İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati`nin “Türk lirasını değerli hale getirirseniz sanayi yavaşlar, işsizlik olur” sözlerini eleştirdi. Dervişoğlu, “Hükümetinizi hiç olmazsa asgari ölçüde ciddiyete davet ediyoruz. Sorumluluk sahibi bir bakanın böyle bir sorumsuz beyanda bulunmasını da yadırgadığımızı ifade etmek istiyoruz. Aynı bakan geçtiğiniz yıl, ‘Türk lirası daha da değersizleşebilir, en zayıf durumda daha ne kadar değersizleşebilir. Şu an en zayıf durumda ve gideceği yer yok` diyordu. Sayın bakan özel şirket yönetmediğinin farkına varsın istiyoruz. Burada mesele Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin idaresidir ve burada asıl mesele 85 milyonun bugünü ve istikbalidir” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu bugün TBMM Genel Kurulu`nda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati`nin “Türk lirasını değerli hale getirirseniz sanayi yavaşlar, işsizlik olur” sözlerini eleştirdi. Dervişoğlu şunları söyledi:
“HÜKÜMETİNİZİ HİÇ OLMAZSA ASGARİ ÖLÇÜDE CİDDİYETE DAVET EDİYORUZ”
“Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati iki gün önce Türkiye için talihsiz başka bir açıklama da daha bulundu ve dedi ki: ‘Türk lirasını değerli hale getirirseniz sanayi yavaşlar, işsizlik olur.` Hükümetinizi hiç olmazsa asgari ölçüde ciddiyete davet ediyoruz. Sorumluluk sahibi bir bakanın böyle bir sorumsuz beyanda bulunmasını da yadırgadığımızı ifade etmek istiyoruz. Aynı bakan geçtiğiniz yıl, ‘Türk lirası daha da değersizleşebilir, en zayıf durumda daha ne kadar değersizleşebilir. Şu an en zayıf durumda ve gideceği yer yok` diyordu. Sayın bakan özel şirket yönetmediğinin farkına varsın istiyoruz. Burada mesele Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin idaresidir ve burada asıl mesele 85 milyonun bugünü ve istikbalidir.
Türk lirasının, mal ve varlıklarımızın, emeğimizin ucuz olmasını ve yabancı sermaye tarafından kolayca satın alınmasını savunan bir siyasi iktidara yerli ve milli denilemeyeceğini de buradan dile getirmekte yarar görüyorum. Yapılan uluslararası sermaye taşeronluktur. Türk lirasını değersizleştirerek kendi vatandaşlarınızı ev alamayacak bir yoksulluğa sürükleyen de sizsiniz. Türk vatandaşlarının artık alamadığı konutları yabancı sermayeye, körfez sermayesine yoğun bir şekilde satan ve promosyon olarak Türk vatandaşlığı veren sizsiniz. Bunları sadece eleştirmek için değil aynı zamanda sizleri uyarmak için söylüyorum. Daha ne kadar Türk lirasına hasımlık edeceksiniz? Daha ne kadar Türk milletini fakirleştireceksiniz? Daha ne kadar Türkiye`nin mallarını ve kaynaklarını yabancı sermayeye peşkeş çekeceksiniz?
“TÜRK MİLLETİNİN İRADESİNİN TECELLİSİNDE HEDEF MUHALEFET DEĞİL İKTİDARIN TA KENDİSİ OLACAKTIR”
Milli düzen diye yola çıkıp sonunda neoliberalizme rahmet okutan bir siyasi geçmişiniz var ve düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük özelleştirme hamlesini yapan hükümetsiniz. Kamunun en stratejik yatırım ve kaynakları da dahil 70 milyar dolara yakın bir özelleştirme gerçekleştirmişsiniz. Geldiğimiz noktada 500 milyar dolar dış borcumuz var. Böyle bir tabloda 14 Mayıs seçim tarihini dillendiriyorsunuz. 14 Mayıs 1950 seçimine referans yaparak kullandığınız slogan ise tarihi bir atıfla ‘Yeter, söz milletindir.` Adalet ve Kalkınma Partisi bu sloganı kullanma konusunda gerçekten kararlıysa ortada iki seçenek var. Ya siyasi tarih bilmiyorsunuz ya da siyasi tarihi yine göz göre göre çarpıtıyorsunuz.
1946-1950 arası süreç tıpkı bugün olduğu gibi iktidarın otoriterleştiği, devlet idaresinde denge ve denetleme mekanizmalarının da var olmadığı bir tarihsel süreçti. Evet milletimiz 73 yıl sonra yeniden otoriterleşmeye ‘Yeter, söz milletindir` diyecektir. Milletimiz 73 yıl sonra otokrasiye, ‘Yeter, söz milletindir` diyecektir. Ancak Türk milletinin iradesinin tecellisinde hedef muhalefet değil iktidarın ta kendisi olacaktır. Millet bize değil size seslenecek ve ‘Yeter, söz milletindir` diyerek iktidarınıza son verecektir.”
Fotoğraf: Arşiv