23 Kasım 2024 Cumartesi

10:42   YERALTıNDA DIRENIŞ SÜRÜYOR... 500 MADENCININ GREVINDE 72 SAAT GERIDE KALDı: "SESIMIZI DUYAN YOK MU"   09:47   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: “TÜM ÖĞRETMENLERIMIZIN ÖĞRETMENLER GÜNÜ`NÜ KUTLARıM”   09:38   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: “BIZI IKTIDARA VAHAP SEÇER BELEDIYECILIĞI TAŞıMAZ, CUMHURIYET HALK PARTISI BELEDIYECILIĞI TAŞıR”   02:24   CHP HEYETI SAMSUN`DA SOKAĞıN SESINI DINLIYOR   23:18   CHP LIDERI ÖZEL, KAYYUMLARA KARŞı 30 KASıM`DA TOPLANMAK ÜZERE CHP`LI BELEDIYE BAŞKANLARıNı GENEL MERKEZ`E ÇAĞıRDı   22:15   CHP, TUNCELI VE OVACıK`A HEYET GÖNDERIYOR   22:09   KEMAL KıLıÇDAROĞLU: "TEK ADAM REJIMI NEDEN, KAYYUMLAR SONUÇTUR"   21:42   CHP LIDERI ÖZEL: OVACıK BELEDIYEMIZE VE TUNCELI BELEDIYESI`NE KAYYıM ATAMA KARARı, KıLıFıNA BILE UYDURULAMAMıŞ MILLI IRADE HıRSıZLıĞıDıR   20:28   TUNCELI VE OVACıK BELEDIYELERINE KAYYUM ATANDı   16:29   KıLıÇDAROĞLU SAVUNMA YAPTı... GÖKHAN GÜNAYDıN: BU DAVA, FIILEN MILLETVEKILLIĞI VE GENEL BAŞKANLıK GÖREVINI SÜRDÜRMEKTE OLAN HERKESE VERILMIŞ BIR GÖZDAĞı   16:19   KEMAL KıLıÇDAROĞLU, SAVUNMASıNı TAMAMLAMASıNıN ARDıNDAN ÖZGÜR ÖZEL ILE BERABER ADLIYEDEN AYRıLDı   16:09   ERDOĞAN`A HAKARETTEN YARGıLANAN KEMAL KıLıÇDAROĞLU SAVUNMA YAPTı: "ERDOĞAN; ÜLKEMIZ, DEVLETIMIZ, BIRLIĞIMIZ VE GELECEĞIMIZ IÇIN BIR TEHDIT VE TEHLIKEDIR"   15:24   ANKARA ADLIYESI`NDE KıLıÇDAROĞLU DAVASı NEDENIYLE IZDIHAM YAŞANDı... KıLıÇDAROĞLU, SAVUNMASıNı TAMAMLADı   14:42   MEZITLI BELEDIYE BAŞKANı TUNCER`DEN KENT LOKANTASı VE TANDıR EVI`NE ZIYARET   14:25   ANKARA ADLIYESI`NDE KıLıÇDAROĞLU DAVASı IZDIHAMı   12:55   KıLıÇDAROĞLU`NUN SAVUNMA YAPACAĞı ANKARA ADLIYESI ÇEVRESINDE YOĞUN GÜVENLIK ÖNLEMLERI ALıNDı   12:18   CHP LIDERI ÖZEL ILE CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN`ıN "PAZAR ZIYARETI" TARTıŞMASı PAZAR YERINDE YANKı BULDU: YAŞAMA ŞANSıMıZı ALDı ELIMIZDEN, SEÇIM ISTIYORUZ...   12:03   YENIDOĞAN ÇETESI DAVASı DURUŞMASıNıN 5. GÜNÜ... 112 AMBULANS ŞOFÖRÜ GıYASETTIN MERT ÖZDEMIR: HASTA YÖNLENDIRMESINDEN DOLAYı MADDI KAZANCıM OLDUĞUNU KABUL EDIYORUM   11:42   YARGıTAY ONURSAL BAŞKANı PROF. DR. SELÇUK: ``TÜRKIYE ADALET DEYINCE NUTUK ÇEKMESINI IYI BILIYOR AMA NASıL GERÇEKLEŞTIRIRIZ, BUNUN ÜZERINDE HIÇ DURMUYOR``   11:04   SILIFKE BELEDIYESI`NDEN ILÇE GENELINDE EŞ ZAMANLı ASFALT ÇALıŞMASı  
 
