendikal hakların önüne engeller çıkarın diye vermedi.
SAYIN BAKANI DERHAL MİLYONLARCA İŞÇİNİN VE EMEKÇİNİN TALEPLERİNİ PAYLAŞMAK ÜZERE BİR ARAYA GELMEYE ÇAĞIRIYORUZ: Açık bir biçimde söylüyoruz. Hepimizin çalışarak ürettiği toplam değerin bir araya geldiği Hazine`den ve onun nasıl paylaşılacağını belirleyen Maliye politikalarından sorumlu olan bakan eğer DİSK`in, milyonlarca işçinin bu talebini ifade etmek üzere görüşme talebini yanıtsız bırakıyorsa bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Eğer Hazine ve Maliye Bakanı `Ben zaten karar verici noktada değilim, zaten yetkili değilim` anlamına gelmiyorsa görüşmekten kaçınıyorsa, Sayın Bakanın (Nurettin Nebati) o zaman derhal milyonlarca işçinin ve emekçinin taleplerini paylaşmak üzere bu görüşmeyi yapmaya ve milyonlarca işçinin talebini ve olmazsa olmaz koşullarını ifade etmek için bizimle bir araya gelmeye çağırıyoruz. Ve vergide adaletin sağlanması için yapılması gerekenleri aynı zamanda Türkiye`de gelirde adaletin sağlanması için hayata geçirilmesi için gereken politikaları ifade edeceğiz."
Ortak basın açıklamasını DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu okudu. İşçilerin gelirlerindeki vergi dilimi kaynaklı kayıplarına dikkat çekilen açıklama şöyle:
"TUZU KURU OLANLAR MİLYONLARIN EKMEK KAVGASINI YOK SAYIYOR: Türkiye`de milyonlarca işçi, emekçi, kamu çalışanı, emekli, dar gelirli şiddetli bir geçim krizi ile karşı karşıya. Bir yandan yüksek enflasyon, diğer yandan artan vergi yükü ile ücretlerimiz erimeye devam ediyor. `Asgari ücreti enflasyona ezdirmedik`, `Ücretlileri enflasyonun etkilerinden koruduk` diyenler, bizlerin yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor. Tuzu kuru olanlar milyonların ekmek kavgasını yok sayıyor. `Dünya bizi kıskanıyor` diyenler Türkiye`nin Avrupa`da en düşük asgari ücrete sahip ikinci ülke olduğunu söylemiyor. `Dünya lideriyiz` diyenler dünyada asgari ücretin bu kadar yaygın olduğu ikinci bir ülke daha gösteremiyor. Asgari ücretin Türkiye`de artık bir ortalama ücret haline geldiği gerçeği yok sayılıyor.
FABRİKALAR, BANKALAR, İŞLETMELER KAR REKORLARI AÇIKLARKEN BİZİM YOKSULLAŞMAMIZIN SORUMLULARI HESAP VERMİYOR: Sendikalı olmanın önüne engeller çıkaranlar, grevleri yasaklamakla övünenler Türkiye işçi sınıfını asgari ücrete veya asgari ücrete yok yakın ücretlere mahkûm ediyor. Biz zam yağmurunun altında yaşam savaşı verirken `enflasyon düşüyor` diyenler, resmi enflasyonu hesapladıkları çarşıyı, pazarı, marketi açıklamıyor. Önce enflasyonu düşük göstererek sonra da enflasyona göre ücretleri artırarak hepimizin ekmeğine el uzatıyorlar. `Büyüme rekorları kırdık` diyenler neden bu bizim ekmeğimizin büyümediğini, aksine her sene daha da küçüldüğünü açıklamıyor. Fabrikalar, bankalar, işletmeler kar rekorları açıklarken bizim yoksullaşmamızın sorumluları hesap vermiyor. TÜİK`in resmi verilerinde dahi enflasyon yüzde 84, gıda enflasyonu ise yüzde 103 civarında gerçekleşti. Emeklilerde ve düşük gelirlilerde gıda enflasyonu ise yüzde 131-151 arasında. Ama bu da yetmiyor. Yüksek enflasyon nedeniyle büyük alım gücü kaybı yaşayan bizler bir de vergi yükünün altında eziliyoruz. Ücretlerimiz artsa bile önemli bir bölümü vergiye gidiyor.
