Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadınlarımızın zaten en temel hakkı olan kılık kıyafet özgürlüğü, anayasal güvenceye kavuşturularak; eski Türkiye heveslilerinin kursaklarına bir düğüm daha atılacaktır. Kalktın söyledin. Sorun yoktu. Hadi, madem bunu söyledin; ‘gel bunu anayasal bir zemine oturtalım, beraberce artık bu ülkede böyle bir sorun kalmasın` dedik. Arkadaşlarım ziyarete gitmek istediler. Beyefendiler ve hanımefendi ziyareti kabul etmedi. İşte bunlar bu kadar dürüst. Özgürlük kılıfı altında, toplumunun taşıyıcı sütunu olan aile müessesinin yok edilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. İnsan fıtratına aykırı sapkınlık virüsünün millet varlığımızı daha fazla zehirlemesinin önüne set çekmek istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul`da Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası Açılış Programı`nda konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Onun aziz hatırasına sahip çıkmak ve örnek hayatına gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla kurulan vakfımızın kısa sürede ve bilhassa kadınlar arasında teveccüh görmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Vakfımız farklı alanlarda yürüttüğü projelerle adını taşıdığı Şule Yüksel Şenler`e vefa borcumuzu hakkıyla yerine getirmeye gayret ediyor. Vakıf merkezimiz, toplantı salonu, araştırma kütüphanesi, bilişim, teknoloji, tasarım atölyeleriyle gençlerimizin uğrak yeri olacaktır. Vakıf binamızın açılmasına destek olan, yardımlarıyla destek veren, Şule ablamızın manevi mirasına sahip çıkan herkese bir kez daha şahsım, eşim, milletim adına teşekkür ediyorum.
Öyle insanlar vardır ki hayatlarıyla bize fener olurlar. Onların aydınlık yüzlerine bakınca sadece pürüzsüz bir vicdanı değil aynı zamanda insanı insan yapan yüce değerleri de görürüz. Eşimin ve benim özel hayatımızda müstesna yeri olan Şule Yüksel Şenler hanımefendi işte böyle seçkin bir insan ve münevverdi. Şule ablamız mücadele ve imtihanlarla geçen ömrü boyunca sonucu ne olursa olsun hakkın hatırını daima en üstte tutmuştur. Kaleme aldığı kadın sayfaları, kitapları ve köşe yazılarıyla milyonların gönlüne taht kurmuştu. Gençlerimiz, kadınlarımız, toplum ve aile yapımımız hakkında yazdıklarıyla ile büyük bir değişimin öncü olmuştu.
“DÖNEMİN CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN AÇIKÇA TEHDİT EDİLDİ”
Türkiye`yi karış karış gezmesi, en küçük nahiyeye giderek İslami tecrübelerini anlatması özellikle gençlerimizi derinden etkilemiştir. Şule hanımın kendine has örtünme tarzının gençler tarafından örnek alınması ve yaygınlaşması irtica yaygaracılarını da harekete geçirmiştir. Gazete manşetlerinden doğrudan hedef gösterildi. Dönemin Cumhurbaşkanı tarafından açıkça tehdit edildi. İsmi, marjinal örgütlerin infaz ve ölüm listelerinde yer aldı. Faşizmin kol gezdiği yıllarda Şule Yüksel Şenler insanımıza özgüven aşılamış nice insanın ilim ve hikmetle buluşmasına öncüllük etmiştir.
“ÜLKEYİ DÜNYANIN DEVLER LİGİNE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye`nin ve kadınlarımızın bugün elde ettiği başarılarda Şule ablamızın emeği, gayreti ve dirayetli duruşunun çok büyük payı vardır. Altyapı yatırımlarından, hak ve özgürlükler reformuna kadar ülkeyi dünyanın devler ligine çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye yüzyılı vizyonumuz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmayı da hedefliyor. Milletin iradesine vurulan vesayet zincirlerini tek tek parçaladık.
“ÜNİVERSİTE KAPILARINDAN GÖZYAŞI DÖKEN GENÇ KIZLARIMIZIN ACILARINI ALLAH`A HAMDOLSUN DİNDİRDİK”
Demokrasimize gölge düşüren antidemokratik uygulamalara son verdik. Üniversite kapılarından göz yaşı döken genç kızlarımızın acılarını Allah`a hamdolsun dindirdik. Artık başörtülü valimiz de var, silahlı kuvvetlerde başörtülü subaylarımız da var. Yargıda hakimlerimiz, savcılarımız var, hani olmaz diyorlardı, olacak dedik oldu.
