İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye`yi sarsan depremlerin meydana geldiği Kahramanmaraş ziyareti sırasında kendisine hakaret eden eski AKP Milletvekili Nursel Reyhanlıoğlu ile ilgili olarak, "Önceki dönem milletvekilinden hukuki haklarımı arayacağım. Çünkü o hakkı yok. Vatandaşımız acısından konuşur. Hiçbir şey diyemeyiz. Bütün ruhumuzla onu dinleriz. Neyi eksik yaptık diye düşünürüz. Burada iftira var, hakaret var” açıklamasını yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem bölgesindeki incelemelerinin ardından döndüğü İstanbul`da Afet Koordinasyon Merkezi`nde (AKOM) gelişmeleri kurmayları eşliğinde gün boyu takip etti. Arama kurtarma ve insani yardım faaliyetleriyle ilgili yeni destekler için görüşmeler yapan İmamoğlu, deprem bölgesindeki çalışmalarla ilgili bilgileri ve izlenimlerini, gazeteci Uğur Dündar`ın sorularıyla paylaştı. İmamoğlu`nun konuşmasının satır başları şöyle:
“GÖLCÜK`TEKİ GÖRÜNTÜLERİ DAHA TRAJİK BİÇİMDE 10 İLİMİZDE GÖRDÜK: Aklı ve bilimi dinlemek tekniği ona göre uygulayıp insanlara sunmak gerekir. Gölcük depreminden sonra hemen oraya gittik. Orada `Ah ah vah vah` dedik. Orada `O binalar pastırma gibi olmaz, hepimizin hataları var` dedik. Bina inşaatı hata kaldırmaz. 24 sene sonra aynı görüntüleri, 10 katını, daha trajik bir şekilde 10 ilimizde görmek içimizi yaktı. İlk andan itibaren, halkımızın ihtiyaçlarına dönük seferber olduk. Genel Başkanımızla bölgeye gittik. Döndük yine bugün bu binadayım. Tabii tespitler yaptık. İnsanlarımız acı içerisinde. Çocuklarını yitirenler var. Bu şoku yaşayanlar, anneler, çocuklar, gençler genç bir üniversite öğrencisi, yürürken beni görmüş olsa gerek. Hani koşarak, `Başkanım` deyip sarıldı, bir başladı ağlamaya İslahiye`de. `Ben sizin öğrencinizim` dedi. `Geldim buraya ama ailem yok` dedi. Bunun gibi birçok an. Yani çok yaktı, kavurdu.
AFAD BİZİM, İSTANBUL BELEDİYESİ BİZİM: İstanbul olarak AFAD tarafından hemen ilk gün Hatay için atandık. İlk andan beri her adımımızı AFAD`la paylaşıyoruz. Her adımımızı onlarla konuşuyoruz. Onların onayıyla ve oluruyla hareket ediyoruz. Hatay`daki kurulumlarımızı ona göre koordine ediyoruz. İstanbul denince teknik ekipmanından kendi kadrosuna varıncaya kadar ülkenin en güçlü kurumu İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Bir üst koordinasyon gerekiyor ve biz ona uygun hareket ediyoruz. Yani şunu söylemek isterim. Eksikler, hatalar, koordinasyon süreçleri nasıl yönetilmeli diye çok şey söyleyebilirim. Ama o günü bugün olarak görmüyorum. Vatandaşımızın öfkesi olacak, kızgın, acı, acı yakıyor yani onu. Tek bir kelime demeyiz biz. Biz yöneticiler ağzını açamaz o kişilere karşı. Dinlemeli, onu hissetmeliyiz. Bu kadar net. Ama onun ötesinde biz birbirimize zamanı geldiğinde yöneticiler olarak her şeyi söylemeliyiz. Çünkü AFAD bizim. İstanbul Belediyesi bizim.
İKİ BÜYÜK LOJİSTİK MERKEZ KURUYORUZ: Tıbbi yardımdan tutun da seyyar tuvaletlere tutun da arama kurtarma ekibinden iş makinalarımıza, jeneratörlerimizden, mobil gasilhanelerimize, her unsurumuzla oradayız. Şu anda 1.861 personelimiz, 503 iş makinemiz var. 867 personelimiz tam tesisatlı arama kurtarma ekibimiz bölgede. Ekiplerimiz 444 kişiyi enkazdan canlı kurtardı. İskenderun Limanı`ndaki yangına müdahale ettiler. Soğutma çalışmaları sürüyor. Ekibimiz hazır. İki bölgede büyük lojistik alan kuruyoruz. Bunlar bir tanesi İskenderun`da. Yaklaşık 10 bin metrekare kapalı alana sahip. 35 bin metrekarelik başka bir alanda da lojistik alan kuruyoruz. İçinde 9 bin metrelik yönetim çadırımız bu akşam itibariyle devreye alınıyor. 35 beş bin metrekarelik dediğim alan Antakya`da. Bir lojistik alan da Samandağ`da kuracağız.
