Türkiye Barolar Birliği’nin 36. Olağan Genel Kurulu’nda mevcut Başkan Metin Feyzioğlu’nu “Truva atına” benzeten başkan adayı Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, “Yaptıkları ve yapmadıkları ile savunmanın parçalanma sürecine ses çıkarmayan, hukuku teferruat olarak gören başkanı ile özdeşleşmiş bir Türkiye Barolar Birliği yönetim anlayışına karşı; mutlak bir değişimin gerekliliği inancıyla başkan adayı olduğumu ilan ederim” dedi.
TBB’nin 36. Olağan Genel Kurulu, Avukat Özdemir Özok Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, mevcut TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun ve Mardin Barosu delegesi Medeni Ayhan’ın aday olduğu kongrede, bugün 10.00-17.00 saatleri arasında seçim yapılacak.
Genel Kurul’da, gündem maddelerinin ardından başkan adaylarına söz verildi. İlk sözü Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan aldı. Sağkan, Feyzioğlu’nu “Truva atına” benzeterek, şunları söyledi:
“Avukatlık mesleği sistemli saldırılarla uzun zamandır tehlike altındadır. Öyle ki adli yıl açılışları dahi mesleğimiz için mekânsal bir ötekileştirme, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığının açık ilanı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı tarafından bağımsız yargıyı ve kuvvetler ayrılığını savunan baroları kriminalize etmenin yöntemi haline getirilmiştir. Tüm bunlar yaşanırken; Sayın Birlik Başkanı avuçları patlarcasına alkış tutmuştur.
“KAPALI KAPILAR ARDINDAN DESTEK VERDİ”
Bu ülkede meslek örgütlerinin parçalanmaması, kamusal vasfını yitirmemesi için mücadele veren baro başkanları; memleketin başkentine sokulmamış, yağmur altında ve soğukta 27 saat boyunca polis tarafından ablukaya alınmış, yerlerde sürüklenmiş ama meslek için edilen yemine nasıl sadık kalınacağını çoktan tarihe yazmışlardır. O tarih ki, hukuk için mücadele eden nice avukatlar görmüştür, bir avukat cübbesinden yapılan barınak altında sabahlayan meslektaşlarımızı 2020’de, Ankara’da tanımıştır. Aynı tarih; tüm bunlar yaşanırken sessiz kalmak bir yana, kapalı kapılar arkasında bu çabaya destek veren savunma tarihinin Türkiye’deki Truva atını da aynı günlerde, aynı coğrafyada tanımış.”
Sağkan, avukatların sorunlarından bahsederek, Feyzioğlu’nun avukatlık ücret tarifesindeki artışı “lütuf gibi sunduğunu” dile getirdi. Meslektaşlarının her geçen gün alım gücünün azaldığını belirten Sağkan, “Bu ülkenin avukatları girdikleri ekonomik kriz nedeniyle intihar etmiş, sokakta, adliye önlerinde darp edilmiş, bıçaklanmış ve öldürülmüşlerdir. Müvekkilleriyle özdeşleştirilerek tutuklanmışlalardır” dedi.
TAHİR ELÇİ DAVASINI HATIRLATTI
Sağkan, Türkiye’deki “hukuksuz uygulamalara karşı” Feyzioğlu’nun gereken duruşu göstermediğini ifade ederek, “Diyarbakır Barosu Başkanımız Tahir Elçi gözlerimizin önünde hunharca katledilmiş, cinayetin göstermelik davasında bir arpa boyu yol alınamadı. Sayın Birlik Başkanımız duruşmalara katılmadığı gibi adil yargılama yapılsın diye didinen baro başkanlarını yalnız bırakmıştır. Bu mudur Türkiye Barolar Birliğinin vakur duruşu” diye konuştu.
Sağkan, avukat Selçuk Kozağaçlı’nın babasının cenazesine elleri kelepçeli katılırken Feyzioğlu’nun tostçuda tost yaparken fotoğraflarının ortaya çıktığını aktararak, “Türkiye Barolar Birliği’nin o vakur duruşuyla nasıl bağdaştığını nasıl açıklayabiliriz? Demokratik haklarının kullanan baro başkanlarını yürüyüşle ilgili olarak ‘Bu yürüyüş avukatların, yargının sorunlarını çözmek için midir, yoksa başka bir şey için midir?’ diyerek, o baro başkanlarını bizzat kamuoyunun önüne hedef olarak gösteren sayın birlik başkanın hangi Türkiye Barolar Birliği’nin ağırlığı ile ilişkilendirilebiliriz” dedi.