     
   

HATAY`DA EV VE ARSALARI KAMULAŞTIRILAN DEPREMZEDELER TEPKİLİ: “EVLERİMİZİ BAŞIMIZA DEPREM YIKMADI AMA DEVLET YIKMAYA KALKIŞSA DA BİZ BURADAYIZ”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hatay`ın merkez ilçesi Antakya`da yapılacak şehir hastanesi için Gülderen Mahallesi`ndeki bazı özel mülklerin acele kamulaştırılmasına karar verdi. Duruma tepki gösteren Gülderen Mahallesi Muhtarı Nevzat Yeral, “Mülkiyet hakkı ne oldu bu ülkede? İkinci bir depremi yaşar gibi bir kaos yaşıyor insanlar” dedi. Mahalle sakini Seyran Ateş ise “Evlerimizi başlarımıza deprem yıkmadı ama devlet yıkmaya kalkışsa da biz buradayız” diye konuştu.

 

Tarih : 19 Nisan 2023 Çarşamba 12:49   Okunma : 241

Haber: MAHİR BAĞIŞ - Kamera: FURKAN ERDEM

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hatay`ın merkez ilçesi Antakya`da yapılacak şehir hastanesi için Gülderen Mahallesi`ndeki bazı özel mülklerin acele kamulaştırılmasına karar verdi. Duruma tepki gösteren Gülderen Mahallesi Muhtarı Nevzat Yeral, “Mülkiyet hakkı ne oldu bu ülkede? İkinci bir depremi yaşar gibi bir kaos yaşıyor insanlar” dedi. Mahalle sakini Seyran Ateş ise “Evlerimizi başlarımıza deprem yıkmadı ama devlet yıkmaya kalkışsa da biz buradayız” diye konuştu.

Antakya`da yapılacak şehir hastanesi için Gülderen Mahallesi`ndeki bazı özel mülklerin  acele kamulaştırılmasına ilişkin karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın imzasıyla 14 Nisan`da Resmi Gazete`de yayınlandı.

Gülederen Mahallesi Muhtarı Nevzat Yeral, bölgede yaşayan insanların gidecek başka bir yerlerinin olmadığını belirterek; “Çok ağır bir afet yaşadık, çoğu insanımız enkaz altında kaldı. Afeti az çok atlattık. Fakat bizim bu bölgede konutlar yapmak istiyor devlet, onlara bir itirazımız yok. Mülkiyeti devlete ait olan yerlerde yapsın. Ama üzerine, bize sorulmadan, muhtarlık olarak gelip bize ‘Şu gördüğünüz alanın yerlerini istimlak edeceğiz, bu insanlar ne düşünüyor` diye soru sorulmadı. İnsanların burada evleri kurtulmuş, depremden canlı çıkmalarının sevincini yaşarken bu sefer ikinci bir deprem gibi ürkütücü bir şekilde yarınıyla ilgili belirsizlik var. ‘Yarın ne olacak, beni buradan kovacaklar mı? Sokağa mı atacaklar?` Bunu insanlarımız bilmiyor” dedi.  

“MÜLKİYET HAKKI NE OLDU BU ÜLKEDE? İKİNCİ BİR DEPREMİ YAŞAR GİBİ BİR KAOS YAŞIYOR İNSANLAR”

Yeral, “2012 yılında imar planını getirmiş birisiyim ben buraya. Yani imar yönetmeliğine uygun olarak insanlar itiraz etmiş, ruhsatlı bir şekilde evlerini yapmış. Buralar imarlı. Biz sorduğumuzda, bana, ‘Parasını ödeyeceğiz` diyorlar. Bu insanlar paranın üzerinde yatmayacak. Bu insanlar para istemiyor. Bu insanlar diyor ki ‘Ben ev yaptım, hayatım boyunca bir ev yapabilme imkanım oldu. Şu anda bana soru sorulmadan, hiçbirimizin haberi olmadan bu evlere el konmuş.` Yani iki satırlık kararnameyle… Bu, dünyanın hiçbir yasasında, hiçbir kanunda yok. Mülkiyet hakkı ne oldu bu ülkede? İkinci bir depremi yaşar gibi bir kaos yaşıyor insanlar” diye konuştu.