SU, EKMEK, AMBULANS, MOBİL TUVALET: Yaklaşık 700 çadırın hazır olacağı kamplarımız oluşacak. Her gün 10 tır, Hamidiye Su bölgeye gönderiyoruz. Şu ana kadar 51 tır gitti. 20 tır, yaklaşık 2 milyon 200 bin adet Akdeniz tipi besleyici ekmek dediğimiz paketli ekmek yolladık şu ana kadar. Halk Ekmek`in günlük 1,4 milyon adet paketli üretimini de o bölgeye ayırdık. Aynı zamanda 6 bin kişi yemek kapasitesi olan bir mutfağımız hizmet ediyor şu anda. 15 bin ekmek üreten tesisimiz de imalata başladı yine Hatay`da. 140 mobil tuvalet bölgede. 42 adet de mobil duş kuruyoruz. Şarj istasyonu kurduk. Sağlık ekibimiz orada. 5 ambulansla beraber yine sağlık ekibimiz var. 454 dört çeşitli kapasitelerdeki iş makine alanımız var. 317 tır yardım yolladık. Özellikle battaniye, kışlık kıyafet, ısıtıcı jeneratör ve hijyen malzemesi bulunan tırlarımız oldu bunlar. 14 Cumhuriyet Halk Parti`li belediyemizin de yardımları sürüyor.
İDO`NUN ARAÇLARINDA 2 BİN 400 KİŞİ KONAKLAYACAK: Çok örnek bir çalışma hazırladık. İDO`dan devraldığımız o büyük araçlarımızın arabalı vapurlarımızın hazırladık. Bir konaklama merkezine dönüştürüyoruz. 2 adet araç var elimizde ve onları oraya yolluyoruz. Bunların her biri bin 200 kişiye barınma imkânı sunacak. Hava çok çok soğuk ve bu devam edecek. Başta çocuklar, çocuklu aileler ve yaşlıların olduğu aileler olmak üzere her bir araçta bin 200 insanımızı konaklattırabileceğiz.
SURİYELİ MİSAFİRLER İDLİP`TE YAPILAN EVLERE YERLEŞTİRİLEBİLİR: Eylül ayında `100 bin briket ev` diye İçişleri Bakanlığı`nca açılış ve tanıtım yapılmıştı. Ve `Yıl sonuna kadar hepsi oluşacak` diye bir tarif var. 2022`nin sonundan bahsediyorum. Yanılmıyorsam oraya 60 binin biraz üzerinde bir yerleşim yapılmış fakat eğer 100 bin eve bu erişilmiş ise orada 40 bin evlik ciddi bir potansiyel var. İdlib, Hatay`a yaklaşık 1,5 saat mesafede. Suriyeli misafirlerimizin de bir bölümünün hazır bu evlere yerleştirilebileceğini düşünüyorum.
HUKUKİ HAKLARIMI ARAYACAĞIM: (Eski AKP Milletvekili Nursel Reylanlıoğlu`nun hakaretine tepki) Kahramanmaraş`taki ifadelere sadece döndüm ve `Normal değilsin abla` dedim. Ondan sonra da o basına yansıyan lafları çok acı. Normal bir vatandaş olsa hiçbir şey diyemeyiz biz. Ne dese böyle dururuz. Ama bir milletvekili olduğunu öğrendim ki; önceki dönem milletvekillerinden birisi. Hukuki haklarımı arayacağım. Çünkü o hakkı yok. Vatandaşımız acısından başka şeyler konuşur. Ona hiçbir şey diyemeyiz. Bütün ruhumuzla onu dinleriz. Neyi eksik yaptık diye düşünürüz. Ki iftira var, hakaret var. Şeyh Edebali`nin Osman Gazi`ye bildiğimiz davranışı eski vekile ders olsun.
ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRACAĞIZ: İlk günü şunu söyledim. Bir hazırlık yapın. Yaptıklarımız, yapmayı taahhüt ettiklerimiz devletimizin başka kurumlarıyla iş birliği halinde yapmak zorunda olduklarımız ne var ise tespit ettiklerimiz olsun. İstanbul`un depremle mücadelesindeki aşamaları. Çünkü bunların hepsi elimizde var. Bir yol haritasını belirledik biz. Vizyon 2050 diye bir strateji belgesi ortaya koyduk. `Bütün bunları vatandaşlarımıza anlatacağım` dedim `İki buçuk hafta sonra vatandaşlarımıza tekrar kendi mesuliyetlerimizi, yaptıklarımızı yapamadıklarımızı açıK, şeffaf şekilde anlatacağız. Yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı ya da bizimle iş birliği kurmayı niçin istemediler onu sorgulayan, çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batıran bir dille bunu paylaşacağız.
İSTANBUL`DA RİSKLİ 90 BİN BİNA VAR: Büyük bir çalışma yaptık ve hızlı tarama yöntemiyle evlere girdik. 107 bin bina ziyareti, 30 bin bina incelemesine ulaştık. Risk tespitinde İstanbul`da olası depremde 170 bin orta hasarlı bina, 90 bin ağır ve çok hasarlı bir tespitimiz var.”