CHP Mersin Milletvekilleri Ali Mahir Başarır, Cengiz Gökçel ve Alpay Antmen, Mersin`de polisevine yönelik terör saldırısıyla ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. Ali Mahir Başarır, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu`ya, “Neden tespit edilmedi bu hainler? Sen, teröristlerin ayakkabı numarasını dahi bildiğini söylüyordun ama sen daha Mersin`in plakasını bilmekten aciz bir adamsın. Sen önce bunun hesabını ver. Nasıl oluyor da 2 tane hain terörist, 12 saat benim semalarımda uçuyor” diye tepki gösterdi. Gökçel ise “Biz, teröristleri ve terörizmi asla kabul etmeyen ve her daim terörizmi lanetleyen bir siyasi anlayış içerisindeyiz. Bu algıyı yaratarak terörün de bundan kazanım elde ettiğini hepimiz biliyoruz” diye konuştu. Antmen de “Terör saldırısı sonrası AKP iktidarı, yoksulluğu ve açlığı unutturmak için bunun üzerinden bir iftira kampanyası ve kumpas başlattı” dedi.
CHP Mersin milletvekilleri, bugün TBMM`de düzenledikleri ortak basın toplantısında, Mersin Mezitli ilçesindeki polisevine terör örgütü PKK tarafından 26 Eylül`de yapılan saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ali Mahir Başarır, şöyle konuştu:
“OLAYI ÇÖZMEKTEN ÖTE PARTİMİZE LEKE SÜRMEK İÇİN MERSİN`E GELEN BİR İÇİŞLERİ BAKANI, MAALESEF Kİ TÜM ÜLKEYİ ÜZMÜŞTÜR”
“Olay olduktan saatler sonra İçişleri Bakanı Mersin`e geldi. Bizler, milletvekili arkadaşlarımız, belediye başkanlarımız ve tüm Mersin, bu olayın faillerinin, o hainlerin bir an önce yargıya teslim edilmesini istiyoruz. Gerek valiyi gerek emniyet müdürünü aradık ama olayı çözmekten, terörü lanetlemekten öte, bir İçişleri Bakanı, Mersin`e gelip emniyeti, askeri, istihbaratı ve adliyeyi çalıştırmayacak hale getirdi. Eğer Süleyman Soylu Mersin`e gelmeseydi; emniyeti, adliyeyi kendi haline bıraksaydı bu olay çözülmüş ve en sağlıklı bilgileri biz validen, emniyet müdüründen ve başsavcıdan almış olacaktık. Ama olayı çözmekten öte, partimize leke sürmek için Mersin`e gelen bir İçişleri Bakanı, maalesef ki tüm ülkeyi üzmüştür.
“SEN, TERÖRİSTLERİN AYAKKABI NUMARASINI DAHİ BİLDİĞİNİ SÖYLÜYORDUN AMA SEN DAHA MERSİN`İN PLAKASINI BİLMEKTEN ACİZ BİR ADAMSIN. SEN ÖNCE BUNUN HESABINI VER”
İlk gün verdiği isim, daha sonraki açıklamalar ve bugün geldiğimiz nokta, maalesef bugün bir İçişleri Bakanı`nın yalan söylediğini, iftira attığını; terörü lanetlemekten, olayı çözmekten daha çok, bir partiye algı yapmaya çalıştığını göstermektedir. Şimdi birkaç sorum var. Bir; ilk gün o ismi sana kim verdi? İki; üç gün sonra Giresun`da neden tamamen farklı isimleri ve olayları anlattın? Üç; Münbiç`ten paramotorla 12 saatte, önce kontrolümüzdeki Afrin`den, sonra Hatay`dan, sonra Adana`dan, Tarsus`a gelip ve Tarsus`dan 4 ilçeyi geçip polisevine gelene kadar aklın neredeydi? Neden tespit edilmedi bu hainler? Sen, teröristlerin ayakkabı numarasını dahi bildiğini söylüyordun ama sen daha Mersin`in plakasını bilmekten aciz bir adamsın. Sen önce bunun hesabını ver. Nasıl oluyor da 2 tane hain terörist, 12 saat benim semalarımda uçuyor, Tarsus`a geliyor ve bu eylemi gerçekleştiriyor? Sen, bunlarla uğraşmaktan çok partime ve belediyeme leke sürmek üzere kurgulanmış bir adamsın.
