Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bütçeleri hakkında partisi adına söz alarak TBMM Genel Kurulu’na hitap etti.
Kamu Hastaneleri Kurumu ve Halk Sağlığı Kurumu’nun genel durumuna bakıldığında, iktidarın ciddi bir başarısızlık sergilediğinin görüldüğünü kaydeden Çamak, “İktidar da bu hataları ve başarısızlığı görmüş olacak ki bunları değiştirme yoluna gitti. Ki bu durum Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok saymak anlamına gelmektedir. Sağlık Enstitüleri’nin ise sadece kâğıt üzerinde olduğu anlaşılmaktadır” dedi.
‘İŞ KAZALAR EN AZINDAN HUZURSUZ ETMELİ’
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun sorumluluk alanlarından olan çalışma sağlığı ve güvenliği konusunun Türkiye'nin kanayan yarası olmaya devam ettiğini kaydeden Çamak, “Kasım ayında en az 170 ve yılın ilk on bir ayında ise en az 1850 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Bu rakamlar sorumluluk makamında oturanları en azından huzursuz etmelidir. Fakat bu yaşananlara rağmen yürürlük tarihi üç kez ertelenen İş Güvenliği Yasası’nın hâlen bahsi bile geçmemektedir” diye konuştu.
HALK SAĞLIĞI KURUMU’NUN ARAÇ KİRALAMALARINDA MEVZUATA AYKIRILIK
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun mali saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkesi gereğince oldukça sorunlu bir geçmişi olduğuna değinen Çamak, “Kurumla ilgili bu yılın Sayıştay raporlarında kuruma ait alacakların sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınmadığı, bunların takip ve muhasebeleştirilmesi noktasında ciddi aykırılıklar olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca kuruma bağlı döner sermaye işletmelerinin mali tablolarında alacaklara ilişkin yapılan incelemelerde alacakların gerçeği tam ve doğru yansıtmadığı belirtilmiştir. Bakınız Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna bağlı bazı müdürlüklerde araç kiralama hizmet alımı yapıldığını biliyoruz. Hükümet taşıt alımına sınır getirince kurumlar hâliyle araç kiralama yöntemine başvuruyor. Fakat Sayıştay raporlarında kurumun araç kiralama işine ait hak ediş ödemelerinde mevzuata aykırılıklar tespit edilmiştir. Bu durum yüklenici firmalar konusunda ciddi kuşkular uyandırmakla birlikte kamunun zarara uğratıldığı gerçeğini de ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
‘İŞSİZ EVLAT VERGİSİ’NDE BORÇLANDIRMA SÜRÜYOR’
‘İşsiz evlat vergisi’ olarak tanımladıkları Genel Sağlık Sigortası mağdurlarının borçlandırılma sorununun aynı şekilde devam ettiğini kaydeden Çamak,
“Gençlerimizin milyarlara varan borçlanmalarına rağmen acil durumlar dışında herhangi bir sağlık güvencesi olmayan bu vatandaşların hastanelerde nasıl perişan olduğunu görüyoruz” dedi.
‘PERFORMANS SİSTEMİNİ SONLANDIRIN’
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte arttığını savunan Çamak, “OHAL ve KHK'lar eliyle binlerce sağlık çalışanı işinden, ekmeğinden edildi, atamalar süresince yürütülen güvenlik soruşturmaları genç hekimleri bezdirmiş durumda ve tüm yetersizliklere rağmen mesleklerini hakkıyla icra etmeye çalışan hekimlere uygulanan performans sistemi tüm yakıcılığıyla sürdürülüyor. Sayın Bakan, öyle zannediyorum ki siz de ihtisas yaptığınızda hocalarımız ne yapardı? Hasta bakmazlardı, polikliniğe inmezlerdi, o görevi asistanlar ve başasistanlar yapardı, sıkıştıkları zaman hocalarına danışırlardı ama şimdi hastanelere gittiğimiz zaman polikliniklerde hocaların çalıştığını görüyoruz. Bunu sorduğumuz zaman hocalara ki defalarca sordum ‘Ne yapalım? performans sisteminden sonra ayda ek 2 bin lira gelir elde etmek için bunu yapmak zorundayız’ dediler. Lütfen sizden meslektaşlarım adına ve bilim adına rica ediyorum, bu performans sistemini artık sonlandırınız ve buna bir çözüm bulunuz” diye konuştu.
