CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Bülent Tezcan, “Türkiye’nin çözülmesi gereken 5 temel sorunu var. Bu 5 temel sorunu çözerek Türkiye dünyanın en güçlü ülkesi haline gelir. En zengin ülkeleri haline gelir. Huzur içerisinde, refah içerisinde yaşayabiliriz.
Tarih :
6 Nisan 2018 Cuma 23:30
Okunma :
1166
Cumhuriyet Halk Partisi İl Örgütü, Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu,Parti sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un katılımıyla gündemi değerlendirme toplantısı düzenledi. İl binasında düzenlenen toplantıda, Mersin İl Başkanı Adil Aktay,PM Üyesi Fatma Güner,Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut da hazır bulunurken, çok sayıda partili de toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun Türkiye’nin acil çözülmesi gereken 5 önemli sorunun olduğu üzerinde durdular. Tezcan, Türkiye’nin çözülmesi gereken 5 temel sorunu var. Bu 5 temel sorunu çözerek Türkiye dünyanın en güçlü ülkesi haline gelir. En zengin ülkeleri haline gelir. Huzur içerisinde, refah içerisinde yaşayabiliriz. Bu 5 temel sorun çözülmeyecek sorun değildir. Sadece çözecek iktidara ihtiyaç var. Bu sorunların başında ekonomi geliyor. Birinci temel sorun, üreten bir ekonomiye ihtiyacımız var. İkinci temel sorun; demokrasi ve hukuk devletidir. Demokrasiyi inşa etmek ve hukukun üstünlüğünü kurmak, yargı bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Üçüncü temel sorun eğitimdir. Türkiye’de bir yeni bilimsel akla, değerlerimize uygun esaslı eğitim reformuna ihtiyacımız var. Üretimle, sanayiyle, istihdamla el ele yürüyen gelecek kuşaklarımızın iş aş endişesi olmayan, yeni güçlü nesiller yetiştiren, çağı yakalayan, aklı kullanan nesiller yetiştiren eğitim reformuna ihtiyacımız var. Dördüncü temel mesele, toplumsal barışa ihtiyacımız var. Huzuru tesis etmek zorundayız. Kendi iç çatışmalarımızı ve bu çerçevede terörü ortadan kaldıracak bir esaslı toplumsal barışa ihtiyacımız var. Türkiye bataklığa saplanmış dış politika anlayışından kurtulup, cumhuriyetin kuruluş ayarlarına dönerek, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ esası üzerinde dış politikasını yeniden inşa etmek ve tesis etmek zorundadır” derken, Torun ise “Türkiye’de 5 temel sorun hala çözülemedi ve bu 5 temel sorun gündeme gelmiyor. Elimizi cebimize attığımızda ekonominin durumu zaten malum. Aynı şekilde eğitim malum. Artık eğitimden bahsetmek mümkün değil. Bu yıl hangi sistemle sınav yapılacağını kendileri dahi bilmiyor. Kendi düşüncelerini daha güçlü kılmak için bir yapı ortaya koyuyorlar ama bunların hiçbir faydası yok. Sağlığa baktığımızda durum içler acısıdır. Artık paralı hale geldi. Toplumsal barış maalesef ciddi anlamda bozuldu. Senden benden diye ayrıştı. Toplumda derin bir yarılma söz konusu. Dış politika artık bitti. Sıfır sorunlu dış politikamız artık tamamen bütün sınır ülkeleri ile sorun haline geldi” şeklinde konuştu.