“KİMSE ESKİ YARALARI DEŞMEYE CESARET EDEMEYECEKTİR”
Kur`an kurslarımızı ve ilim irfan yuvalarını hedef alan darbe dönemi ürünü düzenlemeleri tarihe gömdük. 27 Mayıs`tan 12 Eylül ve 28 Şubat`a kadar darbelerin mağdur ettiği toplum kesimlerinin haklarını iade ettik. Hiçbir insanımızın inancından, sakalından, saçından veya hayat tarzından dolayı ötekileştirilmediği huzuru ülkemiz genelinde tesis ettik. Hukuk ve meşruiyet çerçevesinde herkes istediğini söylüyor, yazıyor, ne kadar aykırı olursa olsun fikirlerini özgürce ifade edebiliyor. Şimdi atacağımız yeni bir adımla kadınlarımızın hak ve hürriyet alanlarını daha da genişletmeyi arzu ediyoruz. Kısa süre önce Meclisi`mizin takdirine sunduğumuz anayasa değişikliği teklifi yasalaşması halinde bu reform sürecinin adeta zafer tacı olacaktır. Bu düzenleme kabul edilirse artık hiç kimse aklına estiğinde sosyal medya üzerinden bir gece yarısı eski yaraları deşmeye cesaret edemeyecektir. Bir daha bu millete, üniversite kapılarının önlerinde kurulmuş ikna odası utancını kimse yaşatamayacaktır.
“ÖZGÜRLÜK KILIFI ALTINDA TOPLUMUNUN TAŞIYICI SÜTUNU OLAN AİLE MÜESSESİNİN YOK EDİLMESİNE ASLA MÜSAADE GÖSTERMEYECEĞİZ”
Kadınlarımızın zaten en temel hakkı olan kılık kıyafet özgürlüğü, anayasal güvenceye kavuşturularak; eski Türkiye heveslilerinin kursaklarına bir düğüm daha atılacaktır. Kalktın söyledin. Sorun yoktu. Hadi, madem bunu söyledin; ‘gel bunu anayasal bir zemine oturtalım, beraberce artık bu ülkede böyle bir sorun kalmasın` dedik. Arkadaşlarım ziyarete gitmek istediler. Beyefendiler ve hanımefendi ziyareti kabul etmedi. İşte bunlar bu kadar dürüst. Bunlarda dürüstlük diye bir şey aramayın, yok.
Teklifimizle; kadınlarımızın haklarını güçlendirme yanında aile kurumunu küresel odakların desteği ile palazlanan ve giderek pervasızlaşan sapkın akımların saldırılarından da korumayı amaçlıyoruz. Özgürlük kılıfı altında, toplumunun taşıyıcı sütunu olan aile müessesinin yok edilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. İnsan fıtratına aykırı sapkınlık virüsünün millet varlığımızı daha fazla zehirlemesinin önüne set çekmek istiyoruz.
Kadınlarımız, aile yapımız ve geleceğimiz adına hayati önemdeki anayasa değişikliği teklifine akıl, izan ve sorumluluk sahibi hiç kimsenin, hiçbir milletvekilimizin hayır demeyeceğine inanıyorum. Temennimiz Meclis`imizin 400`ün fevkinde bir oyla bu düzenlemeyi Genel Kurul`da kabul ederek kadınlarımızın beklentilerine cevap vermesidir.
“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR` DEMİYOR MUYUZ ÖYLEYSE MİLLETE GİDECEĞİZ”
Son günlerde yaşanan kimi tartışmalar daha düne kadar sosyal medyadan ahkam kesenlerin yan çizmeye başladığını gösteriyor. Altını çizerek ifade etmek isterim ki böyle bir meselede ipe un serilmesini ne milletimiz ne kadınlarımız affedecektir. Baş örtüsü ve aile konusunda kaçak güreşmenin hiç bahanesi olamaz. Beklentimiz gerçekleşmez ve 400`ün altında bir Meclis aritmetiği oluşursa bu durumda egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demiyor muyuz öyleyse millete gideceğiz. Son sözü millet söyleyecek, kilidi milletimizin iradesi açacak.”