"İleri görüşlülüğü, mücadeleci ruhu ve vatanseverliği ile yok olmaya yüz tutmuş bir vatanı çağdaş bir ülke olma yolunda yeniden filizlendiren büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlayışımızın 79. yılında minnet, şükran ve özlemle bir kez daha anıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesi ve Atatürk ilke ve devrimleri ışığında gerçekleşen aydınlanma süreci; huzura, barışa ve refaha ulaşmak isteyen ve çağdaşlaşma mücadelesi veren tüm dünya halklarına ilham kaynağı olmuştur.
10 Kasım 1938 bir son değil; milletin, aydınlanma ve çağdaşlaşma yolunda ilerleme görevini Ata’sından devraldığı gündür. Ve hedefe ulaşana dek bu bayrak milletin ellerinde yükselmeye devam edecektir.
Bugün 15 yıllık AKP iktidarının sonucu olarak, bir yandan Cumhuriyetimizin tüm kazanımları yok edilmeye çalışılırken, diğer yandan da “Yurtta barış, dünyada barış” felsefesi ile kurulan ülkemiz komşularıyla sorunlu hale getirilerek yalnızlaştırılmıştır. Tarihi boyunca özgürlüğünden ve bağımsızlığından taviz vermeyen milletimiz hukuksuz olağanüstü hâl uygulamaları ve hukuksuz kanun hükmünde kararnameler ile baskı altına alınmaya çalışılarak; hukuk tanımayan yöneticiler tarafından adım adım diktatörlüğe götürülmek istenmektedir.
Gelinen noktada Atatürk’ün ve devrimlerinin kıymeti toplumun her kesimi tarafından her geçen gün daha çok anlaşılmakta ve kurtuluşun O’nun açtığı yoldan yürümekte olduğu kabul edilmektedir.
Atatürk’ün, iki büyük eserimden biri dediği Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı gerici saldırılar devam ederken, diğer büyük eserim dediği Cumhuriyet Halk Partisi ise Cumhuriyet’e ve kazanımlarına sahip çıkma noktasında topluma öncülük etmeye devam etmektedir.
Gün yas tutma günü değil; birlik olma ve Atatürk ilke ve devrimleri ışığında; kalıcı barışı, kardeşliği ve huzuru hâkim kılana dek aydınlanma mücadelesini büyütme günüdür. Bu duygularla Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum."