Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Nisan ayında yapılan referandumda Cumhuriyet Halk Partisi olarak neden “hayır” dediklerini madde madde anlattı.
Tek adam diktasının getirilmeye çalışıldığını ifade eden Özyiğit, “Daha referandum yapılmadan, anayasa değişikliği gerçekleşmeden AKP tarafından ortaya konan uygulamalar bile ‘hayır’ demek için yeterli sebeptir. Muhalefetin susturulmaya çalışıldığı, tek aykırı bir sese tahammülün olmadığı bir süreç yaşıyoruz. OHAL uygulaması adı altında kurumlar baskı altında tutuluyor, aydınlar, sanatçılar susturuluyor. Ya istedikleri anayasa değişikliği referandumda geçmiş olsa, tek adam diktasını kursalar; neler yapabileceklerini hayal edebiliyor musunuz?” diye sordu.
YOKSULLUKLA BİRLİKTE ÇÖKÜŞ GELECEK
Referandumda “evet” çıkması halinde rejimin değişeceğine vurgu yapan Özyiğit, neden “hayır” dediklerini şöyle açıkladı:
“Tek adam rejimi kurulacak, tek adam hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak.
Rejim değişecek. Cumhuriyet fiilen ortadan kalkacak. Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. Devlet parti devleti olacak. Başkan senin partinden değilse devlet kapısında yerin olmayacak. Başkan kanun yerine geçen kararname çıkarabilecek, Meclisi fesih edebilecek. Meclisin ve milletvekillerinin etkisi ve yetkisi olmayacak. Her şeye bürokrasi hakim olacak. Seçtiğin milletvekilinden hizmet isteyemeyeceksin.
Başkan, başkan yardımcıları ve bakanlar suç işlemeleri halinde 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak. Hakimler ve savcılar Başkanın sözünden çıkamayacak. Başkan hak hukuk tanımaz, zorba biriyse seni koruyacak hiç kimse olmayacak. Can ve mal güvenliğin kalmayacak.
Ekonomi, piyasa, ücretler, maaşlar tek adamın keyfine kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş gelecek. Tek adamın aklı her şeyin üstünde olacak, devlet ve toplum hayatında danışma, ortak akıl, uzlaşma gibi yöntemler olmayacak. Çatışma, kutuplaşma ve terör için en uygun zemin oluşacak. Çatışma ve terör artacak. Camiye, kışlaya, adliyeye, okula siyaset girecek. Buraların hepsi ‘Başkanın Partisine’ göre düzenlenecek. Başkan devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek. Başkan, padişahlarda dahi olmayan, Atatürk’e bile verilmeyen yetkilere sahip olacak.”