Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı`nda, “14 Mayıs seçimlerinde de hem cumhurbaşkanlığında hem milletvekilliğinde bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz. Amacımız ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda elde ettiği kazanımları, Türkiye Yüzyılı`nın girizgahı yaparak milletimizi hayallerine kavuşturacağımız yeni bir dönemin kapılarını açmaktır. İşte bu kutlu mücadelenin son dönemeci olan 14 Mayıs destanını, bir süredir beraber yol yürüdüğümüz, aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımızla Cumhur İttifakı olarak beraberce yazacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı`na katıldı. Toplantıya telekonferans yoluyla katılan Erdoğan şöyle konuştu:
“14 MAYIS DESTANINI BERABER YOL YÜRÜDÜĞÜMÜZ, ARAMIZA YENİ KATILAN VE KATILACAK OLAN DOSTLARIMIZLA CUMHUR İTTİFAKI OLARAK BERABERCE YAZACAĞIZ”
“Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerimizin ülkemize, milletimize ve teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti kurulduğu 2002 Ağustos`undan beri girdiği tüm seçimlerden birinci olarak çıkmış, 20 yılı aşkın kesintisiz iktidarda kalarak demokrasi tarihimize ismini altın harflerle yazdırmış bir siyasi teşekküldür. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler saymakla bitmez. Allah`ın izni, milletimizin desteği ve sizlerin gayretiyle 14 Mayıs seçimlerinde de hem cumhurbaşkanlığında hem milletvekilliğinde bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz. Amacımız ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda elde ettiği kazanımları, Türkiye Yüzyılı`nın girizgahı yaparak milletimizi hayallerine kavuşturacağımız yeni bir dönemin kapılarını açmaktır. İşte bu kutlu mücadelenin son dönemeci olan 14 Mayıs destanını, bir süredir beraber yol yürüdüğümüz, aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımızla Cumhur İttifakı olarak beraberce yazacağız. Bu destanı yazmaya, deprem yaralarını sararak yıkılan şehirlerimizi yeniden inşa ve ihya ederek başlayacağız. Bu arada, uzunca bir süredir hazırlıklarını yaptığımız yatırımları, istihdamı, üretimi, ihracatı katlayarak arttıracak, insanımızın refahını yükseltecek programımızı kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz.
“ALTILI MASANIN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM DİYE BAŞLADIĞI YOLCULUĞUN SONU, ÖNCE KUMAR MASASINA, SONRA AT PAZARLIĞINDAN BETER BİR CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI VE MİLLETVEKİLİ PAYLAŞIMI KAVGASINA ÇIKTI”
Deprem felaketini hedeflerimizi öteleyen değil, tam tersine, daha da güçlendiren bir vesileye dönüştürmek için daha çok çalışacak, daha çok gayret göstereceğiz. Elbette her seçim zordur. Her seçim hayatidir. Her seçim önemlidir. Ama ülkemizin içinden geçtiği süreç son deprem afetinin yol açtığı ağır kayıplar, bölgemizde ve dünyada yaşanan kritik gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır. Bu durumu, karşımızda kurulan derme çatma ittifakın yapısına ve motivasyonuna bakarak da rahatlıkla anlayabiliriz. Gerçi artık karşımızda bir ittifak değil, tıpkı eski Türkiye`de olduğu gibi, tamamen kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu bir koalisyon yapısı vardır. İşe altılı olarak başlayan, artık sekizli mi, onlu mu olduğu meçhul hâle gelen bu koalisyonun yayınladığı 12 maddelik bildiri bile tek başına ülkemizin nereye sürüklenmek istendiğinin yazılı ispatıdır. Masanın altını üstüne getirmek pahasına bay bay Kemal`i cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur. Ne depremin yol açtığı acılar ne depremzedelerimizin yürek sızıları ne deprem yaralarının bir an önce sarılması ihtiyacı bunların gündeminde yer almıyor. Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine dair herhangi bir niyet, teklif, proje bunların gündeminde yer almıyor. Türkiye`nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi, kalkınmayı sürdürmeye yönelik tek bir adım bunların gündeminde yer almadığı gibi tam tersine yapılanları yıkmayı vaat ediyorlar. Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını arttıracak güvenliğini güçlendirecek, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir irade beyanı hazırlık program bunların gündeminde yer almıyor. Sınırlarımızı tehdit edecek, birlik ve beraberliğimize gözünü dikecek kadar azan terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttüğümüz mücadeleyi sürdürme kararlılığı, bunların gündeminde yer almıyor. Peki, bu koalisyonun gündeminde ne var? Bunların gündeminde sadece siyasi ihtiras var. Makam ve mevki paylaşımı var. Ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı var. Milli birlik ve beraberliğimizi bozma niyeti var. Ülkemize ve insanımıza ağır maliyetleri olan eski Türkiye`yi geri getirme çabası var. Altılı masanın güçlendirilmiş parlamenter sistem diye başladığı yolculuğun sonu, önce kumar masasına, sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve milletvekili paylaşımı kavgasına çıktı. Üstelik, öyle bir kavga ki, içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil, alenen sopa göstermekten sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var. Böyle 32 kısım tekmili birden entrikayı ne sinemada ne televizyon dizilerinde ne de romanlarda bulursunuz. Ülke olarak bunların Bizansvari taht kavgaları aylarca, günlerce naklen seyrettik, satır satır okuduk, cümle cümle dinledik.
