Kanal D ve CNN Türk Spor Muhabiri Emre Tilev’in moderatörlüğünü üstlendiği panelde, Milli Eski Voleybolcu Neslihan Demir Güler, Paralimpik Milli Yüzücü Sümeyye Boyacı, Milli Okçu Aybüke Aktuna ile Milli Tekvandocu Sezen Şevik salonu dolduran yüzlerce öğrenciye, spor dünyası hakkında merak edilenler ve bilinmeyenleri anlattı.
Başarılı sporcuları dinlemeye gelenler arasında, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Özgür Sanal, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, Mersin Gençlik ve Spor İl Müdür Vekili Osman Yıldızbakan, TÜFAD Mersin Şube Başkanı Mesut Bilir, Mersin İdman Yurdu’nun efsane oyuncularından Levent Arıkdoğan, Ayhan Öz ve Rıfkı Çınar, Mersin İdman Yurdu Onursal Yöneticisi Hacı Bayram Birinci ve çok sayıda öğrenci vardı.
Tilev: “Sporun bağrından kopmuş, 4 güzide hanımefendi ile birlikteyiz”
Sporun Mutfağındakiler Paneli’nin moderatörlüğünü üstlenen ve açılış konuşmasını gerçekleştiren Kanal D ve CNN Türk Spor Muhabiri Emre Tilev, “Sporun Mutfağındakiler Paneli artık bu şehir için geleneksel hale geldi. Yurdun farklı şehirlerinde gerçekleştirdiğimiz bu panelin sayısı 300’ü geçti. Mersin’de de çok değerli Başkanımız Burhanettin Kocamaz sayesinde gerçekleşiyor. Sayın Kocamaz’ın yanı sıra Genel Sekreterlerimiz ve spor müdürlerimize kadar herkesin çok büyük emeği var. Bugün bizim için çok önemli bir gün. Bu panelde genelde hep futbol dünyasından isimleri ağırladık. Ama bugün gerçekten sporun bağrından kopmuş, sporun ne demek olduğunu çok iyi bilen ve spor yaşantıları özellikle hanımefendilere, gençlere örnek olacak 4 güzide hanımefendi ile birlikteyiz” dedi.
Milli Eski Voleybolcu Neslihan Demir Güler: “Tesadüf eseri voleybola başladım”
Milli Eski Voleybolcu Neslihan Demir Güler, Mayıs ayında bıraktığı voleybol kariyerinden ve 1995 yılından bugüne kadar yaşamış olduğu tecrübelerinden söz ederek, “Ben 1995 yılında voleybola başladım. 300 kez milli takım forması giydim. 2018 yılının Mayıs ayında da son maçıma çıkarak, mesleğimi sonlandırdım. Sizlerle birlikte olup tecrübelerimi paylaşmak beni çok heyecanlandırıyor. Umarım siz de buradan mutlu ayırılırsınız. Ben orta birinci sınıfa giderken beden eğitimi öğretmeni ile antrenör geldi ve beni seçerek voleybola başlatıyoruz dediler. Tamamen tesadüf eseri başladım. Spor yapmak için en başta sabır ve disiplin olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Milli Eski Voleybolcu Güler, voleybolu neden bıraktığı sorusu üzerine de “Profesyonel sporculukta performans sporlarında bir noktadan sonra kronikleşen sakatlıklarımız oluyor. Belli bir yaştan sonra da bunları tolere edememeye başlıyoruz ve kendi kendimize yeter arttık bırakma vakti geldi diyorsunuz. Daha hafif sporlara yöneliyorsunuz. Çünkü voleybol her ne kadar piknik sporu gibi dursa da çok travmatik bir spor. Ciddi rahatsızlıklarımız olabiliyor, devam ettirmeyecek kadar. O yüzden bıraktım bende” diye konuştu.