TÜKETTİKLERİMİZDEN ALINAN VERGİLERİN PAYININ YÜZDE 70`E YAKLAŞMASI ADALETSİZLİKTİR: Bizler DİSK olarak yıllardır hatırlatıyoruz: `Vergide adalet olmadan ücrette adalet olmaz.` Asgari ücret gündemi vesilesiyle, gelirdeki adaletsizliklerin gündeme geldiği bu süreçte vergi sistemindeki adaletsizliklere de dikkat çekiyor ve taleplerimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Öncelikle işçilerin gelirlerinden ödedikleri verginin, patronlarıyla eşit oranda olması adaletsizliktir. Vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerinin, yani tükettiklerimizden alınan vergilerin payının yüzde 70`e yaklaşması adaletsizliktir. Dolaylı vergilerde de en yoksul ve en zengin aynı oranda vergi verir. Böyle adalet olmaz! Daha da ötesi yaşam mücadelesi veren işçilerin sanki zenginleşmişler gibi yıl içerisinde daha yüksek oranda vergi vermeleri adaletsizliktir. 2022`de hepimiz tanık olduk. Çarşıya, pazara, markete her gittiğimizde fiyatlar artıyor, evimize gelen her fatura bir öncekinden yüksek oluyor ama işçilerin artması gereken ücretleri, vergi dilimleri nedeniyle yıl içerisinde düşüyor.
İŞÇİ SINIFI DİLİM DİLİM SOYULUYOR: Yani işçi sınıfı dilim dilim soyuluyor! Çalışanlar sanki çok zenginlermiş gibi, nisan ve mayıs aylarında yüzde 20`lik ikinci vergi dilimine, eylül ayında ise yüzde 27`lik üçüncü vergi dilimine girerek gelirlerinin büyük bölümünü vergi olarak devlete ödedi. Örneğin; ocak ayında 637 TL vergi ödeyen bir çalışan, eylül ayında 2 bin 342 TL vergi ödedi. Eğer vergi dilimleri yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2 bin 2 bin 500 TL olan ilk vergi dilimi 2022`de 81 bin 689 TL olarak uygulanmalıydı. Yani işçiler yaklaşık 82 bin TL kazandıktan sonra bir üst vergi dilimine geçecekti. Benzer şekilde vergi dilimleri asgari ücret artışı kadar artsa idi ilk vergi dilimi 2022`de 110 bin TL olacaktı. Ama 2022`de ilk vergi dilimini 32 bin lira olarak belirleyerek milyonlarca işçiyi dilim dilim soydular! Eğer vergi dilimleri hakkaniyetli biçimde yükseltilmezse 2023 yılında da bu soygun devam edecek. İşçiler erkenden üst vergi dilimine girecek. Verilen ücret artışları vergiye gidecek!
VERGİ TABANA DEĞİL, TAVANA YAYILMALIDIR: En başta da ifade ettiğimiz gibi vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz! Vergide adaletin ilkesi ise dünyanın her yerinde aynıdır: Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak. Türkiye`de ise `verginin tabana yayılması` adı altında tam tersi bir durum söz konusudur. Vergi yükü işçilerin, emekçilerin, ücretlilerin, dar gelirlilerin sırtına yıkılmaktadır. Vergi tabana değil, tavana yayılmalıdır. Vergide adalet için yapılması gerekenler bellidir: Gelir vergisi oranı ücretlilerde yüzde 10`a düşürülmelidir. Vergi tarife dilimleri en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. İşverenlere uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da uygulanmalıdır. Çağdışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır.
HERKESİ BULUNDUĞU HER YERDE İMZA TOPLAMAYA ÇAĞIRIYORUZ: Özetle, ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kârdan, faizden, ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni şarttır. Bu adaletsiz düzene karşı vergi adaleti mücadelemizi büyütmeye kararlıyız! Vergide adalet için verdiğimiz mücadelemizi şimdi de imza kampanyamızla sürdürüyoruz. Örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinden başlayarak, kentlerin meydanlarında, sokaklarında, işe gidip geldiğimiz duraklarda, nerede bir DİSK`li işçi varsa orada taleplerimizi toplumun geniş kesimlerine ulaştırıyoruz. Sadece DİSK`li işçileri değil tüm işçileri, ücretiyle geçinen herkesi bulunduğu her yerde imza toplamaya çağırıyoruz. Asgari değil, insanca yaşam! Asgari ücret değil toplu sözleşme! Asgari ücret 13 bin 200 Net! Gelirde adalet vergide adalet!"