Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: ADEM KARABAYIR
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, beraberindeki heyetle birlikte İstiklal Caddesi`nde bombalı saldırının yaşandığı yere karanfil bıraktı. Nazlıaka, “Biz her zaman terör olayları sonrasında siyaset yapmamaya özen gösterdik. Siyaset yapmadık. Bekledik ki iktidarın varsa onurlu siyasetçileri bu süreçte istifa eder, özür diler. ‘Ben bu işi yüzüme gözüme bulaştırdım. Ülkenin güvenliğini sağlayamıyorum` der ama gördük ki ne affını isteyenler ne affı istetilenler ne de istifa edenler oldu” dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka; CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman, parti ve kadın kolları üyeleri ile birlikte bugün, 13 Kasım Pazar günü bombalı saldırının yapıldığı İstiklal Caddesi`ne gitti. Alana karanfil bırakan Nazlıaka, patlamada hayatını kaybedenlere Allah`tan rahmet, yakınlarına sabır ve dayanma gücü, tedavisi devam eden yaralılara da acil şifa dileğinde bulundu.
“Dün gene canımızı yakan ve 5 yaşında bir evladımızla 22 yaşında bir kadın öğretmenimizin hayatına mal olan terör saldırısı daha yaşadık” diyen Nazlıaka, şöyle konuştu:
“TERÖRDEN MEDET UMANLAR İSTEDİKLERİNE ULAŞAMAYACAK: PKK ve YPG`li teröristler tarafından atılan roketli saldırı sonrasında yaşamını kaybeden şehitlerimize de bir kez daha Allah`tan rahmet diliyorum. Bugün arkadaşlarımız onların cenazesinde. Ailelerine sabır diliyoruz, gene yaralılara acil şifalar diliyoruz. Hiç şüphesiz terörü bin kez lanetliyoruz ve terörden de terörden medet umanlardan da teröristlerden de buradan bir kez daha haykırarak asla ve asla istediklerine ulaşamayacaklarını ifade etmek istiyoruz. Hiç şüphesiz gene sınır ötesi operasyonlarda Mehmetçiğimizin de yanındayız ve onun kılına bile zarar gelmemesi noktasında onunla yan yanayız. Buradan terör nedeniyle ülkemizde yaşamını kaybeden tüm kahraman askerlerimize, polislerimize de bir kez daha bu vesileyle Allah`tan rahmet diliyoruz. Bugüne kadar terörden çok canımız yandı. Birçok masum vatandaşımız yaşamını kaybetti. Özellikle son dönemlerde ülkemizde terör olaylarında yüzlerce vatandaşımızı kaybettik. Ankara tren katliamında, Suruç`ta, İstanbul Beşiktaş`ta, Ankara Güvenpark`ta, Merasim Sokak`ta birçok terör eylemi nedeniyle masum insanlar hayattan koparıldılar.
BEKLEDİK Kİ İKTİDARIN ONURLU SİYASETÇİLERİ İSTİFA EDER: Bizler bu süreçlerde dayanışmayı daha da yükselttik. Asla ve asla terörden medet umanlara o fırsatı vermedik, yaşatmadık. Gene yaşatmayacağız ama şunu özellikle söylemek istiyorum. Taksim patlaması sonrasında Erdoğan bir açıklama yaptı. Orada yaralılardan bahsederken işte ‘kimi de hastanede çizik mizik` gibi ifadeler kullandı. Ankara`da 2015 yılında 5 ayda 3 bombalı patlama olmuştu. Ben de tek tek hastanelerde yaralı vatandaşlarımızı ziyaret etmiştim. Orada gördüm ki, ‘çizik mizik` falan diye ifade edilemeyecek, bu şekilde hafife alınamayacak derecede büyük travmalar yaşadılar. Orada bir kez daha gördüm ki, onların asıl yürekleri çizilmişti. Aynı zamanda kopan uzuvlar vardı. Çok ciddi hasar görmüş olan, bedensel bütünlüğünü kaybetmiş olan vatandaşlarımız da vardı ama yaralıların en hafif hâliyle bile bu işi bir çizikle değil, hayat boyu devam edecek olan bir tramvayla geçirdiklerini buradan tekrar anımsatmak isterim. Biz her zaman terör olayları sonrasında siyaset yapmamaya özen gösterdik. Siyaset yapmadık. Bekledik ki iktidarın varsa onurlu siyasetçileri bu süreçte istifa eder, özür diler. ‘Ben bu işi yüzüme gözüme bulaştırdım. Ülkenin güvenliğini sağlayamıyorum` der ama gördük ki ne affını isteyenler ne affı istetilenler ne de istifa edenler oldu.