TORUN, “TEK ADAM YÖNETİMİNİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
Mersin’de olmaktan ve il örgütünün düzenlediği toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyetini dile getirerek konuşmasına başlayan Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Önümüzde bir süreç var. 2019’da 3 önemli seçim yapacağız. Bu seçimde demokrasiden, hukuktan, özgürlükten yana olanlarla tek adamdan yana olanların seçimi olacak. Biz inanıyoruz ki, bu ülkenin geçmişten bugüne kadar getirdiği, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile taçlanacak ve bir kadın devrimi ile birlikte 2019’da iktidara geleceğiz. Tek adam yönetimini ortadan kaldıracağız. Önümüzdeki süreçte Mersin Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili belediye olacak. Hem yerelde hem genelde iktidar olacağız. Ayrıca Mersin’de 13 ilçe belediyelerimizde de mutlaka ve mutlaka belediye sayılarımızı artıracağız. Mersin artık CHP’nin kalesi olacak” dedi. “Türkiye’de 5 temel sorun hala çözülemedi ve bu 5 temel sorun gündeme gelmiyor” diyen Torun, “Elimizi cebimize attığımızda ekonominin durumu zaten malum. Aynı şekilde eğitim malum. Artık eğitimden bahsetmek mümkün değil. Bu yıl hangi sistemle sınav yapılacağını kendileri dahi bilmiyor. Kendi düşüncelerini daha güçlü kılmak için bir yapı ortaya koyuyorlar ama bunların hiçbir faydası yok. Sağlığa baktığımızda durum içler acısıdır. Artık paralı hale geldi. Toplumsal barış maalesef ciddi anlamda bozuldu. Senden benden diye ayrıştı. Toplumda derin bir yarılma söz konusu. Dış politika artık bitti. Sıfır sorunlu dış politikamız artık tamamen bütün sınır ülkeleri ile sorun haline geldi. Kısacası artık ülkeyi yönetemiyorlar” dedi.
TEZCAN, “HUKUK MÜCADELESİ ASLINDA BİR EKMEK MÜCADELESİDİR”
Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında, “Savunma mesleğini tüm zorluklarına rağmen cesaretle yürüten, hukukun üstünlüğü mücadelesini kararlı bir biçimde veren ve bütün zorluklara, iktidar baskılarına, talimatlı yargı düzenine rağmen cesaretle, kararlılıkla, hukuk vicdanı ile avukatlık görevini yürütmeye çalışan tüm avukatlarımızın gününü kutluyorum. Uzun zaman Türkiye’de yargıyı FETÖ denen çeteye teslim eden bu iktidar bugün o çeteden temizliyorum derken yeni bir yapılanmaya teslim etmek ve yok etmeyle hukuk düzenini ortadan kaldırmayla bizi baş başa bırakmıştır. Hukuk mücadelesi aslında bir ekmek mücadelesidir. Hukuk mücadelesi aslında bir özgürlük mücadelesidir. Hukuk mücadelesi, halkın kendini ifade edebilme mücadelesidir. Bu nedenle 5 Nisan Avukatlar Günü’nde hukuk mücadelesini veren hem kuruluşlara, kurumlara hem de avukat meslektaşlarıma bir kere daha güzel umutlu gelecek dileğiyle, günlerini kutluyorum” dedi.
“OHAL’SİZ ÜLKEYİ YÖNETEMEZ DURUMDALAR”
Hükümete yönelik OHAL eleştirilerinde de bulunan Tezcan, “Bu anlayış Türkiye’de bir OHAL düzeni yarattı. Bugün Türkiye 20 Temmuz darbesi şartlarında yaşıyor. Bir darbe düzenindeyiz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı, milletle beraber direndik; karşı durduk ama bu iktidar 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin bu mücadelesinden bir güçlü demokrasi çıkarma tercihinde bulunmadı. Bunun yerine tam tersine bunu fırsat bilerek 20 Temmuz darbesi ile Türkiye’de yeni bir sivil darbe gerçekleştirdi. O günden bu yana Türkiye, 20 Temmuz darbesi koşulları altında yaşıyor. Bu iktidar OHAL bağımlısı bir iktidardır. Uyuşturucu bağımlısı gibi OHAL bağımlısı olmuşlardır ve OHAL’siz ülkeyi yönetemez durumdalar” diye konuştu.
