Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Adil Aktay, 15 CHP Milletvekilinin İYİ Parti’ye geçişi ve ittifak konusuyla ilgili olarak CHP Mersin İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya  İl Başkanı Adil Aktay,Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Kemal Güneri,Kadın Kolları İl Başkanı Pakize Güler,Gençlik Kolları İl Başkanı İ.Ethem Güzel, Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ve partililer katıldı. Toplantıda konuşan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay,  seçim sürecinin temiz, adaletli, hukuki bir zemine oturtulması yolunda çok önemli bir adım atıldığını söyledi. CHP’nin ilkelere dayalı, demokrasi odaklı, ortak aklın iktidarını hedefleyen bir ittifak anlayışıyla davranmakta olduğunu ifade eden Aktay, “Demokratik seçimin ön koşullarından biri, temsilde adaleti sağlamaktır. Hukuken gerekli şartları tamamlamış bir partinin seçime girmesinin önlenmesi, seçmenlerin temsilinde, milli iradenin oluşumunda çok ciddi sakatlığa yol açar. Hangi parti olursa olsun, bu kabul edilemez bir durumdur.  Böyle bir durumda, Cumhuriyet Halk Partisi demokrasi adına, milli irade adına, temsilde adalet adına üzerine düşen görevleri elbette yerine getirecektir.  Cumhuriyeti kuran, çok partili hayata öncülük eden bir parti için başka türlüsü düşünülemez. Demokrasimiz,  daha bir yıl önce mühürsüz seçim skandalına imza atmış olan Yüksek Seçim Kurulu’nun, iktidara bağımlı iradesine bırakılamaz” dedi.

“YSK, BU GERÇEĞİ MECBUREN ONAYLAMAK ZORUNDA KALMIŞTIR”

Aktay, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bakış açısıyla, Cumhuriyet Halk Partisi, 15 milletvekilini görevlendirerek Yüksek Seçim Kurulu üzerinden kurgulanan, demokrasi ve hukuk dışı bir planı bozmuştur.  Önemli bir temsil gücü olan ve seçimlere katılma hakkı bulunan İYİ Parti böylece Mecliste grup kurma ve seçimlere girme hakkına kavuşmuştur. Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) da bu gerçeği mecburen onaylamak zorunda kalmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasiye verdiği bu can suyu sayesinde,  24 Haziran seçim sürecinin temiz, adaletli, hukuki bir zemine oturtulması yolunda çok önemli bir adım atılmıştır. Partimizin ve demokrasi güçlerinin mücadelesiyle, sonuna kadar da bu zeminde kalması sağlanacaktır.”

“CHP, İLKESEL YAKLAŞIMINI KORUMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Cumhuriyet Halk Partisi ilkelere dayalı, demokrasiye odaklı, ortak aklın iktidarını hedefleyen bir ittifak anlayışıyla davranmakta olduğunu yineleyen Aktay, “Böyle bir anlayışın hiç kimseyi, hiçbir kesimi dışlama gibi bir tercihi olamaz. Çünkü söz konusu olan, ilkesel bir yaklaşımdır. Karşımızdakinin kim olduğuyla, neci olduğuyla değil, hangi ilkeleri paylaştığımızla ilgili olmak durumundayız.  Cumhuriyet Halk Partisi bu ilkesel yaklaşımını korumaya ve Türkiye’nin birleştirici gücü olma sorumluluğuyla davranmaya devam edecektir. Demokrasi cephesini, her görüşün Mecliste temsiline dayalı ‘sıfır baraj’ ittifakını genişletmeye elbette devam edeceğiz. Çünkü bu tabanda, vatandaşın aklında, gönlünde yeşeren bir ittifaktır. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak diğer bütün partileri, AKP’sini, MHP’sini, İYİ Parti’sini, HDP’sini, Saadet Partisi’ni seçimlerde geride bırakarak bu ülkeyi tek başına yönetmek iddia ve kararlılığındayız.  Çünkü biz bütün bu partilerden farklıyız ve hiçbirinin bu ülkeyi bizim gibi iyi yöneteceğine inanıyoruz” diye konuştu.