“BU, BİZDE, DEPREMİN OLUŞTURMUŞ OLDUĞU PSİKOLOJİK YIKIMDAN ÇOK DAHA ŞİDDETLİ BİR YIKIMA SEBEP OLDU”

Gülderen Mahallesi sakini Seyran Ateş ise “Ben, Gölcük ve Düzce depremini yaşadım. Oradan aldığım derslerden sonra bu gördüğünüz evi yaptım. Tamamen deprem mevzuatına uygun, ruhsatlı bir yapı. Çiziksiz bir şekilde yapı ayakta duruyor. Depremin yaşattığı yıkım yetmiyormuş gibi 14 Nisan`da Resmi Gazete`de yayınlanan bir kararnameyle görmüş olduğunuz bu benim ev, komşularımın evi, hasar görmeyen onlarca ev, yüzlerce ailenin evi, acele kamulaştırmayla şehir hastanesi olarak planlanmakta. Bu, bizde, depremin oluşturmuş olduğu psikolojik yıkımdan çok daha şiddetli bir yıkıma sebep oldu. Kimse gelip herhangi bir bilgi vermedi” dedi.

“5 KİLOMETRE MESAFEDE İKİNCİ BİR ŞEHİR HASTANESİ PLANLANMASI, BİZDE SANKİ FARKLI SENARYOLAR PLANLANDIĞI DÜŞÜNCESİNİ OLUŞTURUYOR”

Kamulaştırma kararının hastane için olduğuna inanmadıklarını belirten Ateş, “5 kilometre aşağımızda Antakya Hastanesi yapılmakta. O yapılan hastane ile 5 kilometre mesafede ikinci bir şehir hastanesi planlanması, bizde sanki farklı senaryolar planlandığı düşüncesini oluşturuyor. Acil kamulaştırılan kısımlarda yaklaşık 64 mülk sahibinin arsa ve evleri bulunuyor. Bu evler de depremden zarar görmeyen evler. İçinde en az 5-6 aile olan evler. Yaklaşık 500 kişiden bahsediyoruz” diye konuştu.

BİZİ MECBURİ GÖÇE ZORLAR”

Zorunlu göçe tabii tutulmak istendiklerini belirten Ateş, şöyle devam etti:

“Depremin oluşturduğu mağduriyet bir tarafa, mevcut olan evlerimizi, tarlalarımızı, ahırlarımızı, ağaçlarımızı kamulaştırarak bizi mecburi göçe zorlar. Yerimiz bizden alındıktan sonra burada çadırımızı, eşyamızı koyacağımız yer kalmaz. Bunu kabul edemeyiz. Bu felaket varken üzerine devletin oluşturacağı felaketi kabul edemeyiz. Sonuna kadar mücadele ederiz. Ancak bizi öldürürlerse ya da hapse tıkarlarsa gideriz. Farz edin ki kabul ettik, deprem bölgesinde sağlam, kiralayabileceğin bir ev var mıdır? Yok. Depremzedelere bunu yapmalarına ben akıl sır erdiremiyorum. İlgili mercilerin bizi duymalarını, mevcut olan deprem mağduriyeti dışında bir mağduriyet oluşturmamaları hususunda onlardan büyük ricalarda bulunuyoruz.”

“EVLERİMİZİ BAŞLARIMIZA DEPREM YIKMADI AMA DEVLET YIKMAYA KALKIŞSA DA BİZ BURADAYIZ”

Antakya`da şehir hastanesi gerektirecek bir nüfus olmadığını belirten Ateş, şunları söyledi:

“Deprem olsa da kıyamet kopsa da burası bizimdir. Biz buradan gitmeyeceğiz, ne olursa olsun. ‘Mevcut olan toprağını, sağlam evini alacağım senden, kamu yararına diye, şehir hastanesi yapacağım`. Ki şu an Antakya`da şehir hastanesi gerektirecek bir nüfus yok. Aciliyeti olan Antakya Hastanesi, Defne Hastanesi yapılıyor. ‘O nüfus yokken acilen şehir hastanesi yapacağım ve şahısların mülklerine el koyacağım, evlerine el koyacağım, mağdur edeceğim` zihniyeti kısmında ben bunu anlamış değilim. Başka illere gitmeyeceğiz. Ne olacaksa ne bitecekse biz buradayız. Deprem öncesinde de buradaydık, deprem sonrasında da buradaydık. Evlerimizi başlarımıza deprem yıkmadı ama devlet yıkmaya kalkışsa da biz buradayız.”

