CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun katıldığı film etkinliğinde konuşan Ankara Akyurtlu Saadet Akan, “Biz niye Avrupa gibi olamıyoruz, Avrupa gibi yaşayamıyoruz. Neyimiz eksik bizim… Niye biz özgürce yaşayamıyoruz. Niye çocuklarımız hakkı olanı alamıyor? Aldığımız para avcumuzda eriyip gidiyor. Aldığımızı gönlümüzce yiyemiyoruz. Niye ayrımcılık var? Eşit yaşamak istiyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları Başkanlığı`nın Ankara Akyurt`ta Kızık Köy Konağı`nda organize ettiği film gösterimine katıldı. Kılıçdaroğlu; şiddet gören çiftçi kadının hayata tutunma hikâyesini anlatan TÖZ adlı belgeselini yurttaşlarla beraber izledi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kılıçdaroğlu`nun “Bu kürsü halkın kürsüsü olmalı, milletin sesi olmalı” dediğini aktararak, “O yüzden müsaade ederseniz bu kürsüyü halkın kürsüsü yapmak için üç sevdiğim kadın arkadaşımı buraya çağıracağım” dedi ve üç kadını kürsüye çağırdı.
“AYLIĞIM YOK, EŞİMDEN MAAŞIM YOK”
Nazlıaka`nın “300 kadar koyunu vardı fakat bugün hurdacılık yapıyor. Ekmeğini taştan çıkarıyor” dediği Kamile Karakoç, kürsüde şunları söyledi:
“Her şeye ihtiyacımız var. İki torunum var. Öksüz. Yardıma ihtiyacımız var. Evimde doğal gazım yok. Bir yardım edenim yok. Aylığım yok, eşimden maaşım yok. Sizden rica ediyorum. ‘Ford arabası` istiyorum. Üç tekerlekli bisiklet. Yardım ederseniz sevinirim. Geçen hafta torunumu okuldan servisçi almamış. Servis parasını ödeyemedik diye. Mağdur durumdayım. Konuşamıyorum, kusura bakmayın.”
“BU TOPRAĞIN SİZE İHTİYACI VAR”
Geçimini hurdacılık yaparak sağladığını belirten Saadet Akan ise şunları söyledi:
“Biz niye Avrupa gibi olamıyoruz. Avrupa gibi yaşayamıyoruz. Neyimiz eksik bizim… Niye biz özgürce yaşayamıyoruz. Niye çocuklarımız hakkı olanı alamıyor? Aldığımız para avcumuzda eriyip gidiyor. Aldığımızı gönlümüzce yiyemiyoruz. Niye ayrımcılık var? Eşit yaşamak istiyoruz. Bu toprağın size ihtiyacı var. Başkanım sizden tek ricam. İnşallah başa gelirsiniz, geldiğiniz zaman bahaneler üretip de ‘Onlar bize enkaz bıraktı` demeyeceksiniz. Halkın dilinden anlayıp halka çalışacaksınız. Üreteceksiniz. Bir de buraya geldiniz ya bugün. Buranın durumunu biliyorsunuz köy. Bu köye her zaman geleceksiniz. Bütün köylere geleceksiniz, Türkiye`nin bütün yerlerine kolunuz ulaşacak. Ayrımcılık yapmadan. Adaletlice. Göreyim sizi. Aydın bir Türkiye olalım artık. Kadınlarımız öne çıkabilsin. Biz hep arkada itildik kaldık. Ben bir çocuk büyüttüm, örnek. Down sendromu çocuğum var. Ne mücadeleler verdim, hayatım roman olur benim. Ama hiç yılmadım. Bu öteleştirme bizi yıldırdı. Ben adam gibi yaşamak istiyorum artık, kadın gibi yaşamak istiyorum. Bu fırsatları bize verin lütfen.”
Yasemin Şimşek, “Ben beş senedir ekmek işi yapıyordum. Un ürünleri yüksek fiyat çıktı, yapamıyorum. Düşürülmesini istiyorum. Bir de elektrik ve su yüksek geliyor” dedi.
Nazlıaka, şiddet denilince akla fiziksel şiddet geldiğini ancak ekonomik şiddetin de şiddet türü olduğunu belirterek, “İçinde olduğumuz dönemde toplumsal şiddet türüne dönüştü. Yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin olduğu bu sisteme hep birlikte dur demeye hazır mıyız?” dedi.