Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, engelli öğretmen atama töreninde, “Öğretmenlik Meslek Kanunu`nun eğitimdeki en büyük reformlarımızdan biridir. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimine katkı sunacak bir kariyer sistemi getiren bu kanunla mali ve sosyal haklarda da önemli iyileştirmeler yaptık. Ülkenin ve milletin hayrına her mesele gibi bu kanun çıktığında da birileri yine ortalığı karıştırmak için harekete geçti. Öğretmenlerimizi tahrik ederek bu kanunun getirdiği haklardan istifade etmelerinin önüne geçmeye çalıştılar. Elbette yalancı yalancılığıyla, provokatör provokatörlüğüyle kaldı, öğretmenlerimiz kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıktı” diye konuştu. Konuşmasının ardından atama için salonda bulunan birkaç öğretmeni sahneye çağıran Erdoğan, elini kaldıran bir öğretmene, “Ama sen pek engelliye benzemiyorsun. Engelli misin?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara MEB Şura Salonu`nda düzenlenen 3 bin 500 engelli öğretmen ataması törenine katıldı. Erdoğan törende özetle şöyle konuştu:
“MAYIS AYINDA 45 BİN YENİ SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN ATAMASI PLANLIYORUZ”
“Bu atamayla birlikte son 10 yılda eğitim-öğretim camiamıza katılan engelli öğretmen sayımız yaklaşık 11 bin 500`ü buluyor. Engelli atamamızın hak sahibi öğretmenlerimize, ailelerine, Bakanlığımıza, öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Eğitim kadromuz sizlerle daha da güçlendi. Milli Eğitim Bakanlığımıza (MEB) bağlı okullarda görev yapan öğretmen sayımız da 1 milyonu geçti. Öğretmenlerimizin yüzde 75`inin bizim dönemimizde göreve başlaması önceliklerimizin en başına eğitimi yerleştirmiş olduğumuzun en önemli göstergelerinden biridir.
Şehadet makamına ulaşan 192 kahraman öğretmenimizin aziz hatırası milletimizin kalbinde hep yaşayacak. Gözümüzün nuru evlatlarımızı, dolayısıyla geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimize şükranımızı anlatmaya ne yapsak ne söylesek kâfi gelmez. Biz teşekkürümüzü kuru lafla değil, işte, burada olduğu gibi atamalarla, geçtiğimiz yıl yaptığımız gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu`nu çıkartarak ifade ediyoruz. Mayıs ayında gerçekleştirmeyi planladığımız 45 bin yeni sözleşmeli öğretmen ataması gibi müjdelerle sizlerin yanında olduğumuzu göstermeyi sürdüreceğiz.
“ÖĞRETMENLERİMİZİ TAHRİK EDEREK BU KANUNUN GETİRDİĞİ HAKLARDAN İSTİFADE ETMELERİNİN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞTILAR”
Bu arada, sözleşmeliden memur statüsüne geçen 93 bin 272 öğretmenimize de kadrolarının hayırlı olmasını diliyorum. Deprem afetinde eşini veya çocuğunu kaybeden, sağlık mazereti ortaya çıkan 4 bin 536 öğretmenimizin yer değişikliği talebini de hemen yerine getirdik. Aynı şekilde, bu bölgedeki öğretmenlerimizin il içi yer değişikliği istekleri süratle karşılandı. Sizlerin de yakından takip ettiği gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu`nun eğitimdeki en büyük reformlarımızdan biridir. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimine katkı sunacak bir kariyer sistemi getiren bu kanunla mali ve sosyal haklarda da önemli iyileştirmeler yaptık. Ülkenin ve milletin hayrına her mesele gibi bu kanun çıktığında da birileri yine ortalığı karıştırmak için harekete geçti. Öğretmenlerimizi tahrik ederek bu kanunun getirdiği haklardan istifade etmelerinin önüne geçmeye çalıştılar. Elbette yalancı yalancılığıyla, provokatör provokatörlüğüyle kaldı, öğretmenlerimiz kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıktı.
