HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Milli Savunma Bakanlığı`nın bütçe görüşmelerinde; “Sınırlarımız koruyacak en temel şey barışı bu ülkede ve bölgede tesis etmektir. Toplumu bu kadar kutuplaştırmak, kan üzerinden siyaset yapmak… Gerçekten yeter. Toplumun yoksullukla boğuştuğu bir dönemde AKP`nin kitleler nezdinde nasıl bir oy kaybı yaşadığını herkes biliyor. 7 Haziran-1 Kasım bizim için önemli bir deneyim. Aynı suyla iki defa yıkanılmaz. AKP iktidarı ve ortağı kendine bu seçimlerde çok güveniyorsa kan ve gözyaşı üzerinden siyaset üreterek bir seçim kazanmayı asla aklından geçirmemelidir” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`nda Milli Savunma Bakanlığı, Akaryakıt İkmal ve NOTA Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2023 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporları görüşülüyor. HDP Grubu adına söz alan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“İç ve dış siyasetin merkezine bizler barışı, kardeşliği, halkaların eşit kardeşliğini, güçlü diplomasiyi merkeze almış olsaydık sanırım bu kadar güvenlikçi bir politikadan ve sizlerin sunumunda bu kadar çok şeyden bahsetmenize gerek kalmayacaktı. Bizler, diyalogla bu sorunları çözebileceğimize inanan bir partiyiz. Konuşabilseydik, Türkiye şu an bu halde olmazdı. Ülkemizi ilkel milliyetçilik, militer anlayış, erkek egemen zihniyet ortaklaşa yönettiği sürece militarizm üretir ve hiçbir zaman barış tesis edilemez. Bugün uygulanan Kürt düşmanlığı ve Osmanlıcı yayılmacı hayaller güvenlikçi politikalar merkezli bir iç ve dış siyasete bizleri sürüklüyor. Sınırlar hallaç pamuğuna döndü IŞİD, El-Nusra sınırlarımızı adeta babalarının çiftliği gibi kullanıyorlar. Mali Eylem Görev Gücü tarafından kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanın engellenmesinde başarılı olamadı diye Türkiye gri listeye alınmıştır ve bu bize IŞİD ve benzeri örgütlerin finanse ettiğini gösteriyor.
“BİZLER MERMİNİN DEĞİL AMA EKMEĞİN PARASINI ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Türkiye`de gittikçe işsizlik ve yoksulluk artmaktadır. İnsanlar bir kuru ekmeğe muhtaç, aileler çocuklarının beslenme çantalarına bir paket süt bile koyamazken, ‘Soğan çok pahalı` diyen bir kadına Cumhurbaşkanı ‘Sen merminin fiyatını biliyor musun?` diye sorabiliyor. Bizler merminin fiyatını bilmiyoruz ama ekmeğin, sütün, çayın parasını çok iyi biliyoruz. Mermiyle soğan fiyatını kıyaslayan bir iktidardan bu topluma ne hayır gelir bilemeyiz. Silaha değil, ekmeğe bütçe derken tam olarak bunu kastediyorduk.
“KATİL, DARBECİ DEDİĞİNİZ SİSİ İLE SAYIN ERDOĞAN TOKALAŞTI”
Hidrokarbon gazı arıyoruz diye arama sondaj gemileri Akdeniz`in sularında dolaşırken aynı zamanda askeri gemiler onları korudu. ‘Mavi Vatan` dediniz ama Mavi Vatan projesinden direkt sizler vazgeçtiniz. Cihat Yaycı bunun fikir babasıydı ve onun istifa ettiği kanaatindeyiz. Dolayısıyla bu konuda geri adım atıldığını biliyoruz. Bizler bütün bölge ülkeleri ile özellikle Akdeniz ülkeleriyle ilişkilerimizin yeniden düzenlenmesini oldukça önemsiyoruz. Fakat şu tutarsızlığın altını çizmek zorundayız. ‘Katil, darbeci` dediğiniz Sisi ile daha dün Katar`da Sayın Erdoğan tokalaştı. Sudi Arabistan`ın veliaht prensine yeniden el uzatıldı. Kaşıkçı cinayetinin üstü örtüldü.