“BU ÜLKEDE SUÇSUZ, GÜNAHSIZ İNSANLARI TERÖRLE İLİŞKİLENDİRMEYE HİÇ KİMSENİN BİR HAKKI YOK”
Terör örgütünün yapmak istediği şey, bir eylem gerçekleştirmek ve bunun propagandasını yapmak. Bu hainlere yardımcı olan bir İçişleri Bakanı`sın. Senin görevin, bu ülkede iç ve dış güvenliğini sağlayıp terörle mücadele etmek. Senin görevin iftira atmak değil Süleyman Soylu, senin görevin yalan söylemek değil. Bu ülkede suçsuz, günahsız insanları terörle ilişkilendirmeye hiç kimsenin bir hakkı yok. Bunun en çok faydası, PKK denilen o lanet terör örgütüne olur ve sen bunu yapıyorsun. Sen, onların ekmeğine yağ sürüyorsun. O yüzden bu İçişleri Bakanı, kriminal Süleyman, fotoroman Süleyman, bunun hesabını verecek. Mersin`de şehit cenazemizde, şehidimizin iki çocuğunun gözünün içine bakarak yalan söylüyorsun sen. O iki çocuğun ailesinin duygularıyla oynuyorsun, 3-5 oy için. Bir gün sonra belediyemize gelip de operasyon yapıyorsun. 17 kişi alınmış, 17 kişiden 16`sı tutuklu falan değil arkadaşlar ve daire başkanı tutuklandı. Biliyorsunuz, Mersin`in Akdeniz Belediyesi`ne kaymakamı belediye başkanı olarak kayyum atadı Süleyman Soylu. O tutuklanan daire başkanımız Bedrettin Gündeş, senin atadığın kayyum belediye başkanının bir yıl boyunca yardımcılığını yaptı. O zaman senin de ilişkin var. Artık edep diyorum, utanın.
“TEKRAR SÖYLÜYORUM; BİR TEK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLTİSAKLI İŞÇİ BELEDİYEYE ALINMAMIŞTIR, ÇALIŞMAMAKTADIR”
Havuz medyası lafımızı alıp alıp ‘namert Ali Mahir Başarır` diye anlatıyor. Tekrar söylüyorum; bir tek terör örgütü ile iltisaklı işçi belediyeye alınmamıştır, çalışmamaktadır. İçişleri Bakanı ve Olcay Kılavuz denilen o provokatör milletvekilinin söylemlerini bir kenara bırakırsak Mersin`in hemen hemen her köyünden bir insan çalışmaktadır. Mersin`den karanlık ellerinizi, kirli ellerinizi, karanlık algılarınızı çekin. Mersin`i rahat bırakın. Mersin`in seçilmiş, onurlu, şerefli, Mersin`e layık bir belediye başkanı vardır. Süleyman Soylu`dan da Olcay Kılavuz`dan da bu algıyı yapan birçok utanmaz isimden de çok daha onurlu bir isimdir Sayın Vahap Seçer. Milletvekilleri, partimiz, Mersin, onun arkasındadır. Sen, söylediğin yalanların hesabını ver. Sen, güvenlik zafiyetinin hesabını ver. Sen, terör örgütüyle paralel konuşuyorsun, bunun hesabını ver. Herkes şunu bilsin ki güneş balçıkla sıvanmaz.”
Cengiz Gökçel ise şunları söyledi:
“İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYEMİZ ÜZERİNDEN YARATILMAYA ÇALIŞILAN ALGI, MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ`NE KADAR ASLI ASTARI OLMAYAN SÖZLERLE UZATILDI”
“Mersin`de hain terör saldırısında hayatını kaybeden polis kardeşimize Allahtan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileklerimi yeniden iletiyorum. Yaralı polisimize de acil şifalar diliyorum. Burada partimize bir kumpas kurulduğu ortada. 2019 yerel seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı mensubu MHP`nin genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından daha seçimler yapılmadan ‘CHP`li belediye başkanlarını seçerseniz su sayaçlarını teröristler okuyacak, belediyede teröristler çalışacak` diye kumpas kurmaya o günden başladılar. Seçimden sonra Süleyman Soylu tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyemiz üzerinden yaratılmaya çalışılan algı, Mersin Büyükşehir Belediyesi`ne kadar aslı astarı olmayan sözlerle uzatıldı. Aslında belediyelerimizde ihtiyaç olan personelin alımı ile ilgili yapılan kanuni işlemler gün gibi ortadadır. Özellikle adli sicil kaydı, adliyeden alınıyor. Daha sonra güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılarak çalışacak personel işe başlatılıyor. Bu iki kurumun da bağlı olduğu bakanlık, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı.
