Doktor Ergün Demir, aşı olmayanlara getirilen PCR testi zorunluluğunun “test borsasına” yol açacağını belirterek, “Olası vaka tanımı haricinde ücretsiz test yapılmamaktadır… Halk sağlığı önlemleri kapsamında temaslı takibi dışında aşıya zorlayıcı önlem olarak PCR talep edilmesi korkarız ki PCR test borsasının oluşmasına yol açacaktır” dedi.
Koronavirüs aşısını yaptırmayan yurttaşlar için 6 Eylül 2021 Pazartesi gününden itibaren; konser, sinema ve tiyatro gibi faaliyetlere katılımda negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğu getirildi. Ayrıca; uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirilecek şehirlerarası seyahatler için de negatif sonuçlu PCR testi zorunlu olacak. Aşı olmayan öğretmenlerin de test yaptırması gerekecek.
İzmir Tabip Odası üyesi Ergün Demir, zorunlu test uygulamasının “PCR test borsasına” yol açacağını söyleyerek, “PCR testi ücretsiz mi yapılıyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve koku alma kaybı veya ishal belirti ve bulgularından en az biri olan ve doğrulanmış koronavirüs vakası ile yakın temas eden kişiler olası vaka olarak tanımlanmaktadır. An itibarı ile Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından hazırlanan koronavirüs rehberi vaka takip algoritmasına göre semptomu olan yani koronavirüs olası vaka tanımına uyan hastalarda PCR testi ücretsiz yapılmaktadır. Olası vaka tanımı haricinde ücretsiz test yapılmamaktadır.
“OLASI VAKA TANIMINA UYMAYANDAN ÜCRET ALINIYOR”
Yakın temaslı kişilerde ise takip süreleri içerisinde koronavirüs semptomları gelişirse filyasyon ekiplerince numune alınması sağlanmaktadır. Ancak salgının başlangıcından beri bu uygulamaya birçok özel sağlık kuruluşu ile laboratuvar uymamakta olası vaka tanımına uyan hastalardan da ücret almaktadır.
Oysa PCR test ücreti SGK tarafından ödenmektedir. 9 Mayıs 2020 tarih ve 31122 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılması ile SUT PCR testi tanımlanmış ve fiyat tarifesi 117,5 TL olarak belirlenmiştir. Böylece Genel Sağlık Sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için koronavirüs hastalığının tanı ve tedavisinin yapıldığı tüm kamu sağlık tesisleri ve özel sağlık kurum/ kuruluşlarına bu testin ücreti 1 Nisan 2020 tarihinden sonra geçerli olmak üzere SGK tarafından ödenmektedir.
“ÖZEL HASTANELER DAHA FAZLA ÜCRET ALABİLİYOR”
Şimdi test ücretsiz olacak diyen Sağlık Bakanına hatırlatmak gerekir; IBAN numarası ile PCR test ücreti istemiştiniz. Sağlık Bakanlığı, yurtdışına çıkacak tüm vatandaşları turist olarak görüp sağlık turizmi kapsamında kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesi üzerinden 110 TL yatırılması için IBAN numarası göndermişti. Daha sonra Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından işlem bedeli 250 TL olarak belirlendi. 1 Haziran 2021 tarihinde geçerli olmak üzere PCR test ücreti 170 TL olarak belirlendi. Kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesinde şu an PCR test ücreti 170 TL olarak belirlenmiştir. Ancak birçok özel hastane ve laboratuvar bu fiyatın çok üzerinden ücret almaktadır.
“KONTROLSÜZ İŞLEM YAPILACAK”
Sağlık Bakanlığı test sonuçlarını pozitiften negatife çeviren, sahte test raporu düzenleyen, test ücreti için belirlenen fiyatın üzerinde ücret alan laboratuvar ve sağlık kuruluşlarını kamuoyuna açıklaması gerekmekteydi. Oysa Bakanlık, tüm ısrarlarımıza rağmen sermaye gruplarıyla karşı karşıya gelmemek için bunu yapmamıştır. Genelgede belirtilen önlemlerin ve aşı olmayanlar için getirilen negatif PCR testi gösterme zorunluluğunun sorunu çözmeye katkısının sınırlı olacağını, ayrıca salgının başlangıç dönemlerinde olduğu gibi bir dizi ek soruna yol açacağını tahmin etmek güç değildir. Halk sağlığı önlemleri kapsamında temaslı takibi dışında aşıya zorlayıcı önlem olarak PCR talep edilmesi korkarız ki PCR test borsasının oluşmasına yol açacaktır. Koronavirüs tanı testlerinin piyasanın insafına bırakılması, denetlenmemesi sonucu bu test işlemlerini gelir kapısı haline getiren birçok laboratuvar ve sağlık kuruluşu kontrolsüz ve uygunsuz işlem yapabilmeye devam edecektir.
“HALA KAPSAMLI PROGRAM HAZIRLANMADI”
Bu uygulamalar, salgının ilk günlerinde olduğu gibi özel sağlık kuruluşlarının vatandaşlardan ilave ücret aldıkları döneme geri dönme ve işi bireylerin sorumluluğuna havale eden girişimleri olarak görülmektedir. Okulların açılmasına sayılı günler kalmasına rağmen yetkililer hala kapsamlı bir program hazırlamamışlardır. Özellikle toplum hareketliliğinin artacağı güz aylarında salgının ulaşacağı düzeyi de düşünerek bir an önce kapsamlı bir program açıklamalıdır.”
TAMER ARDA ERŞİN