Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, "İkinci tur arifesinde vurgulamayı görev kabul ediyoruz; Türk Bayrağı`nın adını değiştirmeyi konuşanların, domuz bağcıların, 90`larda köy köy gezip zekât infazı yapanların, başı açık giyinen kadınlara saldırmak için kezzap timi kuranların kendileri artık maalesef dışarıda, zihniyetleri iktidardadır. Birleşik Kamu-İş olarak tüm üyelerimiz ve bünyemizde mücadele veren tüm sendikalarımızla 28 Mayıs`a kadar dokunduğumuz her insana ülke gerçeklerini ve kurtuluş reçetesini bıkmadan anlatacağız. 28 Mayıs`ta oyumuzu tek adam rejiminin soğuğuna karşı, demokrasinin baharından yana kullanacağız. Oylarımıza sandık sandık sahip çıkacak, milli iradenin gerçek anlamda tecelli etmesini sağlayacağız" dedi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, bugün sendika genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras, Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük, Genel Örgütlenme Sekreteri Şükrü Balun, Genel Dış İlişkiler ve Ar-Ge Sekreteri Mücahit Dede, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Genel Mali Sekreteri Binali Keskin, Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı Mücahit Dede, Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ ve Genel Eğitim ve Basın-Yayın Sekreteri Doğan Altun da katıldı.
"OYUMUZU UMUDA KULLANACAĞIMIZI İLAN ETMİŞTİK"
Toplantıda konuşan Yeşildağ, şunları söyledi:
"Türkiye, 14 Mayıs`ta tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşamış; bu seçimler sonucunda yeni dönem Meclis dağılımı netleşse de Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura yani 28 Mayıs`a sarkmıştır. Kurulduğu günden bu yana Cumhuriyet`in kazanımlarının, emeğin onurunun, demokrasinin, kamuda liyakat ve tarafsızlığın savunucusu olan Birleşik Kamu-İş olarak, 14 Mayıs öncesinde yüreğimizin, her şeyin ülke için günden güne kötüye gittiği bu tek adam rejiminin değişmesinden yana olduğunu belirtmiş, oyumuzu umuda kullanacağımızı ilan etmiştik. Geçtiğimiz 21 yılda yaşanan; çiftçinin, hayvancılığın bitirildiği bu ülkenin giderek dışa bağımlı hale gelmesi; kritik kamu işletmelerinin özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesi; halk yoksullaşırken azgın bir azınlığın emekçilerin teri üzerinden haksızca zenginleşmesi; en temel hak ve özgürlüklerin dahi keyfiyetle gasp edilebilmesi; dernek maskesi takmış tarikatların kamu yönetiminin ve toplumsal alanının en kritik yerlerine enjekte edilmesi; yargının siyasallaştırılması gibi kolaylıkla uzatılabilecek karanlık bir gerekçeler listesine dayanarak, seçimdeki tavrımızın bu tabloyu iyileştirmeye talip olan taraftan yana olduğumuzu bildirmiştik.
"OYLARIMIZA SANDIK SANDIK SAHİP ÇIKACAK, `MİLLİ İRADENİN` GERÇEK ANLAMDA TECELLİ ETMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ"
Şimdi de 2.tur arifesinde vurgulamayı görev kabul ediyoruz; Türk Bayrağı`nın adını değiştirmeyi konuşanların, domuz bağcıların, 90`larda köy köy gezip zekat infazı yapanların, başı açık giyinen kadınlara saldırmak için kezzap timi kuranların kendileri artık maalesef dışarıda, zihniyetleri iktidardadır. Cumhur İttifakı`nın diğer bir bileşeni, karma eğitimi kaldırmak ve kadına şiddeti engelleyen yasayı değiştirmek istediklerini açıkça tarikatlara müjdelemektedir. Birçok Avrupa ülkesinden bile önce kadına seçme ve seçilme hakkı tanınan bu ülkede, kadın erkek eşitliği ve özgür toplumsal yaşam tarihinin en büyük tehdidi altındadır. Böyle karanlık bir tabloda hiçbirimizin yılgınlığa kapılma, yorgun düşme, ümitsizliğin verdiği tembelliğe sığınma lüksümüz yoktur! Cumhuriyet ve tüm kazanımları tehlikededir. Henüz doğmamış çocukların bile hayatını karartacak, telafisi çok zor bir 5 yılın önüne geçecek tek şey, önce gerçeklere sonra umuda tutunarak, değişim isteyenler olarak omuz omuza verip irade göstermemizdir. Birleşik Kamu-İş olarak tarihi sorumluluğumuzu biliyor ve inisiyatif alıyoruz. Tüm üyelerimiz ve bünyemizde mücadele veren tüm sendikalarımızla 28 Mayıs`a kadar dokunduğumuz her insana ülke gerçeklerini ve kurtuluş reçetesini bıkmadan anlatacağız. 28 Mayıs`ta oyumuzu tek adam rejiminin soğuğuna karşı, demokrasinin baharından yana kullanacağız. Oylarımıza sandık sandık sahip çıkacak, `milli iradenin` gerçek anlamda tecelli etmesini sağlayacağız."
"GÖREV ALMAYAN ARKADAŞLARI DA MÜŞAHİT OLARAK SANDIKLARA GÖREVLENDİRDİK"
Açıklamanın ardından gazetecilerin "Sandık güvenliği hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Yeşildağ şunları söyledi:
"Biz kamu çalışanıyız biliyorsunuz, bize bağlı 10 iş kolunda sendikamız var. Oradaki üyelerimizin çoğu sandıklarda görevli. Özellikle de görev almaları doğrultusunda da çalışmalar yaptık. Büyük ölçüde de görev aldılar. Müşahitler var şu anda istenen. Orada da elimizden geleni, Türkiye Gönüllüleri vs. var, onlara o noktada yardımcı olacağız. O an görev almayan arkadaşları da müşahit olarak sandıklarda görevlendirdik.
"ÖĞRETMENLER GÖREV YAPTIĞI YERDE SANDIĞA GİTMEYEN HERKESİ SANDIĞA ÇAĞIRACAK"
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da sandık güvenliğiyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Sandıklar çoğunlukla okullarda kuruluyor. Eğitim-İş Sendikası da bu noktada tüm üyelerine sandık seferberliği çağrısı yaptı. Zaten okullarda kurulacağı için orada muhakkak görev yapan öğretmen üyelerimiz var, eğitim çalışanı üyelerimiz var. O nedenle Eğitim-İş`in birçok eğitim emekçisi öğretmeni orada ya sandık kurulunda görevli olacak ya da görevli değilse bile o okulda çalıştığı için orada oy kullanacağı için tekrar o okula gidip oy ile ilgili ilgili takibini yapacak. Ve burada da öğretmenlerin aydın sorumluluğuyla bütün görev yaptığı yerde sandığa gitmeyen herkesi de sandığa çağıracak."