Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, “40 temel gıdanın son bir yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 190. Cumhuriyet tarihi sürecinde, temel gıdalarda böyle yüksek oranda fiyat artışı ve pahalılığı görülmemiştir. En ilgi çekici olan ise kuru soğanın yıllık ortalama fiyat artış oranının yüzde 659 olması. Pahalılık karşısında, tüketicilerin büyük çoğunluğu en temel gıdalara erişemiyor, yeterli ve dengeli beslenemiyor. Et ve et ürünleri dönemdir erişemez durumda olan tüketiciler, artık yeterli sebze ve meyveye de erişemez durumda bırakılmıştır” dedi.
Tüketici Hakları Derneği, bugün Ankara`da, derneğin genel merkezi önünde temel gıda maddelerinin pahalılığına ilişkin bir açıklama yaptı. Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, şunları söyledi:
“SON BİR YILDA KURU SOĞANIN FİYAT ARTIŞI YÜZDE 659”
“Türkiye`de günümüzde, son yüzyılın en yüksek gıda pahalılığı yaşanmaktadır. 40 temel gıdanın Mart 2022-Mart 2023 yılı içerisindeki son bir yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 190 olmuştur. 40 tane gıdanın yüzde 200`ün üzerinde artış olanlardan bahsedeceğim. Dana eti son bir yılda yüzde 204, süt yüzde 234, beyaz peynir 251, bal yüzde 271, reçel yüzde 234, tahin helvası yüzde 211, salça yüzde 280, ketçap yüzde 211, baharat yüzde 299, sirke yüzde 360, turşu yüzde 241, kahve yüzde 202, kuru soğan yüzde 659. Ama kuru soğan şu anda daha da pahalandı, yüzde 700`e çıktı.
40 gıdanın fiyat artışı ortalaması yüzde 190. Derneğimizin yapmış olduğu araştırmaya göre, son yüzyıldaki Cumhuriyet tarihi sürecinde temel gıdalarda böyle yüksek oranda yıllık ortalama fiyat artışı ve pahalılığı görülmemiştir. Gıdaların yıllık ortalama fiyat artışında en ilgi çekici olan ise, tencere yemeklerinin olmazsa olmaz en temel girdisi olan kuru soğanın yıllık ortalama fiyat artış oranının yüzde 659 olmasıdır. Bu durumda, tüketiciler kilo ile değil, artık tane ile soğan almak zorunda kaldılar. Kuru soğan artık tüketicilerin en pahalı temel gıdalarından birisi oldu.
Yaşanmakta olan pahalılık karşısında, tüketicilerin büyük çoğunluğu en temel gıdalara erişemiyor, yeterli ve dengeli beslenemiyor. Et ve et ürünleri dönemdir erişemez durumda olan tüketiciler, artık yeterli sebze ve meyveye de erişemez durumda bırakılmıştır.
“NÜFUSUN YÜZDE 98`İ, YANİ 83 MİLYON 750 BİN KİŞİ AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAKTADIR”
Et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerine uzun dönemdir erişemez durumda olan tüketiciler, artık yeterli sebze ve meyveye de erişemez durumda bırakılmıştır. Mart 2023 ayı itibariyle 4 kişilik hanenin aylık açlık ve yoksulluk istatistikleri ile yıllık ortalama hane halkı gelirini dikkate alıp karşılaştırdığımızda; Türkiye`de nüfusun yüzde 60,4 dolayında kesiminin yani 51 milyon 600 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığı görülmektedir. Nüfusun yüzde 37,6`sının yani 32 milyon 150 bin kişinin ise yoksulluk sınırının altında yaşadığı görülmektedir. Kısaca, nüfusun yüzde 98`i, yani 83 milyon 750 bin kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Temel gıdalardaki söz konusu fiyat artışı ve pahalılık karşısında, gelir düzeyi düşük olan tüketiciler şaşkın ve çaresiz duruma düşürülmüşlerdir. Yüksek gıda fiyatlarının nedeni, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan tüketicilerin aleyhinde olan yanlış gıda, tarım, pazarlama ve fiyat politikalarıdır. Bu nedenle, tüketicilerin temel gıdalara erişimini sağlamak için gıda, tarım, pazarlama ve fiyat politikaları, özellikle de ezici çoğunluğu dar gelirli olan tüketicilerin lehine değiştirilmelidir.
Acil olarak, devlet okullarında öğrencilerimize ücretsiz yemek verilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Geçim zorluğu çeken ailelere gerekli ve yeterli maddi destek sağlanmalıdır. Bununla birlikte, tüketicilerin satın alma güçlerini yükseltecek, temel gıdalara erişimini sağlayacak şekilde, ücret ve istihdam politikaları ile gerekli tüm ekonomik ve sosyal politikalar uygulamaya konulmalıdır.”