“KÖYLÜNÜN 200 DÖNÜM YERİNE Mİ KALDI DEVLET”

Gülderen Mahallesi`nde besicilik yapan Mehmet Doğru da yaşadıkları bölgeyi terk etmek istemediklerini belirterek şöyle konuştu:

“Depremzedeyim. Depremde toprağımızı bırakıp bir yere gitmedik. Burada çadırda, naylonun altında hayatımızı sürdürüyoruz. Depremden bize bir zarar gelmedi. Devletimiz, gelip toprağımızı istimlak etmeye çalışıyor. Hayvanlarımız burada perişan oldu, ahırımız yıkıldı, bizi soran yok. Bu kadar Hazine araziler var. Ne kadar tapulu yeri varsa fakir fukaranın alıyor, büyük zengin kodamanların yerine yaklaşmıyor. Arkamızda sahibimiz yok diye bizim malımızı istimlak etmeye çalışıyor devlet. Aniden, hemen bir yasa çıkarıyor gece, kamulaştırmaya sokuyor. Ne yapacağız, nereye gidelim? Gidecek yerimiz yok. Biz gitsek hayvanımızı nereye götüreceğiz? Yetiştiriciyiz biz. Köylünün 200 dönüm yerine mi kaldı devlet? Çıkmayacağız, ölürsek burada öleceğiz. Bırakıp gitmek istemiyoruz toprağımızı. Önce bizim canımızı alsın, ondan sonra malımızı alsın.”

“KEPÇE SESİ DUYUNCA GECELERİ YATMIYORUZ”

65 yaşındaki Azize Ateş ise geceleri duydukları kepçe seslerinden korktuklarını söyleyerek şunları belirtti:

“Bir aydır göz yaşım kurumadı. Ne huzur kaldı ne yemek kaldı. Evi yıkacaklar. Ben yıktırmayacağım. Burada 20 kişi yaşıyoruz. Bunlara ben ne cevap vereceğim? İnsanlıktan az bir şey almış insanlar bunu yapmaz. Kepçe sesi duyunca inan geceleri yatmıyoruz. ‘Bugün, gece mi geçerler bizim üstümüzden`… ‘Yanlışlıkla çıkardık derler`, ne yaparsın. Herkes gitti biz buradayız dedik. Bize ödül verecekler, ne yaptılar, yerimizi aldılar. Allah`tan korkunuz yok mu? Hakkımı helal etmem. Hepsi tapulu mal. Öldürürlerse canları sağ olsun, biz buradayız, çıkmıyor. İçim yanıyor. Bir insanın bu kadar zor durumda kalmaması lazım.”

“YAŞIM 72. YAZIKTIR BU VATANDAŞA. UYKU GÖZÜMÜZE GİRMİYOR”

Başka bir mahalle sakini Süleyman Simsar da bu kamulaştırma kararının kendileri için ikinci bir deprem etkisi yarattığı belirterek, “Biz, ikinci depremi yaşamayı istemiyoruz. Biz, para pul istemiyoruz. Biz, bu malımızı bırakıp gitmeyeceğiz. Sadece ben değil, bütün köy halkı. Hayvanlarımız var, çoluk çocuğumuz var, nereye gideceğiz? Yaşım 72. Yazıktır bu vatandaşa. Uyku gözümüze girmiyor” dedi.  

“YERİ DE UYGUN DEĞİL, ÇÜNKÜ NEHİR KENARINA DENK GELİYOR”

Gülederen Mahallesi sakinlerinde Dilber Çoban, hastane yapılmak istenilen bölgenin nehir kenarına geldiğini ve yağışlarda nehrin taştığını söyleyerek şöyle konuştu:

“Devlet, oturduğumuz yerlere, arazimize istimlak yoluyla el koyuyor. Burada bizi zorunlu göçe tabii tutacaklar, oturacak yerimiz kalmayacak. Bahçemizi işleyeceğimiz bir yerimiz kalmayacak. Hastane yapılacak bahanesiyle bizi yerimizden yurdumuzdan etmeye çalışıyorlar. Niye burada diretiyorlar? Yeri de uygun değil, çünkü nehir kenarına denk geliyor. Çünkü en ufak bir yağışta o nehir de taşıyor. Daha sonrasında hastane değil de farklı amaçlarla kullanılabileceğini düşünüyoruz. Biz, yerimizi yurdumuzu bırakmayacağız.”

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA