Muğla`da, CHP Marmaris İlçe Başkanlığı; Yargıtay`ı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararına karşı açıklama yaptı. CHP Marmaris İlçe Örgütü Başkanı Zekican Balcı, “Tek adam rejimi; tıpkı balyoz davalarında, Ergenekon davalarında, gezi davalarında cumhuriyet değerlerinden Atatürkçü, vatansever Türk evlatlarından intikam almaya çalıştığı gibi şimdi de İstanbul seçimlerinin intikamını almak istiyor. Bunun için kendilerine kurban olarak İstanbul il başkanımızı seçtiler” dedi.
CHP Marmaris İlçe Başkanlığı üyeleri, Yargıtay`ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararına karşı açıklama yaptı. CHP Marmaris İlçe Başkanı Zekican Balcı`nın şunları söyledi:
“YARGI ERKİNİN SİYASİ BİR SOPA OLARAK KULLANILDIĞI TOPLUMLARDA ADALETTEN BAHSETMEK ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR”
“CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından onandı ve sayın Kaftancıoğlu`na siyaset yasağı getirildi. Alınan bu kararın hukuki değil, siyasi olduğunu bütün dünya biliyor. Bu dava, AKP zihniyetinin hukuku siyasete alet ettiği ilk dava değil maalesef ama inanın son davalardan biri olacak. Hukukun üstünlüğünü tesis etmekle görevli olanlar, üstünlerin hukukunu tesis etmekle övünüyorlar. Enis Berberoğlu davasında, Selahattin Demirtaş davasında, Osman Kavala davasında ve siyasi saiklerle hareket edilen daha nice davalarda alınan kararların hukuk fakültelerinde öğretilen, hukuk kitaplarında yazan, bilimsel ve vicdani olgularla verilmediği çok açık ve nettir. Maalesef tutukluluğu mahkûmiyet haline getirdiler. Satılmış kalemşorları ile birçok davayı sulandırdılar. Evrensel hukuk kurallarından uzaklaştıkça Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine verilen kararlar utanç kaynağımız oldu. Şunu hiç kimse aklından çıkarmasın, her insanın tüm önyargılardan uzak bir şekilde adil yargılanma hakkı vardır. Yargı erkinin siyasi bir sopa olarak kullanıldığı toplumlarda adaletten bahsetmek asla mümkün değildir. Gerçekten suçlu olan insanlar adil yargılanmadığı anda, o kişiler suçlu sıfatından mağdur sıfatına taşınırlar ki bu toplumsal bir sarsıntıya yol açar. Akıl ve bilimle hareket etmek yerine siyasi ve kişisel hırsla hareket eden tek adam zihniyetinin ülkemize getirdiği nokta ortadadır.
Fatih Sultan Mehmet Han der ki, ‘aklı öldürürsen ahlak da ölür; akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı`yı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.` Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ise der ki, ‘adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul olunamaz.` İşte biz, bu anlayıştan gelen neslin torunları olarak siyaseten ne yaşarsak yaşayalım bu anlayıştan asla taviz vermeyeceğiz. Bir hukukçu olarak buradan Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin hakim ve savcılarına, değerli meslektaşlarıma sesleniyorum: artık korkmayın, onurlu mesleklerinizin gerekliliklerini yerine getirin. Hiçbir güç, adaletin gücünden üstün değildir. Adalete güç verecek olanlar ise sizlersiniz… Siz dik durdukça zalimler bu halkın önünde eğileceklerdir.
“TEK ADAM REJİMİ, İSTANBUL SEÇİMLERİNİN İNTİKAMINI ALMAK İSTİYOR”
Tek adam rejimi; tıpkı balyoz davalarında, Ergenekon davalarında, gezi davalarında cumhuriyet değerlerinden Atatürkçü, vatansever Türk evlatlarından intikam almaya çalıştığı gibi şimdi de İstanbul seçimlerinin intikamını almak istiyor. Bunun için kendilerine kurban olarak İstanbul il başkanımızı seçtiler. Canan Kaftancıoğlu`nu mahkûm ettirmenin yanında bir de siyasi yasak getirdiler. Kendi yandaşlarının kullandığı siyasi söylemler ve ifadeler için ‘düşünce özgürlüğü kapsamında kalıyor` diyenler aynı konuda benzer ifadeler kullanan, kendi gibi düşünmeyenler için ise yargıyı ceza aracı olarak kullanıyorlar.
“BU ÜLKENİN ONURLU EVLATLARINA REVA GÖRÜLEN BU ADALETSİZLİĞİ KABUL ETMİYORUZ”
İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin aynı zarf içinde kullanılan dört oy pusulasından yalnızca birini iptal ederek tekrarlanmasını sağlayan ve sonuçta iki kez yenilen siyasi akıl, şimdi o tarihi seçimin kahramanından intikam alıyor. Bu ülkede AKP`nin yağma ve talan düzenine çomak sokan, halka doğruları söyleme gayreti içerisinde olan herkese ne hikmetse bir kup takılıp cezaevine gönderiliyor. Bu millet Canan Kaftancıoğlu`nu, barınma hakkı isteyen üniversite öğrencilerinin yanındayken tanıdı. Kölelik koşullarında yaşamaya hayır diyen kargo ve dağıtım emekçilerinin direnişlerinde tanıdı, gezi parkında tanıdı; 1 Mayıs`larda meydanlarda tanıdı. Boğaziçi bizimdir diye haykıran onurlu akademisyenlerin yanında tanıdı. Kaz Dağları savunmasından Cerattepe`ye ekoloji mücadelelerinden tanıdı. Bu liste uzar gider ancak hiç kimse bu listeye bir tek yolsuzluk, hırsızlık yaftası ekleyemez. Bu ülkenin onurlu evlatlarına reva görülen bu adaletsizliği kabul etmiyoruz.
“DAYAN HALKIM, ZALİMLERİN ZULMÜ SONA ERİYOR. SON SÖZÜMÜZ; CANAN YÜREKLİDİR, CANAN CESURDUR, CANAN BİZİMDİR”
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu`nun elinde adalet yazan tek bir pankart ile yalnız başına başladığı adalet yürüyüşünün yurdun dört bir yanından katılan milyonlar ile tamamlandığını herkese hatırlatmak istiyorum.
Ey zalimler! Size, Marmaris`ten sesleniyoruz. Bizi iyi dinleyin, sizden korkmuyoruz. Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz. Yargıyı balyoz olarak kullanıp size demokratik yollardan muhalefet eden her kesimi korkutup sindirmek istiyorsunuz. Cemaatlerle bu milletin dini duygularını istismar eden meczuplarla yaptığınız işbirlikleri ile bu ülkenin vatansever Atatürkçü evlatlarının hapislerde çürümelerine izin verdiniz ama artık yolun sonundasınız. Biz halkımız ile beraber size karşı verdiğimiz mücadelede zafere ulaştık. Siz gidiyorsunuz, bu milletin karanlıklardan çıkıp aydınlığa kavuşmasına sadece ve sadece 12 ay kaldı. Dayan halkım, zalimlerin zulmü sona eriyor. Son sözümüz; Canan yüreklidir, Canan cesurdur, Canan bizimdir, Canan yalnız değildir.”