Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uzay misyonumuzu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Hatta biri çıkmış, ‘Her şey bitti şimdi sıra uzaya mı geldi?` diyor. Bunların, böyle işlere vizyonu yetmez. Bunlar bırakın uzaya insan ya da roket göndermeyi, gökyüzüne kağıttan uçak bile fırlatamaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı`nda düzenlenen; Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması ve 53. TÜBİTAK Ödül Töreni`ne katıldı. Erdoğan konuşmasının ardından ödül alan öğrencilere plaketlerini verirken, "Fakat bir şey dikkatimi çekti. Başarı ağırlıklı olarak kızlarda. Ama burada iki tane erkek var. Neyse onlarla biraz daha avunduk" dedi. Erdoğan`ın konuşması özetle şöyle:
“ÖĞRENCİLERİMİZ ÇAY, SİMİT İSTERSE NESKAFE BULABİLİYOR”
“Külliyeler, asırlardır bu ülkenin medeniyet dünyamızın, ilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermiştir. Külliyelerin temelinde halka hizmet anlayışı vardır. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de kütüphanesi, camisi, kongre merkeziyle her kesimden her yaştan insanımıza hizmet veriyor. Biz külliye dediğimizde birileri rahatsız oluyor. Halbuki külliyeler asırlardır bu ülkenin ilim müzakere sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermişlerdir. Gençlerimizin adeta ikinci evi gibi 24 saat açık. Bu 24 saat içerisinde gelen öğrencilerimize çay simit, kek bunun yanında isterse neskafe bunları da bulabiliyor. Dünyada Millet Kütüphanesi`nin eşi benzeri yok. Bununla rahatlıkla iftihar edebiliriz. Önemli olan birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, aşabiliyor muyuz? Müslüman Türk`e bu yakışır.
"BATININ AHLAKSIZLIĞINI DEĞİL, İLMİNİ ALACAKSIN"
Batının ahlaksızlığını değil, ilmini alacaksın ona da kendi mührünü vuracaksın. Kongre ve Kültür Merkezimiz Ankara`nın en önemli toplantılarına ev sahipliği yapıyor. Tabii burayla kalmadık. Şimdi bir de İstanbul`da yapıyoruz. İstanbul`da Rami Kışlamız vardı. Bu tarihi kışlamızı aynen burası gibi bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. Sergi salonumuz ülkemizin en iyi etkinlik alanı. Millet camimiz Beştepe`den Anakarayı günde beş vakit selamlayan abide bir eser. Asırlarca ilim ve gönül dünyamızı aydınlatacak insanlarımıza hizmet verecek bu eserlerden kim rahatsız olabilir ki? Aksi yönde tepki gösterenler aslında kendi ülkelerinin ve milletlerinin ve medeniyet mirasının zenginleşmesinden rahatsızlık duyuyorlar.
“BİRİLERİNİN NEİL ARMSTRONG`U VARSA BİZİM DE AHMET`İMİZ, AYŞE`MİZ, FATMA`MIZ VAR”
Az önce perdede izledik, inşallah içinizden birileri bir veya ikisi, uzaya gidecek mi? Gidecek… İnşallah birilerinin Neil Armstrong`u varsa bizim de Ahmet`imiz, Ayşe`miz, Fatma`mız var. Bize düşen bunun altyapısını yapmak, yaptık. Şimdi de inşallah hazırlıklar devam ediyor. Bir an önce bunu da başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK olmak üzere bu çalışma devam ediyor.
“KAFALARININ ARKASINDA İSE 40 TİLKİ KUYRUKLARINI BİRBİRİNE DEĞDİRMEDEN DOLAŞTIRIRLAR”
Biz sık sık şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz. ‘Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz?` böyle soruyorlar. Ben de diyorum ki, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna yapılmadı. Genç kızlarımızın eğitim hakları başörtüsü bahanesiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Her alanda gençlerimiziz umutlarını törpüleyecek ihmaller sergilendi. Bakmayın, hayallerini ve umutlarını istismar edenlere bakmayın. Bunlar görünüşte ‘mış` gibi yaparlar kafalarının arkasında ise 40 tilki kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar. Şimdi hukuk nutku atanlar, geçmişte uygulanan baskılara, zulme, ayrımcılığa ses çıkarmamış hatta bizzat taraf tutmuştur. Bu ülkenin başbakanının idamına alkış tutanların hukukun lafını etmeye bile hakkı yoktur.
“GENÇLER, BORALTAN KÖPRÜSÜ HADİSESİNİ BİLİR MİSİNİZ?”
