Yayımlanan mesaj:
Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Kurulumuz, hayvanların gördüğü şiddet ve istismara karşı mevzuatın geliştirilmesi ve caydırıcı hale getirilmesi için gerekli mücadeleyi yürütmektedir. Bu çerçevede, toplumumuzun şu hususu bilmesi mücadelenin desteklenmesi açısından son derece önemlidir:
Kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve istismarın ilk basamağı, hayvanlara yönelik şiddet ve istismardır. Hayvanların uğradığı şiddeti ve istismarı görmezden gelen toplumlar kendi bireylerini koruyamazlar. Bu sebeple sorun, hepimizin sorunudur ve öncelikli olarak çözülmelidir.
86 yıl önce gelişmiş toplumların ortak hareketiyle, 4 Ekim tarihi Dünya Hayvan Hakları Günü olarak belirlenmiştir.
Dünyayı bizlerle paylaşan tüm hayvanların, insanlar ve diğer tüm canlılar gibi hakları olduğu bilinen bir gerçektir. Bu noktadan hareketle dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların eşit haklara sahip olduğunun kabulü gerekmektedir.
Türk tarihinde hayvanlara büyük sevgi ve şefkat gösterilmiş, hayvanların bakımı ve korunmasına ilişkin uygulamalara büyük bir önem verilmiştir. Özellikle toplumsal yaşantının bir parçası olarak kabul edilen sokak hayvanlarının beslenmeleri için vakıflar kurulmuş, vasiyetnameler düzenlenmiştir. Bir çok seyahatnamede Türklerin hayvanlara karşı gösterdiği ilgiden övgü ile söz edilmiştir.
Ancak günümüz itibariyle tarihimizdeki olumlu örneklerimiz gittikçe azalmış ve sahipli, sahipsiz ayrımı yapılmadan tüm hayvanların hakları göz ardı edilmeye başlanmıştır.
Ülkemizin neredeyse her yerinde, gün aşırı hayvan hakları ihlalleri, şiddet ve ölüm olayları gündeme gelmektedir. Toplumumuzda hayvanlara karşı suç işlemek kronik bir hal almış, yasalarımızın ve uygulamalarımızın yetersizliği nedeniyle failler toplumumuz içerisinde normal yaşantısına devam etmektedirler.
Hayvanları “mal” statüsüne indirgeyip onların yaşam hakları üzerinde her türlü olumsuz eylemin önlenmesini, yaşam hakkına aykırı uygulamaların yasaklanmasını ve en ağır şekilde cezalandırılmasını talep eden, hayvanlar için de adil ve özgür bir dünya isteyen hareketler gün geçtikçe çoğalırken, tüm Avukatlar ve vatandaşlarımız adına biz de sesimizi yükseltiyor ve tüm insanlığa sesleniyoruz: Hayvanları hapsetmeye, zulmetmeye, katletmeye son verin, hayvanlara haklarını teslim edin.
Hayvanların doğumla gelen haklarının korunması, onlara yönelik her türlü olumsuz eylemin önlenmesi ve önlenemeyen eylemlerin vicdanları rahatlatacak şekilde cezalandırılması adına, tarihimize ve çağımıza yakışacak bir yasanın yapılmasını talep ediyoruz. Yasa çalışmalarına tüm milletimizin dahil edilmek suretiyle, ortak bir uzlaşı metninin hazırlanması arzusu içerisindeyiz.
İşte bu yüzden, tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini ve yaşam hakkı savunucularını, doğanın ve hayvan haklarının korunması için harekete geçmeye, bizlerle birlikte yürümeye davet ediyoruz.
Tür ayrımı yapmadan, hayvanların doğuştan gelen haklarını, kendilerine teslim edene dek 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Gününü kutlayamayacağımızı ancak hayvanlar adına başarı sağlandığı takdirde kutlanmasının yerinde olacağını düşünüyoruz.