MELİS YILDIRIM
Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Ertim Orkun, seçim güvenliğinin önemine dikkat çekerek, “Biz, sivil toplum olarak, gerçekten attığımız oyların yansıdığını görmek istiyoruz. Aslında amacımız bu. Dünyada pek çok ülke var, seçimler yapılıyor, bakıyorsunuz bir kişi yüzde 95 oy almış. Bu sonuçlar gerçekten var mı, sandıklardan bu sonuçlar çıkıyor mu acaba, çıkmıyor mu, bunun bir kanıtı yok. Biz bunun kanıtı olmak istiyoruz. Kim oy aldıysa, bu görünsün. Sandığa atılan oyları hep beraber görelim, şahit olalım istiyoruz” değerlendirmesini yaptı. Deprem bölgesi için ayrı çalışmaları olduğunu belirten Orkun, “Burada mümkün olduğunca çok gönüllüyle sahada çalışmak istiyoruz, daha önce olmadığı kadar çok. Çünkü şu anda her zamandan daha çok ihtiyaç var” diye konuştu.
Kurulduğu 2014 yılından bu yana 8 seçimde görev yapan Oy ve Ötesi Derneği, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde gönüllüleriyle sahada olacak. İki hafta önce başvuru sürecini başlatan derneğe şimdiye kadar 20 bin gönüllü başvurdu. ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Oy ve Ötesi Derneği Başkanı Ertim Orkun, bu seçimde hedeflerinin 100 bin gönüllü ile sahada olmak olduğunu söyledi.
“GÖNÜLLÜLERİMİZİ TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE, MÜMKÜNSE ÖNCE HER OKULDA, SONRA HER SANDIKTA OLACAK ŞEKİLDE YERLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Seçim gününde yapacakları çalışmalara ilişkin gönüllülere eğitim verdiklerini belirten Orkun, “Yaşanabilecek usulsüzlükleri, sıkıntıları, problemleri anlatıyoruz. Psikolojik olarak onları o güne hazırlamaya çalışıyoruz. Gergin bir gün var, iki taraf var, tarafların kazanmak için arzu ve istekleri var. Bu arzu ve istek içerisinde oluşabilecek gerginlikleri nasıl önleyebilirler, bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu şekilde gönüllülerimizi Türkiye’nin her yerinde, mümkünse önce her okulda, sonra her sandıkta olacak şekilde yerleştirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Seçim gününde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Orkun, genel merkez olarak rapor hazırladıklarını ve sahadaki gönüllülerin de düzeltmelerin yapılması için sürece dahil olmasını sağladıklarını söyledi. Orkun, “Gerekirse avukatlara, gerekirse siyasi partilere, hatta kolluk kuvvetlerine haber veriyoruz, bölgede yaşanan problemlerle ilgili” diye konuştu. Oy kullanımı sona erdikten sonra sandık tutanaklarının fotoğraflarını derneğin uygulamasına yüklediklerini söyleyen Orkun, şöyle konuştu:
“Sistemimize yüklenen bu görüntüler optik karakter tanıma sistemi aracılığıyla sayısal hâle getiriliyor. Bu sayısal verileri, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı, seçim sonucu olarak beyan ettiği sandık sonuçlarıyla karşılaştırıyoruz. Farklılıkları belirliyoruz. Siyasi partilere, bu düzeltmelerin yapılması için, ‘Şu sandıkta, şu yanlış yazılmıştır’ diye listeler hazırlıyoruz ve onların düzeltmesiyle değişmesini sağlamaya çalışıyoruz.”
Partizan bir anlayışları ve herhangi bir siyasi parti ile yakınlıklarının olmadığını belirten Orkun, “Çok farklı görüşlerden insanlardan oluşuyoruz. Hep birlikte, el birliğiyle, sandıkların hepsinde olup, o gün gerçekten halkın sandığa attığı oyların, çıkan sonuçlar olduğunu garanti etmeye çalışıyoruz, gözlemlemeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİZ, SİVİL TOPLUM OLARAK, GERÇEKTEN ATTIĞIMIZ OYLARIN YANSIDIĞINI GÖRMEK İSTİYORUZ”
Orkun, kamuoyunda kimi endişelerin olduğu seçim güvenliğine ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“‘Neden önemli?’ sorusunun cevabı, bizim irademiz sandıkta çıkacak. Biz, sivil toplum olarak, gerçekten attığımız oyların yansıdığını görmek istiyoruz. Aslında amacımız bu. Bu çok önemli. Dünyada pek çok ülke var, seçimler yapılıyor, bakıyorsunuz bir kişi yüzde 95 oy almış. Bu sonuçlar gerçekten var mı, sandıklardan bu sonuçlar çıkıyor mu acaba, çıkmıyor mu, bunun bir kanıtı yok. Biz bunun kanıtı olmak istiyoruz. Kim oy aldıysa, bu görünsün. Sandığa atılan oyları hep beraber görelim, şahit olalım istiyoruz. Sivil toplum seçim sürecinin parçası olsun, millet olarak sandığa sahip çıkmış olalım istiyoruz. Bunun için çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Seçim zor bir süreç. Siyasi bir gerilim var, bu gerilimin yansıttığı maalesef sandıklarda zaman zaman olaylar oluyor. Bunun olmasını hiçbirimiz istemiyor, siyasi partiler de istemiyor. Bu gerilimin mümkün olduğu kadar azalması, sandıklarda yaşanabilecek olası olayların, olası kavgaların engellenmesi için önemli olduğunu düşünüyoruz.”