“HİÇBİR TEREDDÜT DUYMUYORUZ”
AK Parti MHP koalisyonuna da değinen Bülent Tezcan, “Bunu Cumhur İttifakı diye topluma dayatmaya çalışıyorlar. Bu ittifak aslında tabanda kurulmuş bir ittifak değildir. Bu ittifak AK Parti’ye ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren vatandaşlarımızın kurduğu bir ittifak değildir. Bu ittifak tepede kurulmuş, AK Parti yönetimi ile MHP yönetiminin bir kısmının sarayda oluşturduğu bir saray ittifakıdır. Bu ittifak cumhuru bölme ittifakıdır. Bu ittifak halkın benden olanla olmayan diye ikiye ayrıldığı, kutuplaştırıldığı bir ittifaktır. Türkiye’de bu ittifaka karşı esaslı ve güçlü seçenekler toplumsal mücadele alanında her gün yeni noktalarda ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de halkımız, milletimiz bu ittifakın seçeneğini üretecektir. 16 Nisan’da sandığa giderken ‘hayır’da buluşan demokrasi etrafında buluşan o büyük duyarlı kitle, bu toplumu kutuplaştıran ittifakı ilk seçimde yerle bir edecektir. Bununla ilgili hiçbir tereddüt duymuyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİR TOSUNCUK DÜZENİ KURDULAR”
Gündemde olan şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunu da gündemine alan Tezcan, “Bu milletin alın terinin ürünü olan şeker fabrikalarını satışa çıkarıp yine üç beş tosuncuğa peşkeş çekme peşindeler. Bir tosuncuk düzeni kurdular. Tarımda, sanayide, ithalatta, faiz alanında, finans sektöründe her şeyde tosuncukların mutlu olduğu, milletin mutsuz olduğu bir düzen kurdular. Şimdi şeker fabrikalarını da aynı şekilde peşkeş çekme peşindeler ama millet, buna karşı bir aydan bu yana çok önemli bir dayanışma örneği gösteriyor. Türkiye’nin her yerinde bir şeker ittifakı oluştu. Şeker ittifakının parti bayrağı, parti amblemi yok. Sadece emek etrafında bu milletin zenginliği etrafında toplanmış bir ittifaktır. Şeker ittifakı vatan ittifakı oldu” dedi.
“MERSİN’İN CAN DAMARINA HANÇER SAPLANDI”
Birkaç gün önce temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili, Mersin’in can damarına hançer saplandığını savunan Tezcan, şunları söyledi: “Bu iktidar gayri milli bir iktidardır. Milletin varlığını ve servetini, emeğini, milletin kendi birikimini, yabancı tekellere, faiz lobisine peşkeş çeken bir iktidardır. Bu iktidar kendi doğal enerji kaynaklarını kullanarak, çevreye zarar vermeden gerçekten milletin gücüyle tasarruflu ve ucuz çevreyle barışık enerji kaynaklarını yaratmak yerine Mersin’in can damarında Akkuyu’ya hançer saplayan gayri milli bir iktidardır. Şimdi bu tabloya karşı Türkiye her yerde, Mersin’de de, Çorum’da da, Trakya’da da, Eskişehir’de de, Adıyaman’da da ülkenin milli serveti ve emek etrafında milli bir buluşma gerçekleşecek. Gayri milli iktidarı yok etmenin yolu, milletin demokrasi ekseninde milli değerleri, ekonomik değerleri etrafında güçlü bir buluşması ve beraberliği olacaktır. Önümüzdeki süreç Türkiye’nin bunu hızla inşa ve tesis edeceği bir süreç haline gelecek. Mersin bizim için de Türkiye için de çok önemli. Mersin birikimi çok yüksek bir kent. Mersin, sadece doğal zenginliği ve çevre güzelliği ile değil, insan kaynağı ile de birikimi çok yüksek bir kent” şeklinde konuştu.