Boyacı: “Kaybetmelerim beni daha çok kamçıladı”
Paralimpik Milli Yüzücü Sümeyye Boyacı ise konuşmasında, katıldığı yarışmalardan ve kazandığı başarılarından söz ederek, yüzmeye nasıl başladığını anlattı. Boyacı, “Yüzmeye 5 yaşında annemin teşvikleri ile başladım. Çiğdem hocamın eğitmenliğinde 12 saatte öğrendim. Gerçeği söylemek gerekirse, ilk başlarda sudan korkuyordum. Sonrasında hocam eğlenceli bir şekilde öğretmeye başladı. Sonrasında bir takıma yerleştim ve şu an antrenörüm olan Mehmet hocamla tanıştık. İyi bir iletişim kurduk ve Türkiye şampiyonlarına katılmaya başladım. Her girdiğim yarışlarda birincilik alınca milli takım kamplarına çağrılmaya başlandım. İlk yüzme yarışıma 2016 yılında Berlin’de katıldım. İkincilik ve üçüncülük madalyası ile yurda döndüm. Sonrasında birçok ülkeye gittim, yarışa katıldım. Güzel dereceler kazandım. Meksika’daki yarış benim için aslında en önemlilerinden biriydi. Çünkü ilk dünya şampiyonamdı ve en küçük sporcu bendim” ifadelerini kullandı.
Kaybettiği yarışmaların aslında kendisine daha çok azim verdiğini aktaran Boyacı, “Kaybetmelerim beni daha çok kamçılamış oldu. Ama en sonunda Brezilya’da ilk kez marşımızı okuttum. Birinci oldum. Ardından da bu yılın en büyük yarışı olan Avrupa şampiyonasında da birinci oldum. Profesyonellik birinci olmak demek değildir. Zirveye çıkmak zor ama orda kalmak daha zor. Bunu başarabilen insan profesyonel olmuş demektir” şeklinde konuştu.
Aktuna: “Yoğun tempoya rağmen kazandığımız başarıların onuru bize yetiyor”
Milli Okçu Aybüke Aktuna 2005 yılında okçuluğa başladığını dile getirerek, “2008 yılından beri milli takımdayım. Çeşitli başarılarım oldu. Ama en güzel ve en büyüğü geçen ay Avrupa Şampiyonu olmamızdı. Bizim kamplarımız 10-15 gün sürüyor. Çok yoğun geçiyor ama bu yoğun tempoya rağmen kazandığımız başarıların onuru ve gururu bize yetiyor. Okul hayatım 365 günün 300 günü kamplardayım. Günde 8 saat antrenman yapıyorum. Profesyonel olmak için sporu tüm yaşantına yayıp yaşam biçimi haline getirmeniz gerekiyor. Mesela arkadaşlarınız gezerden siz antrenman yapıyorsunuz ama başarı elde edince buna değiyor” diye belirtti.
Şevik: “Babam tekvandoya gitmeme izin vermiyordu”
Mersinli Milli Tekvandocu Sezen Şevik, tekvandoya 9 yaşında başladığından bahsederek, “Spora ve sanata ilgim vardı. O yüzden daha başarılı olacağıma inanıyordum. Tekvandoyu seçtim. O yolda ilerledim. İlk girdiğim İzmir Şampiyonasında ikinci oldum. Onun haricinde direkt Türkiye Şampiyonasına gittik. Orada Türkiye üçüncüsü oldum. İlk başlarda babam izin vermiyordu tekvandoya gitmeme. Sonra başarılarımı görünce kendisi antrenmanlara götürmeye başladı. Her gün çalışıyordum. Antrenmanlara gidiyordum. Azimle, istikrarla başarıya ulaştım. Profesyonellik bilinçli olmak demek. Tüm yaşantını spora göre yönlendirmek profesyonelliktir” diye belirtti.
Panelde ayrıca Tilev canlı maç anlatımı yaptı ve panelin ardından soru-cevap kısmında öğrenciler merak ettikleri soruları katılımcılara yönlendirdi. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan katılımcılara çiçek takdim edilirken, panel toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.