“BU ALGIYI YARATARAK TERÖRÜN DE BUNDAN KAZANIM ELDE ETTİĞİNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ”
Buradan soruyorum; eğer teröristler belediyede işe başlamışsa bunun sorumlusu sayın Vahap Seçer değil, sizsiniz. Bu algıyı devam ettirebilme açısından sizin aslında her türlü provokasyonu yapacağınızı söylemek istiyorum. Biz, teröristleri ve terörizmi asla kabul etmeyen ve her daim terörizmi lanetleyen bir siyasi anlayış içerisindeyiz. Bu algıyı yaratarak terörün de bundan kazanım elde ettiğini hepimiz biliyoruz. Teröristlerin de istediği zaten sürekli gündemde olmak. Buradan İçişleri Bakanı`na çağrı yapıyorum; eğer bir tane terörist belediyemizde çalışıyorsa bir dakika bile beklemeyin. Kendi işinizi yapamıyorsunuz, ülkede terörizme mâni olamıyorsunuz ve hiçbir sorumluluğu olmayan partileri terörle ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün bizlere söylediği; ‘Mersinliler, Mersin`e sahip çıkın`. Biz hem Mersin`imize sahip çıkacağız hem de ülkemize sahip çıkacağız. Ancak Mersin`in barış, kardeşlik ve huzur kenti olduğunu bilmeyen bazı siyasetçiler, Mersin`in adını her gün terörizm ile anarak Mersin`den siyasi kazanım elde etmeye çalışıyor. O siyasetçi, o milletvekiline şunu söylüyorum: Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün söylediği o sözü Mersinliler iliklerine kadar hissediyorlar. Ama sen, Mersin`i terörle adlandırmanla bir kazanım elde edemeyeceksin”.
Alpay Antmen de şöyle konuştu:
“TERÖR SALDIRISI SONRASI AKP İKTİDARI, YOKSULLUĞU VE AÇLIĞI UNUTTURMAK İÇİN BUNUN ÜZERİNDEN BİR İFTİRA KAMPANYASI VE KUMPAS BAŞLATTI. ALGI OPERASYONLARI ELLERİNDE KALDI”
“Mersin`de yaşanan alçak terör saldırısını kınıyoruz. Mersin, bir barış kentidir. Mersin mezarlığında her dinden, her ırktan, her mezhepten insan yan yana yatarlar… Mersin şehrinde Türkiye`nin her yerinden gelmiş ve Mersinli olmuş vatandaşlar, birlikte barış içinde, huzur içinde yaşarlar ve birlikte yaşama kültürünü içselleştirmişlerdir. Bakıyoruz ki aylardır bir milletvekilimiz, hep aynı konu üzerinde Mersin`i ve Mersin Büyükşehir Belediyesi`ni terör ile yan yana göstermeye çalışıyor. Türkiye`deki ekonomik durum, Türkiye`nin ekonomisinin ne hale geldiğini, insanların aç olduğu, işsiz olduğu, çocuklarımızın yurt bulamadığı, okumakta zorlandığı ve Türkiye`deki insanların huzursuz olduğu bir ortamda işi gücü sadece Mersin`i terör ile anmak olan bu siyasetçi, sonunda Mersin`i terör ile andırdı.
Her görüş, her inanç ve her etnik yapıdan insan bir arada kardeşçe yaşar. Mersin`in hedefe konulmasının nedeni bu. Büyükşehir Belediyesi ve başkanımız Vahap Seçer, seçildiği günden bu yana halka hizmet ediyor. Yüz yıldır yolu olmayan köylere asfalt yaptı. Ayrımsız herkese gitti. 2 milyona yakın Mersinli bunu biliyor. Terör saldırısı sonrası AKP iktidarı, yoksulluğu ve açlığı unutturmak için bunun üzerinden bir iftira kampanyası ve kumpas başlattı. Algı operasyonları ellerinde kaldı. Yalanları, daha akşam olmadan ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyemizde çalışanları terörle iltisaklı göstermek kimsenin haddi değildir. Suçişleri Bakanı hani ayakkabı numaralarına kadar biliyordu? Bunlar, devleti de ayaklar altına alıyor. Devlet eliyle masum insanlara kumpas kurmak bunların işi oldu. Varsa ellerinde delil ve belge getirsinler.”
Başarır, son söz olarak şunları söyledi:
“Bu saatlerde biz basın açıklaması yaparken Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan`da grubunda konuşma yapıyor. Eğer Mersin`deki şehit polisimizi ve arkadaşlarını mutlu edeceksen, onları rahatlatacaksan bize iftira atma. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sen konuşurken senin karşında seni coşkuyla alkışlayan Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz duruyor. Polisimize ‘şerefsiz` diyen o milletvekilini kapının önüne koy, Mersin ve Mersinli mutlu olacaktır, seni alkışlamasına izin verme.”