ESMA TURAN
Muğla`da 12 yıl önce polis kurşunuyla yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Şerzan Kurt, Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Sınırsızlık Meydanı`nda anıldı.
Muğla`da, 12 Mayıs 2010 gecesi karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt, polis kurşunuyla başından vurularak hayatını kaybetti. Şerzan Kurt`un ölümüne neden olan olayların 12`nci yıl dönümü nedeniyle vatandaşlar, Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri`nin çağrısıyla bugün Muğla`nın merkez ilçesi Menteşe`deki Sınırsızlık Meydanı`nda toplandı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklaması yapan HDP Muğla İl Eş Başkanı Fulya Erdoğan, 12 yıl önce yaşanan olayı şöyle anlattı:
"12 yıl önce bugün, 12 Mayıs 2010`da Muğla`da, evlerine gitmekte olan Kürt öğrencilere yol üzerinde planlı bir şekilde organize olan faşistler saldırdı. Polis ise saldırıya uğrayan arkadaşlarına destek için gelen öğrencileri dağıttı, bazılarını gözaltına aldı. Gecenin ilerleyen saatlerinde, gözaltındaki arkadaşlarının serbest bırakılmasını bekleyen öğrencilere bir kez daha faşistler, bu sefer polis kontrolünde saldırdı. Bu saldırı karşısında kendini korumaya çalışan öğrencilere doğru ateş eden polis memuru Gültekin Şahin, Şerzan Kurt`u vurdu. 21 yaşında ve Muğla Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, hayatını kaybetti. Polis Gültekin Şahin, tutuklandı. Dava, güvenlik gerekçesiyle Eskişehir`e taşındı. Polis Gültekin Şahin, serbest bırakıldı. Önce müebbet hapis cezası alan Gültekin Şahin, daha sonra ‘haksız tahrik` ve ‘mahkemeye saygı` indirimleri alarak tahliye edildi.
"DEVLET, SUÇ İŞLEMİŞ GÖREVLİSİNİ KORUDU"
Şerzan, arkadaşlarıyla dayanışma için çıktığı sokakta polis tarafından öldürüldü. Ne yazık ki cezasızlık güvencesi devreye girdi. Devlet, suç işlemiş görevlisini korudu. Yasaya göre havaya ateş etmesi gerekirken göstericilere silah doğrultan polis, adaletin elinden kurtarıldı. Şerzan Kurt`un vurularak katledilmesinin üzerinden tam 12 yıl geçti. Diyarbakır`da Aydın Erdem ve Muğla`da Şerzan Kurt`un öldürülmesi ve katillerinin cezasız kalması ile başlayan süreç, Gezi eylemleri sırasında Berkin Elvan`ın, Ethem Sarısülük`ün, Ali İsmail Korkmaz`ın, Medeni Yıldırım`ın, Abdullah Can Cömert`in, Ahmet Atakan`ın, Mehmet Ayvalıtaş`ın, Hasan Ferit Gedik`in ve daha nicesinin katledilmesi ve katillerinin cezasız kalması ile sonuçlandı.
"IRKINDAN DOLAYI KATLEDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ"
Bizler, 12 yıldır davanın takipçisi ve Şerzan`ın katledildiği bu sokaklarda Şerzan`ın sesi oluyoruz. Bizler, dili, dini, ırkı veya demokratik protestolara katılması nedeniyle insanların öldürülmesinin karşısındayız. Bunu anlatmanın, bu sebeplerle insanların katledilmesinin önüne geçmenin yolunun, katledilmiş arkadaşlarımızın, dostlarımızın, yoldaşlarımızın anılarına, mücadelelerine ve adalet süreçlerine sahip çıkmak olduğunu biliyoruz. Eğer bunu yapmazsak başka Şerzanlar, Aydınlar ve Deniz Poyrazlar ile karşılaşabileceğimizin bilincindeyiz. Bu yüzden bugün de Şerzan`ı anmak için toplanmışken Şerzan`ın neden öldürüldüğünü yeniden belirtme gereği duyuyoruz. Şerzan Kurt, Kürt olduğu için, Kürtçe konuştuğu için öldürüldü. Bizler, Muğla Emek ve Demokrasi güçleri olarak, bu ülkede yaşayan hiçbir gencin yaşamının baharında kimliğinden, ideolojisinden ya da ırkından kaynaklı saldırıya uğramasını, katledilmesini kabul etmiyoruz.
"ŞERZAN İÇİN ADALET TALEBİMİZİ HAYKIRACAĞIZ"
Annesi Nejla Kurt, Şerzan`ın katledilişinin 10. yılında yapılan anmada, ‘Artık Muğla`nın adını hava durumunda bile duymak istemiyorum` dedi. Biz, Muğla`daki Emek ve Demokrasi güçleri olarak, bu sözün ağırlığı altında eziliyoruz. Bu ağırlığı tek başına kaldırmanın mümkün olmadığının bilinciyle birlikte mücadelemizi bundan sonraki senelerde daha da büyütmek için Muğla`daki tüm demokrasi güçlerine çağrı yapıyoruz. Şerzan için gerçek adalet sağlanana kadar yine bu sokaklarda Şerzan`ın anısına sahip çıkarak adalet talebimizi haykıracağız. Şerzan`ın anne ve babasının mesajını buradan yeniden yineliyoruz: Anadolu ve Mezopotamya toprakları üzerinde yaşayan her halkın ve kesimin kendini içinde göreceği, kimliğiyle, rengi ile ifade edeceği, can ve mal güvenliğinin sağlanacağı bir barışın, özgürlüğün geleceği, siz Şerzan Kurt`un Türk, Kürt ve diğer halkların onurlu genç yoldaşlarının birlik, beraberlik ve kararlı mücadelesiyle olacaktır."