GAYE ŞEYMA CAN
Deniz biyoloğu Prof. Dr. Ergün Taşkın, TÜBİTAK destekli olarak Marmara Denizi`nde yaptıkları araştırmada, deniz çayırları üzerinde ipliksi alglerin aşırı artış gösterdiğini ve Erdek`te 2-3 metre derinlikte müsilaj oluşumu tespit edildiğini söyledi. Taşkın, Marmara Denizi için, “Eğer bu yaz yüzey suyu sıcaklığı 29-30 derece sıcaklığa ulaşırsa bütün Marmara`yı etkileyecek bir müsilaj oluşumu olmasa da bölgesel olarak yine müsilaj olma ihtimali var” dedi.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Deniz Biyoloğu Prof. Dr. Ergün Taşkın, TÜBİTAK`ın 1001 Projesi kapsamında yaptığı "121G113 No`lu Marmara Denizi ve Kuzey Ege Denizi`nde Müsilajın Makrofloraya Etkisi" araştırmasının saha çalışmaları hakkında ANKA Haber Ajansı`na konuştu.
Prof. Dr. Taşkın, projede TÜBİTAK MAM`dan (Marmara Araştırma Merkezi) Dr. İbrahim Tan, Dr. Alper Evcen, Gökhan Kaman ve Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi`nden Prof. Dr. M. Tahir Alp ile birlikte çalıştıklarını söyledi. Taşkın, araştırmanın saha ekibinde de kendisiyle birlikte Dr. Özgür Özbayyer ile bursiyerler Furkan Bilgiç ve Soner Börekçi`nin yer aldığı belirtti. Yaptıkları çalışmalarda, deniz çayırları üzerinde ipliksi alglerin aşırı çoğaldığını ve kıyıda müsilaj oluştuğunu belirlediklerini söyledi.
Prof. Dr. Ergün Taşkın, şu bilgileri paylaştı:
“2 İSTASYONDA ANALİZ ARAŞTIRMASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ: Geçen yıl Marmara`da gerçekleşen bir müsilaj olayı sonrasında TÜBİTAK, 1001 Projesi programı kapsamında özel çağrıya çıktı. Çağrıya Marmara Denizi`nde ve Kuzey Ege`de müsilajın makro floraya ne şekilde etki ettiğine dair bir proje sunmuştuk, kabul edildi. 121G113 No`lu Marmara Denizi ve Kuzey Ege Denizi`nde Müsilajın Makrofloraya Etkisi başlıklı TÜBİTAK MAM`dan (Marmara Araştırma Merkezi) ve Mersin Üniversitesi`nden araştırmacılarla birlikte saha çalışmaları gerçekleştirdik. Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz saha çalışmaları kapsamında alt bölgelerde, deniz çayırlarının olduğu bölgelerde istasyon kurulumu gerçekleştirdik. Ne şekilde değişim olduğuna dair böyle bir çalışma ve analiz araştırması gerçekleştiriyoruz. Çalışmalarımız mayıs ayının ardından haziranda da devam edecek.
5 METREYE 5 METRELİK İZLEME İSTASYONU KURULDU: Bizim 8 tane istasyonumuz var. 4 tanesi Kapıdağ Yarımadası`nda Erdek`te, Paşa Limanı Adası`nda, Bandırma ve Edincik Körfezi`nde. Bir tanesi İstanbul Adalar bölgesinde, Çanakkale`de İntepe, Gökçeada ve Saros Körfezi`nde olmak üzere bu şekilde 8 araştırma istasyonumuz var. Buralarda şubat ayında çalışmamızı yapmıştık. Mayıs ayında da Erdek Narlı`da ve Paşa Limanı Adası`nda 2 noktada, 5 metreye 5 metre olmak üzere izleme istasyonu kurduk ve alt, orta ve üst derinliklerde, müsilajın Deniz çayırlarına ne şekilde etki ettiğine dair bir araştırmamız oldu.
DENİZ ÇAYIRLARININ ÜZERİNDE İPLİKSİ ALGLER GÖZLEMLEDİK: Paşa Limanı`nda ve Narlı`da 3 ay bekledikten sonra çalışmamızı gerçekleştirdik. Şu anda aslında müsilajı Paşa Limanı istasyonunda görmedik ama deniz çayırlarının üzeri tamamen ipliksi alglerle kaplanmış durumda. Bu habercisi mi bilemiyorum ama Narlı`da yaptığımız çalışmada da deniz çayırı yine ipliksi alglerle tamamen kaplı. Bununla birlikte kıyıya doğru artık yavaş yavaş müsilajımsı makro yumaklar oluşmaya başladığını gözlemledik.
BU YIL BÖLGESEL BİR MÜSİLAJ OLABİLİR: Bölgesel bir müsilaj oluşumu kıyıda gerçekleşmiş durumda. Şu anda havalar daha yeni ısınıyor. Deniz suyu da yeni ısınıyor. Biz şu anda yüzey su sıcaklığını 22 derece ölçtük. Geçen yıl yaz döneminde 29-30 derecelere çıkmıştı. Eğer bu yaz yüzey suyu sıcaklığı o sıcaklığa ulaşırsa belki bütün Marmara`yı etkileyecek bir müsilaj oluşumu olmasa da bölgesel olarak yine müsilaj olma ihtimali var.
GÖZLEMLER SONUNDA BÖLGESEL MÜSİLAJ TESPİT ETTİK: Bizim gözlemlerimiz sonucunda yine artık Erdek`te yavaş yavaş makro yumak formunda müsilajın oluşmaya başladığını tespit ettik. Belki deniz suyu sıcaklığı 29-30 derecelere vardığında bölgesel de olsa müsilajın oluşmaya başladığını görebileceğiz ki şu an bir miktar gördük. Görüntülerde var, mevcut.
MARMARA DENİZİ`NİN MÜSİLAJ POTANSİYELİ VAR, ONA GÖRE TEDBİR ALMAMIZ GEREKİYOR: Bundan sonra 3-5 yıl yaşamasak dahi bütün Marmara`yı etkileyecek bir müsilaj oluşumu olmasa dahi Marmara Denizi`nde böyle bir potansiyel var artık. Onu biliyor olmamız gerekiyor ve ona göre tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Karasal baskıyı azaltmamız gerekiyor. Denizlerimizdeki kirliliği azaltmamız gerekiyor. Karasal baskı dediğinde işte evsel endüstriyel attıkları tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri sonucunda sulara gelen bütün kirlilik yükü buradaki besleyici elementler baskı altında kalan bölgelerde makroalglerin aşırı çoğalmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da tabii küresel ısınmayla birlikte karşımızda müsilaj oluşumu gerçekleşiyor.
ARAŞTIRMA TEMMUZ AYINDA BİTECEK: TÜBİTAK tarafından özel çağrı kapsamında desteklenen projelerin hepsi 9 aylık desteklendi. Temmuzda bitecek, sonuçlarını da temmuz ayı içerisinde değerlendirip TÜBİTAK`a raporlayacağız. Ama onun öncesinde proje sonuçlarımızı bir günlük çalıştayda Manisa Celal Bayar Üniversitesi`nde proje ekibi olarak, bilim camiasından diğer hocalarımızla ve toplumla paylaşmayı düşünüyoruz.”