SINIRLARIMIZ KEVGİRE DÖNMÜŞ DURUMDA: Dolayısıyla sanki hiçbir şey olmamış gibi tam koskoca 9 gündür bizler hâlâ Taksim saldırısının üzerindeki sis perdesinin kaldırılmasını bekliyoruz. Hâlen tam olarak sağlıklı bilgiye ulaşabilmiş değiliz ve utanarak söylüyorum. Sınırlarımız kevgire dönmüş durumda. Ülkemizde suçlular cirit atıyor. Burası adeta suçlu serbest bölgesi hâline, suçlu sığınağı hâline gelmiş. Gelip Türkiye`ye sığınıyorlar ve bütün bunlar olurken de terör olaylarının üzeri istenildiği kadar süratli bir şekilde aydınlanmıyor.
KİMİN VERDİĞİ BİLGİYE İNANACAĞIZ?: Ahlam Albashır, kimdir bu kadın? Yani 99 doğumlu, Suriye uyruklu olduğunu öğrendik. Gene geçen temmuzda kocası rolünde olan Bilal Hasan adlı bir başka Suriyeli ile Esenler`de ev kiraladığını, bir yere taşındığını öğrendik. Bir tekstil atölyesinde çalıştığını öğrendik ama kimdir, nasıl gelmiştir Türkiye`ye? Patlamanın olduğu gün (Süleyman) Soylu bir açıklama yaptı ve Afrin`den geldiğini söyledi. Gene basına sızan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü de Afrin`den geldiğini söylüyor. 4 ay kadar önce Türkiye`ye girdiğini söylüyor. Oysaki Esenler esnafıyla konuştuğunuzda bu kadının bir yıldır orada alışveriş ettiğini, bir yıldır onu gördüklerini söylüyorlar. Peki bir yıldır buradaysa o zaman nasıl bu kadar elini, kolunu, rahat sallayarak bu ülkede dolaşabiliyor? Kimin verdiği bilgi doğru? Biz hangi birine inanacağız?
İNADINA DAHA FAZLA DAYANIŞACAĞIZ: Dediğim gibi koskoca 9 gün geçti. Dolayısıyla biz bu süreçte siyaset yapmak istemiyoruz ama bu noktada ülkenin büyük bir zafiyet içerisinde yönetildiğini ve liyakatsız kadroların görevini yerine getiremediğini buradan bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bugün biz kadınlar olarak bir kez daha ‘teröre hayır` demek için geldik. Terörün amacı nedir? Terörün amacı korkutmaktır, sindirmektir, susturmaktır, yalnızlaştırmaktır; insanların eve kapanmasını, güvenlik duygusunu yitirmeyi sağlamaktır. İnsanları tehdit altında hissettirmek, istikrarsız bir ortamda hissettirmektir. Yalnızlaştırırken bir yandan da insanların birbirinden şüphe duymasını sağlamaktır. Bizler elbette buna asla ve asla izin vermeyeceğiz. İnadına daha fazla dayanışacağız. İnadına daha fazla bir ve beraber olacağız. İnadına yürek yüreğe, teröre karşı direnmeye devam edeceğiz. Korkmayacağız, susmayacağız, sinmeyeceğiz. Buradan bir kez daha teröre binlerce lanet okuyoruz.”