Karar duruşmasında sanığın maktuleye yönelik eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 maddeleri gereğince, suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak sanığın takdiren ve teşdiden 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanık eylemini bilinçli taksirle işlemesi nedeniyle cezasının TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca takdiren 2/5 oranında artırılarak neticeden 6 yıl 3 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları lehine indirim sebebi kabul edilerek, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi gereğince cezasından takdiren indirim yapılarak, sanığın neticeden 5 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığa verilen ceza miktarı da dikkate alınarak yasal şartları oluşmadığından sanık hakkında ayrıca takdiren 5237 sayılı yasanın 50, 51 maddeleri ile 5271 sayılı yasanın 231/5 ve devamı maddelerinin tatbikine yer olmadığına; 5237 sayılı TCK’nın 63/1. Maddesi uyarınca, sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezasından mahsubuna, sanığa verilen hapis cezasının miktarı, kaçma şüphesi oluşturduğundan hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildi.
“HUKUK SİSTEMİMİZİN AŞMAZLARINDAN BİRİNİ DAHA YAŞADIK”
Karar duruşmasına gözlemci olarak Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz ve Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Ayfer Baydar katıldı. Alınan kararı değerlendiren Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Çok uzun bir süredir şahsen ve Mersin Barosu olarak takip ettiğimiz kızımız Feray’ın karar günüydü. Maalesef verilen kararla birlikte biricik kızlarını kaybeden acılı ailenin ve toplumun vicdanı tatmin olmadı. Silah kullanma yeteneği ve yetkisi olan bir şahıs tarafından kızlarının taksirle öldürüldüğünü acılı aile kabul etmedi, etmeyecektir. Hukuk sistemimizin aşmazlarından birini daha yaşadık. Öldürülen bir kadındı ve yine bir kadın cinayeti gündemde. Bu tür kararlar verildiği sürece de kadın cinayetlerinin önüne geçmek mümkün değildir. Umarım istinaf sürecinde maddi gerçek tam anlamıyla teşekkül eder. Hem toplumun, hem acılı ailenin vicdanını rahatlatacak, acılarını giderecek hakkaniyetli bir karar verilir” diye konuştu.