Gençler, Adnan Menderes`ten bahsediyorum, Fatin Rüştü Zorlu`dan bahsediyorum, Hasan Polatkan`dan bahsediyorum. Bu insanlar devleti yöneten büyüklerimizdi. Ama bunlar maalesef o malum zihniyet tarafından idam edildiler. Şimdi özgürlük narası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkarmamışlardır. Gençler, Boraltan Köprüsü hadisesini bilmiyorum, bilir misiniz? Meşhur Boraltan Köprüsü`nde askerlerimiz düşmanın eline bırakılmış ve askerlerimiz o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir, ‘Bizi düşmana teslim etmeyin, bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin.` Maalesef düşmana teslim ettiler. İşte o zamanki Mehmetlerimiz düşman tarafından şehit edildiler. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz. Biz diyoruz ki; nasıl şimdi Cudi`de, Gabar`da, Tendürek`te, Besler Deresi`nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak, gömmeye de devam edeceğiz.
Şehitlerimiz var, evet ama şehitlerimizin 10 kat, 15 kat, 20 kat evvelallah öldürülen teröristler var. Çünkü biz, şehitlerimiz noktasında, ‘şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı, cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda` diyerek bu mücadeleyi veriyoruz.
“SENE SONUNA KADAR 100 MİLYON YARDIMCI KAYNAĞI TESLİM EDİYORUZ”
Göreve geldiğimizde Türkiye`de 76 üniversitemiz vardı. Şimdi 207 üniversitemiz var. Göreve geldiğimizde parmak sayıları kadar ilimizde üniversite varken şimdi 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. İstedik ki benim Hakkari`deki evladım, üniversite için İstanbul`a, Ankara`ya gitmesin. Öğrencilerimize 2003 yılından beri ücretsiz bu ders kitaplarını veriyoruz. Şu ana kadar 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Yardımcı kaynakları da ücretsiz dağıtmaya başladık. Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynakları da öğrencilere ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı teslim ediyoruz. TEknopark sayısını 5`ten 92`ye çıkardık. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüme kaydetti. İhracatımızın her ay rekor kırıyor olması bundan. İstihdam artıyor.
“BUNLAR BIRAKIN UZAYA İNSAN GÖNDERMEYİ, GÖK YÜZÜNE KAĞITTAN UÇAK BİLE FIRLATAMAZ”
Milli Uzay Programı`mız kapsamında, 2023 yılında bir Türk vatandaşını, bilim misyonu ile uzaya göndereceğimizi ilan etmiştik. Başvuruların yapıldığı web sitesi, 5 milyondan fazla görüntüleme alırken, 35 bin kişi de sisteme kaydoldu. Başvurular 23 Haziran akşamına kadar devam edecek. Bak tarih veriyorum. Uzay misyonunu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Hatta biri çıkmış, ‘Her şey bitti şimdi sıra uzaya mı geldi?` diyor. Bunların böyle işlere vizyonu yetmez. Bunlar bırakın uzaya insan ya da roket göndermeyi, gök yüzüne kâğıttan uçak bile fırlatamaz.
“BUNLAR NE HABERLEŞMEDEN ANLARLAR NE UZAYDAN ANLARLAR”
Çünkü bunlar dün, insansız hava araçlarıyla da alay ediyorlardı. Şu anda üretime yetiştiremiyorlar. Mühimmatını da biz yapıyoruz. Göreve geldiğimizde Türkiye`nin savunma sanayindeki oranı neydi biliyor musunuz? Yüzde 20 yerliydi. Ama şimdi yüzde 80 yerli. Yoksa gideceksin birilerinin kapısına, `Ne olur, bana insansız hava aracı verir misin?` Daha başbakan olmamıştım, Amerika seyahatinde, Bush`la görüştüm. Dedim ki, `bak biz terörle mücadele ediyoruz. Ama siz bize drone verecektiniz? Vermiyorsunuz.` O da talimat verdi bize bir drone verdiler, insansız hava aracı. Ama onunla koordinatları ancak tespit ediyorsun. Baykar o günden sonra başladı çalışmaya. Hem İHA`yı, ardından SİHA`yı ve ailece şimdi de Akıncı`yı hamdolsun ürettiler. Bu üretim devam ediyor. Artık biz, bize çalışıyoruz. İşte Türk`ün gücü buradan geliyor.
Şimdi ‘Uzay mı kaldı` diyenlere… Evet, bunlar ne haberleşmeden anlarlar ne uzaydan anlarlar. Bunların böyle bir derdi de yok. Olsaydı, zaten bugüne kadar bir şey yaparlardı. Bir uzay yarışında neler yapılabileceğini ortaya koyuyoruz. Biz uzay yarışında olacağız. Hem de en ön saflarda yer alacağız. Belki de şimdi bu salonda, o göndereceğimiz evladımız belki de bu salonda. Belki de uzay dönüşü karşılamaya gideceğiz."