Baş öğretmen ve uzman öğretmen unvanlarını alan öğretmenlerimiz diğer haklarıyla birlikte mali avantajlardan da yararlanmaya başladı. Baş öğretmenlik hakkını kazanan 67 bine yakın, uzman öğretmen unvanını alan 517 bine yakın öğretmenimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Unvan tazminatı ve ek ders ücretiyle birlikte başöğretmen maaşı yaklaşık 25 bin lirayı, uzman öğretmen maaşı da 22 bin 500 lirayı buldu. Önümüzdeki dönemde kamu personelinin ücretlerinde yapılan her iyileştirmeden öğretmenlerimiz de yararlanmaya devam edecektir.
Türkiye uzunca bir süre, engelli bireylerinin eğitimden istihdama kadar geniş bir alanda haklarını kullanabilme konusunda ciddi eksiklikler yaşamış bir ülkedir. Halbuki bir ülkenin her ferdi biriciktir. Her ferdi zenginliktir. Her ferdi o büyük bütünün ayrılmaz parçasıdır. Engellilerini ihmal eden bir ülke, potansiyelinin bir kısmından vazgeçmiş demektir. Biz bunun için engellilerin hayata katılımı konusunda çok önemli reformlar gerçekleştirdik.
Malzemesi insan olan öğretmenlik, zaten yükü ağır olan bir sorumluluktur. Hele bir de engelli olmanın getirdiği zorluklarla birlikte öğretmenlik mesleğinin ifasının ne anlama geldiğini tasavvur etmek bile güçtür. Sizler bu sıkıntıların hepsinin üstesinden gelme iradesi ile bugün buradasınız. Hiç şüphesiz, engellilerimizle ilgili nadiren de olsa karşımıza çıkan önyargılar hâlâ olabiliyor. Ama geçmişle mukayese edilemeyecek kadar iyi bir noktaya geldiğimiz bir gerçektir.
“İSTER ENGELLİ İSTER ENGELSİZ VATANDAŞLAR BİLECEK Kİ GAYRETİ ÖLÇÜSÜNDE ÖNÜNDE TÜM KAPILAR SONUNA KADAR AÇIKTIR”
Bu ülkenin ister engelli ister engelsiz vatandaşı bilecek ki, gayreti, kabiliyeti azmi ölçüsünde önünde tüm kapılar sonuna kadar açıktır. Çocuklarımıza, gençlerimize vereceğimiz en büyük hediye onları bu özgüvene sahip kılmaktır.
Kendi insanımıza güvenimiz öyle hamasetten ibaret, altı ve içi boş bir böbürlenme asla değildir. Biz milletimizin kendisine imkân sağlandığında ve fırsat verildiğinde neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz. Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel her alanda fert fert başarılı olan insanlarımızın güçlü bir kurumsal yapının desteği ile bu başarıları katlayarak artıracağından şüphe duymuyoruz.
“BU TERÖRİSTLERİN MERÖRİSTLERİN GEÇTİĞİ MECRALARDAN BİZİM ÖĞRENCİLERİMİZ GEÇMEYECEKTİR”
Lise yıllarımda çok iyi bir edebiyat hocamız vardı. Ve edibane bir öğrencinin öğretmenine yazdığı mektubu bize örnek olarak verdi. O da gerçekten çok çok ilginçti. `Varlık sebebim, bana edebi öğreten muhterem hocam`, mektup böyle başlıyor. Şu edebe bak, nasıl bir mektup? Ve hocasına bu başlıkla mektubunu yazıyor. İnanıyorum ki hocalarımız aynı şekilde öğrencilerine bu edibane mektupları yazmaya da muktedir olacaktır. Öyle, bu teröristlerin meröristlerin geçtiği mecralardan bizim öğrencilerimiz geçmeyecek inşallah.”
“AMA SEN PEK ENGELLİYE BENZEMİYORSUN”
Erdoğan konuşmasının ardından engelli öğretmen ataması için salonda bulunan birkaç öğretmeni sahneye çağırdı. Erdoğan elini kaldıran bir öğretmene, “Ama sen pek engelliye benzemiyorsun. Engelli misin?” diye sordu. Erdoğan ardından, “Kaç? Numara söyle, numara. Kızım numara. 5. Buyurun” ifadelerini kullandı.