“KÜRT KARTINI ACIMAZSIZCA KULLANMAK…”
2011`de Suriye Savaşı başladığı günden bugüne kadar izlenilen siyaset savaş siyaseti. O dönemde çok sayıda El-Nusra, El-Kaide uzantısı örgütün türediğini de gayet iyi biliyoruz. Neo Osmanlıcılık hayalinden vazgeçilmek zorundadır. Bu Osmanlı`yı yeniden diriltmek diye bir şey olamaz. Bölgenin ne Arap ne Kürt Ne Acem ne Ermeni halkı hayata buradan bakmıyor ve Türkiye Arap ve Ortadoğu sokaklarında çok büyük tepkiyle karşılaşıyor. Kürt kartını da bu kadar acımazsızca kullanmak bu hayali gerçeğe dönüştürmez. Dünyanın herhangi bir ülkesine gidin sorun ‘Kobanê, nedir?` diye küçücük bir Kobanê bütün dünya ölçeğinde IŞID`e karşı verdiği savaşla biliniyor ve tanınıyor. Oysa biz Kobanê`ye bu değeri vermedik. Tam tersi orayı düşman olarak görüp ha bire saldırma planları içerisindeyiz. Afrin ile ilgili de sınırımızda olması hasebiyle bizler için önemli. Özellikle bu son saldırılarda bunun payının önemli olduğu kanaatiyle sormak istiyorum. Afrin`deki yeni gelişmeler nedir?
“KİMYASAL SİLAH KULLANIMIYLA İLGİLİ KOMİSYON OLUŞTURULMASINI İSTİYORUZ”
Federe Kürdistan bölgesinde kimyasal silah kullanımı meselesi… Kimyasal kullanımına dair son zamanlarda çeşitli videolar ortaya çıktı ve bu videoların ortaya çıkmasıyla beraber hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunda önemli bir gündem pozisyonuna gelmiştir. Şunu hatırlatmak isterim sayın Bakan ortada araştırılması gereken görüntüler var. Uluslararası ölçekte bilirkişilerin hazırladıkları raporlar var. Bu raporların Alman hükümetine, Lahey`e gönderileceğine dair bilgiler var. Siz de meclisteki bir sunumunuzda ‘Göz yaşartıcı gazları kullanıyoruz` şeklinde ifadeleriniz olmuştur, bunu da hatırlatmak istiyorum. Biz bu konunun araştırılması ile ilgili bir komisyonun oluşturulması hatta bunun sizin talebinizle gerçekleştirilmesinin önemli olduğunun kanaatindeyim.
“İKTİDAR BU KATLİAMLARI DA ALLAH`IN LÜTFU OLARAK GÖRÜYOR”
IŞİD`in Türkiye`de yaptığı katliamları hatırlatan Hatimoğulları, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunların failler kimdi? Elini kolunu sallayarak Türkiye`nin kent merkezlerinde dolaşan El-Nusra ve IŞİD türevi örgütler bu kadar rahat il sınırlarımız içerisinde nasıl girebiliyor? Özellikle sizlerin kontrolü altındaki bölgelerden nasıl rahat girebiliyor? İktidar bu katliamları da Allah`ın lütfu olarak görüyor. Sayın Bakan tabi ki Taksim`in göbeğindeki patlamayı önlemek belki de sizin göreviniz değildi. Ama bunun sorunluluğunun bir kısmı yine sizin üzerinizde kalıyor. Kuzey ve Doğu Suriye operasyonlarına gerekçe üretmek için Taksim katliamının gerçekleştiğini düşünüyoruz. Bu saldırının ardında Suriye`nin Kuvayi Milliye`si olan Suriye Milli Ordusu`na bağlı Sultan Murat Tugaylarına mensup olan bombayı bırakan kişinin kendisi olduğuna dair kanıtlar oldukça güçlü.
“AYNI SUYLA İKİ DEFA YIKANILMAZ”
Sınırlarımız koruyacak en temel şey barışı bu ülkede ve bölgede tesisi etmektir. Toplumu bu kadar kutuplaştırmak, kan üzerinden siyaset yapmak… Gerçekten yeter. Toplumun yoksullukla boğuştuğu bir dönemde mevcut olan iktidarın AKP`nin kitleler nezdinde nasıl bir oy kaybı yaşadığını herkes biliyor. 7 Haziran-1 Kasım bizim için önemli bir deneyim. Tekrar ediyoruz. Aynı suyla iki defa yıkanılmaz. Aynı planlar devredeyse bu planların hayata kamuoyu nezdinde geçemeyeceği inandırıcı olamayacağını bir kere daha vurgulamak isterim. Seçime kanla hazırlanamayız. AKP iktidarı ve ortağı kendine bu seçimlerde çok güveniyorsa bu tür şeylere tevessül ederek kan ve gözyaşı üzerinden siyaset üreterek bir seçim kazanmayı asla aklından geçirmemelidir.”