“BEŞ TEMEL SORUN ÇÖZÜLMEYECEK SORUN DEĞİLDİR”
“Türkiye’nin çözülmesi gereken beş temel sorunu var” diyen Tezcan, şunları dile getirdi: “Bu beş temel sorunu çözerek Türkiye dünyanın en güçlü ülkesi haline gelir. En zengin ülkeleri haline gelir. Huzur içerisinde, refah içerisinde yaşayabiliriz. Bu beş temel sorun çözülmeyecek sorun değildir. Sadece çözecek iktidara ihtiyaç var. Bu sorunların başında ekonomi geliyor. Birinci temel sorun, üreten bir ekonomiye ihtiyacımız var. İkinci temel sorun; demokrasi ve hukuk devletidir. Demokrasiyi inşa etmek ve hukukun üstünlüğünü kurmak, yargı bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Üçüncü temel sorun eğitimdir. Türkiye’de bir yeni bilimsel akla, değerlerimize uygun esaslı eğitim reformuna ihtiyacımız var. Üretimle, sanayiyle, istihdamla el ele yürüyen gelecek kuşaklarımızın iş aş endişesi olmayan, yeni güçlü nesiller yetiştiren, çağı yakalayan, aklı kullanan nesiller yetiştiren eğitim reformuna ihtiyacımız var. Dördüncü temel mesele, toplumsal barışa ihtiyacımız var. Huzuru tesis etmek zorundayız. Kendi iç çatışmalarımızı ve bu çerçevede terörü ortadan kaldıracak bir esaslı toplumsal barışa ihtiyacımız var. Türkiye bataklığa saplanmış dış politika anlayışından kurtulup, cumhuriyetin kuruluş ayarlarına dönerek, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ esası üzerinde dış politikasını yeniden inşa etmek ve tesis etmek zorundadır. Bu 5 temel meseleyi bu iktidar çözemez. Çünkü, bu 5 temel meselenin sebebi olan iktidar bu iktidardır. Sorunun sebebi olanlar sorunu çözemezler. Bu sorunları önümüzdeki süreçte çözecek olan Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıdır. CHP iktidarında sadece parti tekelciliği ile ve partinin diliyle Türkiye’de geri kalan herkesi yok sayarak bir iktidar arayışı içinde değiliz. Ülkemizde demokrasiyi isteyen zengin bir Türkiye isteyen, toplumsal barışı isteyen, eğitim sorunlarını çözmek isteyen herkese şemsiyeyi açtık ve herkesle beraber bu yolu yürüyeceğiz. Referandumla başlayan, Adalet Yürüyüşü ile devam eden o büyük demokrasi buluşmasını önümüzdeki süreçte sandıkta gerçekleştireceğiz.”
“ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE BİR BÜYÜK HEDEF VAR”
Mersin’in kendileri için önemli olduğunun altını çizen Bülent Tezcan, “Mersin’de başarılı 3 belediye başkanımız var. Çalışkan bir örgütümüz var. Kongrelerimizi tamamladık. Yeni bir sürece girdik. Önümüzde artık bir büyük hedef var. İktidar hedefi. Mersin’de ilçe belediye sayılarımızın 3 tane olması bizim için çok ciddi bir eksikliktir. Sadece bizim için değil, Mersin halkı için de büyük bir eksikliktir. Çünkü mevcut 3 belediye başkanımız halka çok iyi hizmetler götürmektedir. O zaman niye bizim Silifke, Mezitli ve Yenişehir’de yaşayan halkımızın dışındaki Mersinli hemşerilerimiz de aynı iyi hizmetlerden yararlanmasınlar? Onların da iyi bir ilçede, iyi bir belediye hizmeti almak hakkı değil mi? O zaman Mersinlilerle beraber ortak bir görevimiz var. Önümüzdeki ilk yerel seçimlerde bu 3 ilçe belediyemizin dışında daha büyük yeni ilçe belediyelerin de belediye başkanlıklarını alacağız. Bu birinci adım. Bu yetmez. Biz 2014 seçimlerinde elimizdeki Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybettik. Şimdi önümüzde bir büyük hedef var. Biz bu ayrılığa daha fazla dayanamayız. Mersin halkı bu ayrılığa daha fazla dayanamaz. Önümüzdeki yerel seçimlerde aynı zamanda Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni almak hepimizin görevidir” dedi.