“ÜLKEMİZİ ŞEKLİ BOZUK, YÖNÜ BELİRSİZ, HIRSI BOYUNU AŞAN KOALİSYONUN İNSAFINA TERK EDEMEYİZ”
Türkiye, Türk demokrasisi, milletimiz böyle bir hazin tabloyu asla hak etmiyor. Milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk, yönü belirsiz, hırsı boyunu aşan koalisyonun insafına terk edemeyiz. Cumhuriyetimizin ilk asrındaki kayıpları ve kazanımları geride bırakarak Türkiye yüzyılını yükseltmek için hızlandığımız bir dönemde böyle bir faciaya izin veremeyiz.
Kadınlarımızla ve gençlerimizle paylaştığımız umutların, birlikte geliştirdiğimiz vizyonun bir avuç muhteris yüzünden elimizden kayıp gitmesine göz yumamayız. Bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan Türkiye`nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlıkları attıramayız.
Bunun için her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız. Bunun için her seçimde ulaştığımızdan daha çok insana ulaşacağız. Bunun için her seçimde kazandığımızdan daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde, ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız.
Dün imzalayarak Resmi Gazete`de yayımladığımız seçimlerin yenilenmesi kararının ardından, Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini oluşturmaya başladı. Seçim kampanyamızı, ülkemizin 11 ilinde büyük yıkıma yol açan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza hürmetimizin ve mağdur insanlara olan saygımızın gerektirdiği hassasiyetle yöneteceğiz. Daha depremin kırkı çıkmadan, genel merkezler önünde, vur patlasın, çal oynasın aday kutlaması yapanlar gibi kesinlikle olmayacağız. Müzikli mitingi ve benzeri klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız.
Seçim takvimi bize kısa süreye pek çok çalışmayı sığdırmamız gerektiğini gösteriyor. Sizlerden aday adaylığı müracaatlarından teamül yoklamalarına, seçim karargahlarından kampanya planlamasına kadar her konuda genel merkezimizle yakın işbirliği içinde hızlı bir çalışma yürütmenizi bekliyorum.
“AK PARTİ`NİN 16. SEÇİM ZAFERİNİN ALTINDA SİZLERİN İMZASI OLACAK”
Seçim çalışması elbette evde, sokakta, hayatın içinde yapılır. Ama unutmayınız, tüm bunların sonunda seçim sandıkta kazanılır. Bunun için sandıklara sıkı sahip çıkacak, en küçük bir kaçağa, göçeğe, hileye, hurdaya meydan vermeyecek, güçlü bir organizasyon kuracağız. Bugüne kadar genel merkezimizden mahalle temsilcilerimize, sandık üyelerimize kadar uzanan bir hazırlığımız zaten var. Seçim gününe kadar bu hazırlığı tahkim edecek, varsa eksikleri hızla gidereceğiz. Bu tür istişareleri devam ettirerek beraberce 14 Mayıs`a hazırlanacağız. AK Parti`nin 16. seçim zaferinin altında sizlerin imzası olacak.”