Büyük bir yıkım ve 50 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine yol açan 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgedeki seçim sürecini “Oldukça karışık bir süreç” diye niteleyen Orkun, “YSK burada zor kararlar verecek. Bölgedeki sandıkların nereye kurulacağı, çünkü bazı bölgelerde okullar artık yok. O bölgeler tamamen yeniden tasarlanmak zorunda. Şehirler belki yeniden kurulacak. Ama şu anda sistemde kayıtlı adresler var, binalar var, içi boş olsa da. İnsanlar burada gözüküyor ve oralardaki okullarda oy veriyor gözüküyor, geçmiş seçimlerdeki gelen verilere göre. O insanların nasıl organize edileceği önemli bir problem” diye konuştu. Orkun, şunları kaydetti:
“DEPREM BÖLGESİNDE MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇOK GÖNÜLLÜYLE ÇALIŞMAK İSTİYORUZ”
“Deprem bölgesinde sivil toplum kuruluşlarıyla irtibat hâlindeyiz. Burada mümkün olduğunca çok gönüllüyle sahada çalışmak istiyoruz, daha önce olmadığı kadar çok. Çünkü şu anda her zamandan daha çok ihtiyaç var. Buradaki süreci yönlendirmek için bilgili insanların, avukatların, hukukçuların olmasına çok ihtiyaç var. Bunu organize etmek için çaba sarf ediyoruz. Tabii ki oradaki insanların önceliği deprem. Çok büyük bir acı var, büyük bir yıkım var. Ama seçim geldikçe, seçimin bir parçası olacaklarını düşünüyoruz. Bu konuda çalışmak isteyen gönüllü insanlar da var. Onlarla birlikte bölgede ciddi bir organizasyon yapıp her yerde olmayı hedefliyoruz, her yerde olmak için çaba sarf edeceğiz. Deprem bölgesinde açıklanacak sandıkları bekliyoruz. Sandıklardan sonra ne kadar insanın hâlâ o bölgede olduğuyla ilgili birtakım matematiksel tahminler yürütmeye çalışacağız. Bununla ilgili bir çalışmamız var.”
Seçimleri takip etmek için uluslararası kurum/kuruluşların görevlendirdiği gözlemcilerle iletişim hâlinde olduklarını belirten Orkun, “AGİT geçici personeller oluşturdu. Bir kısmı bizim kendi ekip arkadaşlarımızın içerisinden bu ekibe dahil olan insanlar var. Seçim süreçlerini iyi bildikleri için en doğru adaylar hâline geliyorlar. Onlarla iletişim hâlindeyiz. Fikirlerimizi paylaşıyoruz. Onlardan da görüş alıyoruz. Ortak bir çalışma yapmayacağız ama biz elimizdeki bilgileri herkese açıyoruz, herkesle paylaşıyoruz. Onlarla da paylaşıyor olacağız” dedi.
Oy ve Ötesi Derneği gönüllülerinin nasıl çalışacağını detaylı olarak aktaran Orkun, son olarak şunları söyledi:
“İLK ADIM, SANDIKLARIN BOŞ OLARAK KURULUYOR OLDUĞUNU GÖZLEMLEMEK”
“Seçim sabahı en geç saat 7’de okulda oluyoruz. Okulda sandıkların kurulmasına şahit olmak istiyoruz. Çünkü ilk adım, sandıkların boş olarak kuruluyor olduğunu gözlemlemek. İlk gözlemimiz burada başlıyor. Bundan sonra adım adım süreci takip ediyoruz. Saat 7 ile 8 arasındaki hazırlık oldukça önemli. Burada zarfların mühürlenmesi, hazırlanması, seçim bölgesinin hazırlanması gibi büyük bir çalışma var. Ondan sonra, gün içinde rutin giden oy verme süreci var. Bu hazırlık döneminin gözlemcisi olmak en büyük hedefimiz. Oy verme süreci içerisinde oluşabilecek olası usulsüzlüklere, doğrunun nasıl olduğuna, hukuka nasıl uygun şekilde yapılması gerektiğini uyarmaya çalışıyoruz. Farklı farklı olabilecek durumlarla ilgili, eğitimlerimizde detaylı bilgi veriyoruz. Mesela engellilerin oy kullanmasıyla ilgili, kabine girerek ‘Onun yerine ben oy kullanacağım’ diyen aile yakınları veya ‘Ben de onunla orada olacağım’ diyen yakınların orada olmaması gerekir. Çünkü orada insanın kendi özgür iradesi ile yalnız kalarak oy veriyor olması gerekiyor. Bunu sağlamak için, bu gibi usulsüz olabilecek durumlarda hukuka uygun şekilde sürecin işlemesi için uyarılarda ve bildirimlerde bulunuyoruz.
“TEK TEK HER OYA BAKIYORUZ, SANDIK KURULUNDAKİLER GİBİ BİZ DE KENDİ ÇETELEMİZİ TUTUYORUZ”
Akşam saat 5’te sandıklar kapandıktan sonra sayım aşamasına geçildikten sonra sayımı gözlemliyoruz. Tek tek her oya bakıyoruz, sandık kurulundakiler gibi biz de kendi çetelemizi tutuyoruz. Bütün sayımı takip ediyoruz. Sonrasında oluşturulan tutanakların, doğru ve usulüne uygun şekilde oluşturulduğunu kontrol ediyoruz. Orada ciddi bir iş var. Tutanakta hata yapılmıyor olması lazım, bunun da bir kontrolü var. Sonra da doğru şekilde imzalanan tutanağın hazırlanması, farklı farklı nüshalarının hazırlanması var. Farklı farklı nüshaların birbiriyle aynı olduğunun kontrolünün yapılması var. Gönüllü arkadaşlarımız bu kontrolleri yapıyorlar. Sonrasında görüntüyü alarak sistemimize sandık tutanaklarını yüklüyorlar ve günü kapatmış oluyoruz.”