“BU ÜLKESİNİ SEVEN HERKES İÇİN BİR ZORUNLULUKTUR''

Bütün bu partilerin düşmanlarının olmadığını, normal koşullar altında yarışacakları rakipleri olduğunu söyleyen Aktay,  “Ancak bugün öyle bir rejimde yaşıyoruz ki, her şeyden önce, seçim yarışına etki eden alanların temizlenmesi, düzenlenmesi, normalleştirilmesi gerekiyor. Yani devlet kurumları, siyaset mekanizmaları,  ekonomi, yargı, medya düzeni normalleştirilmeli, tek adam rejiminin döşediği mayınlardan temizlenmeli. Bu normalleştirmeyi, bu temizliği yapmaya ‘ben varım’ diyecek bütün rakiplerimizle ilkesel işbirliğine hazırız. Bu bizim bir tercihimiz değildir, ülkesini seven herkes için bir zorunluluktur” diye sözlerini bitirdi.

“MEDYA DA TEK ADAMIN ELİNE GEÇMİŞTİR”

CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ise yaptığı konuşmada, “Aslında bugün idare edildiğimiz 1982 Anayasası, demokrasi, adalet, özgürlük, haklarla ilgili sınırlamalar getirmiştir. 16 Nisan’da ortaya çıkan yeni yasal düzenlemeler de özellikle hakların, özgürlüklerin ve en önemlisi demokrasinin varlığının en temel ilkesi olan güçler ayrılığını güçler birliğine dönüştürmüştür. Yani tek adam, hükümet, yasama ve yargı organlarını eline geçirmiştir. Aynı şekilde geçen süre içerisinde devletin mevcut iktidar tarafından kullanılması yoluyla da dördüncü güç olan medya da yine aynı şekilde tek adamın eline geçmiştir. 1982 Anayasası ile başlayan 12 Eylül faşist darbesi sonucunda Türkiye’de hepimizi ortaya koyan bir şey vardır. Temsilde adalet değil yönetim istikrar istenmektedir. Temel anlayış iktidar kim olursa olsun kayıtsız şartsız sürdürülsün. Oysa ileri demokrasilerde iktidarlar, demokrasinin en önemli özellikleri koalisyonlardır. Yani her düşüncede kendini ifade eden insanların yönetim tarafından bir şemsiye etrafında toplanması ve güvence altına alınmasıdır. Ancak bu geçen süre içerisinde CHP, Kuvayı Milliye misyonundan gelen emperyalizme karşı mücadele eden bir siyasi parti olarak değişik isimler içerisinde Türkiye’deki bu gelişimi yani yönetimdeki istikrar adına temsildeki adaleti doğrultusundaki uğraşların önünde durmuştur” ifadelerini kullandı.

“İYİ PARTİ, SEÇİME SOKULMAYACAKTI”

Geçmiş dönemden bazı hatırlatmalar yapan Sağlar, “Bunlardan en önemlisi biliyorsunuz yasaklar vardı. Yani Erbakan’dan Türkeş’e, Süleyman Demirel’den Ecevit’e kadar 80 öncesinden siyaset yapanların yasaklandığı bir dönemi yine demokrasi adına referandum sonrasın büyük uğraş vererek CHP, Kuvayı Milliye misyonunu kaldırmıştı. Aynı şekilde Özal, bir başka partiyi 1991 seçimlerine sokmamak için yine aynı şekilde oyunlar oynamıştı. O zamanlar da aynı misyonu taşıyan Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Halkın Emek Partisi (HEP) ile birlikte parlamentoya girmişti. 2003 yılında mevcut Cumhurbaşkanı seçilemiyordu. Siyasi hakları yoktu. CHP, siyasi hakların verilmesi doğrultusunda anayasa değişikliği yapmıştı. Bugün de İYİ Parti, AKP Genel Başkanının talebi doğrultusunda seçime sokulmayacaktı. Ona da bu şekilde yine CHP yani ‘Solcular, sosyal demokratlar, emperyalizme mücadele veren, özgürlükten yana demokrasiye bağlı olan insanlar’ yine bu oyunları bozdular. 25 Haziran’da yeni il binamızda iktidarda olan Cumhuriyet Halk Partisinin bayrağının altında bu yapılanların mutlaka bağımsız ve tarafsız yargı tarafından hesap sorulacağını bilerek hepinize teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.