‘HASTANIN BAĞIRSAĞINDA 10 POLİP VARSA, SGK BİR POLİPİN ALINMASI İÇİN PARA ÖDÜYOR’
Halkın en iyi sağlık hizmetini almasının herkesin arzusu olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığının önemli olduğunu vurgulayan Çamak, “Örneğin, şehir hastanelerinin uzun süreli anlaşma gereği yirmi beş yıla ulaşan değeri nedir, onu bile tam bilmiyoruz. Öyle anlaşılıyor ki halkımız bu durumda uzun süre borç ödemek zorunda kalacaktır. Diğer taraftan, üniversite hastaneleri ciddi bir borç batağındadır; bunu siz de biliyorsunuz, hâlen milyonlara varan borçları var. Çok sayıda malzemenin ödenmemesi doktorları vicdanlarıyla baş başa bırakmaktadır. Bir işlemi bir defada yapması gereken bir hekim, bakıyorsunuz biri ödeneceği için, örneğin, endoskopi yaptı, bir hastanın bağırsağında diyelim ki 10 tane polip var ve bu polipleri bir seansta alması gerekirken Sosyal Güvenlik Kurumu birine ödeme yaptığı için ya birini alıyor veyahut da zamanını vererek, vicdanı elvermediği için 10'unu alıyor ama Sosyal Güvenlik Kurumu bir polipin parasını ödemektedir. Lütfen bunları yeniden değerlendiriniz ve yeniden bir ayarlama yapınız” ifadelerini kullandı.
‘HAVA KİRLİLİĞİ EN ÖNEMLİ SORUN’
Halk sağlığında önceliğin koruyucu hekimlik olması gerektiğine işaret eden Çamak, “Hava kirliliği ülkemizin önemli bir sorunu olmaya devam etmektedir. Bu mevsimde, özellikle yoksul halkın yaşadığı kesimlerin bulunduğu bölgede hava kirliliğinden geçilmiyor; bunun da nedeni, hepimizin bildiği gibi, düşük kaliteli kömür tüketimidir. Mevcut olanlara ilaveten, ülke neredeyse baştan sona kömürle çalışan termik santrallerle doldurulmaya çalışılıyor. Ayrıca, tüm canlılar için son derece tehlikeli olan nükleer santral kurulumunda da iktidarın ısrarcı olmasına anlam veremiyoruz. Temiz ve yenilenebilir enerji önceliğimiz olmalıdır. Türkiye'de bu alanla ilgili sektörler son yıllarda kendisini fazlasıyla geliştirdi ve bununla ilgili yatırımlar da yapılmaya devam ediyor” dedi.
‘DONDURMADA BİLE GLİKOZ VAR. GLİKOZLU BAKLAVAYI ÇOCUKLARINIZA YEDİRMEYİN’
Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde diyabet oranı artışı en yüksek olan ülke olduğuna değinen CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Glikoz kullanımı ülkemizde, gelişmiş ülkelerin kabul ettiği standartların üzerinde olsa da maalesef buna da uyulmamaktadır ve bununla ilgili herhangi bir denetim olmadığı için de yediğimiz dondurma dâhil, dikkat ediniz, dondurma dâhil arkadaşlar, bunu belki bilmiyorsunuz. Hani ‘Çok sert bir dondurma; ne kadar güzel, ne kadar sert’ diyorsunuz, o dondurmaya glikoz maddesi katıldığı için sertleşiyor. Baklava sertse, ertesi gün yumuşamıyorsa ve sert olarak kalıyorsa bu glikozdan imal ediliyor arkadaşlar, bunu biliniz. Çocuklarınıza yedirmeyin. Neredeyse bütün tatlılarda kullanıldığını, araştırmalarımda, bizzat araştırdım arkadaşlar, bizzat gördüm bunun böyle olduğunu. Türkiye nüfusu yaşlanmaktadır. Yaşlı bakım yatağı çok yetersizdir. Geriatri bilimiyle uğraşan bilim adamlarından edindiğim bilgiye göre, şu anda Türkiye'nin 130 bin yaşlı bakım yatağına gereksinimi varken 25 bini özel, 10 bini devlet olmak üzere sadece 35 bin yatak mevcut. Yaşlılarımızı yaşamlarının son günlerinde rahat ettirmek hepimizin görevi olmalıdır. Bu bütçeye genel olarak baktığımızda, kamu-özel ortaklığı ve iş birliği modeliyle son dönemde gerçekleştirilen ve sözleşmelere dayalı olarak verilen garantilerin devlet hazinesine ve bütçeye getirdiği olası risk ve yüklerin gerçek boyutu hesaplanmamıştır. Sonuç olarak, insanı ve insan sağlığını önemsemeyen, bu ülkenin kaynaklarını birilerine peşkeş çeken bu bütçeyi ülkemizin yararına görmüyor ve ‘hayır’ diyoruz.”