Sağkan İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumaları tarafından darp edilen avukat Sertuğ Sürenoğlu’nu hatırlatarak, “Türkiye Barolar Birliği Başkanı çıkıp ‘Cumhurbaşkanı korumaları olan şüpheliler yargı tarafından kollanıyor, benim meslektaşım işkence gördüğü halde bu yargı bağımsızdır’ diyememektedir. Yargının bağımsız olmadığını kendi meslektaşı işkence gördüğü halde söylemeyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile karşı karşıyayız… Birlik başkanı devlet erkanı ile birlikteyken gözlerinin içine baka baka Atatürk’e lanet okunduğunda tek kelime edemiyorsa net ifadeyle duruşsuzluktur” diye konuştu.
Sağkan, genel kurul ile TBB’de değişim gerektiğini aktararak, şunları belirtti:
“Herkes bilmelidir ki; Türkiye Barolar Birliği, kişiler ile özdeşleşmeyecek kadar büyük, tüm çıkarların üzerinde ve tek kişinin daimî makamı olmayacak kadar önemlidir.
Türkiye Barolar Birliği’nin bizzat varlık sebebi olan mesleğe hizmet, tek kişinin merhametine ve tahakkümüne terk edilemez, edilmeyecektir. Yeri geldiğinde lütuf, çoğu zamansa görünmez bir tehdit haline gelmiş üslup artık son bulacaktır.
DEĞİŞİM VURGUSU YAPTI
Yaptıkları ve yapmadıkları ile savunmanın parçalanma sürecine ses çıkarmayan, hukuku teferruat olarak gören başkanı ile özdeşleşmiş bir Türkiye Barolar Birliği yönetim anlayışına karşı; mutlak bir değişimin gerekliliği inancıyla; savunma mesleğinin sorunlarını çözmekte, hukuk devletinin tesis edilmesinde barolarla işbirliği içinde çalışan, hak ve özgürlük ihlallerinde hak savunuculuğu rolünün bilinci ile mücadele eden, güçlü ve katılımcı bir yönetim anlayışına sahip Türkiye Barolar Birliği’nin yeniden inşa edilmesi ve çatı örgütümüzü yeniden baroların gerçek birliği yapmak için Türkiye Barolar Birliği Olağan Genel Kurulu’nda başkan adayı olduğumu siz değerli meslektaşlarıma ve kamuoyuna tarifsiz bir heyecanla ilan ederim.”
Sağkan’ın ardından Mardin Barosu delegesi Medeni Ayhan konuştu. Ayhan, kendinin de içinde bulunduğu grup tarafından eleştirildiğini aktararak, “Benim de içinde olduğum grubun ilkesiz olduğunu biliyordum” dedi.
Ayhan, kendisinin konuşması sırasında kavga çıkacağını varsaydığını söyleyerek, “Henüz konuşmama gelmeden kavga çıktı. Bunun bir ölçüde kongrenin gazını aldığını düşünüyorum, daha rahat konuşacağım. Ben sosyalist olmam nedeniyle gençlik yıllarımdan itibaren Rus literatürü okudum. Aynı partide mücadele eden adamlar var. Biz doğu toplumlarında ise eleştiri ve demokrasi kültürü olmadığı için eleştirileri hakaret olarak algılıyor. Bir tanesi demiş ki ‘Ölü doğdunuz’. Yani ne var bunda. (Salonda gülüşmeler oldu). Ben ölü doğdun demeyecektim, baro değilsiniz iktidarın bürosudur diyecektim. Oy anlamında Sayın Feyzioğlu ve Sayın Sağkan’ın olsun ama konuşma benim olsun. Bizim grup dahi Kürtler dahi ben konuşmaya başladığımda nasıl kısarız derdine girdiler” diye konuştu.
TAMER ARDA ERŞİN