‘Borcu borçla ödemek eksi tasarruftur’
Yapılan çalışmalara göre, tasarruf oranlarımız yüzde 10-15 arasında seyrediyor. Giderek tasarruf oranı düşüyor. Bunun ilk ve en önemli nedeni gelir yetersizliği olarak göze çarpıyor. Nitekim tasarruf sahipliği çocuksuz ailelerde yüzde 19, çocuklu ailelerde yüzde 11 olarak dikkat çekiyor.
Bireylerin rutin ödemeleri ve borç ödemelerini yapmalarından dolayı tasarrufa sıra gelmiyor. Hatta borcu borç ile ödemek davranışı oldukça yaygın. Bu da eksi tasarrufa giriyor.
Başka yatırımları olduğu için tasarrufa gereksinim yok diye bir kitle de var. Küçük de olsa, parayı nasıl değerlendireceğini bilmediği için tasarruf yapmayan bir başka grup da var. Tasarruf sahiplerinin yarıya yakını ise tasarrufta istikrarsız ve belirsiz durumda...
‘Çocuklara harçlık yönetimi öğretilmeli’
Tasarruf sahiplerinin tasarruf yapma nedenleri sırayla şöyle; geleceğe yatırım yüzde 41, çocuklar için yüzde 29, beklenmedik durumlara karşı güvence olarak yüzde 18, harcama için ise yüzde 11 olarak dikkat çekiyor.
Öncelikle küçük yaşlardan itibaren başlayarak ihtiyaç ve istek kavramlarının farkı konusunda bilinç kazanmak gerekiyor. Bireylerin ihtiyacı olmayan mal ve hizmet tüketimleri tek kelimeyle israf anlamına geliyor. Halkımızda israfa ilişkin Japonların 7 Muda yaklaşımı gibi bir kampanya ile israfa karşı motive edilmeleri gerekiyor. Bu kapsamda kaynakların daha az ve geriye dönüştürülerek tekrar kullanımı gibi 5R ilkesine odaklanılması gerekir.
‘Yalnızca tüketici değil üretici de olmak gerekiyor’
Artık dünyada bireyler sadece tüketici değil. Hem üretici hem de tüketici yani üreketici oluyorlar. Örneğin tüketeceğimiz kimi gıda maddelerini kentteki balkonumuzda üretmek.
Bireylerin tasarruf yönetimi için mutlaka eğitim almaları gerekiyor. Çocuklukta harçlık yönetimi ile başlaması gereken eğitim, giderek bireylerin hem kaynak, varlık dengesi, hem de gelir-gider dengesi için eğitilmeleri gerekiyor. Bu işin adı finansal okuryazarlık eğitimidir. Ayrıca bu iş, bir de meslek doğurmuş durumda; o da Finansal Planlama Danışmanlığı…
Yani bireyler finansal okur-yazarlık düzeyini ilerletmeli, bugünkü duruma ve fakat özellikle geleceğe yönelik finansal planlarını yapıp dönem sonlarında bu plana ilişkin sapmalar mevcut ise önlemlerini almalılar. Aksi halde finansallaşan kapitalizmin borçlular hapishanesinin müebbet mahkûmu olmaktan kaçamazlar. Finansal kapitalizmde borçlunun üretilmesi süreci geniş kitlelerde yoksullaşmaya neden olmaktadır. Bu da maalesef intiharlar gibi üzücü olaylara ve kayıt dışı ekonominin tuzağına düşülerek toplumsal yozlaşmaya yol açmaktadır.