ZEHRA DEĞİRMENCİ / SİBEL KAHRAMAN
İYİ Parti Bursa Milletvekili Adayı Selçuk Türkoğlu`nun Bursa Büyükorhan ilçesindeki konuşması sırasında söz alan bir yurttaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın hekimler için söylediği “giderlerse gitsinler” ifadesini eleştirdi. 71 yaşındaki yurttaş, "O doktorlar olmasaydı benim gelinim şimdi toprağın altına girecekti. Bunlar benim hiç aklımdan çıkmıyor. Sağlıkçılar giderse gitsin... Sığır gidiyor sanki" diye tepki gösterdi.
Millet İttifakı bileşenleri Bursa`nın Büyükorhan ilçesinde bugün "Nokta Mitingi" düzenledi. Mitinge, Millet İttifakı`nın Büyükorhan ilçe başkanlarının yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, CHP Bursa 1. Bölge Milletvekili Adayı Jülide Akköprü, İYİ Parti Bursa milletvekili adayları Selçuk Türkoğlu, Resul Kaplan, Özgür Şimşek ve İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Müberra Çakır da katıldı.
"O DOKTORLAR OLMASAYDI GELİNİM TOPRAK ALTINDA OLACAKTI"
İYİ Parti Bursa Milletvekili Adayı Selçuk Türkoğlu`nun konuşması sırasında Büyükorhan`da yaşayan 71 yaşındaki Şerafettin Yiğit Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın doktorlar için kullandığı “Giderlerse gitsinler” sözlerine tepki gösterdi. Yiğit, “O doktorlar olmasaydı benim gelinim şimdi toprağın altına girecekti. Bunlar benim hiç aklımdan çıkmıyor. Sağlıkçılar giderse gitsin... Sığır gidiyor sanki. Böyle dedi sayın Tayyip Erdoğan” diye konuştu.
Türkoğlu ise vatandaşa, "Eğitimlileri gönderiyor, gençleri gönderiyor. Kim geliyor yerine? 11 milyon Suriyeli, Afgan, Paki geliyor. Türk devletinin ve milletinin en büyük milli güvenlik sorunudur bu. Onları da göndeririz inşallah" sözleriyle destek verdi.
"BÜYÜKORHANLILAR GEREĞİNİ YAPACAK"
Büyükorhan Cumhuriyet Meydanı`nda düzenlenen mitingde konuşan Erkan Aydın şunları söyledi:
"Sorunların hepsini hepimiz biliyoruz. Buradan tekrar ederek bunları perçinlemeye gerek yok. Mesele bu sorunları nasıl çözeceğiz, kim çözecek? 21 yıldır çözmeyenler bugün baktım açılış yapıyorlar. Bir çivi çakana Allah razı olsun diyoruz ama arkadaş oraya hayvan getirecek besicinin yem fiyatını halletmiyorsun, gübre fiyatını halletmiyorsun. İnsanlar inekleri kestiler, süt bugün markette 30 liraları bulmuş. Onunla ilgili hiçbir şey yapmıyorsun. Gidip orada açılış yapıyorsun. Bu hayvancılığın devam etmesi için gerekli olan ziraat odasını kapatıyorsun, adliyeyi kapatıyorsun, PTT şubesini kapatıyorsun. Sonra da diyorsun ki gel kardeşim buraya geri gel, nasıl gelsin, ne ile geçinecek? Bu kadar pahalılıkla nasıl hayvancılık yapacak? Nasıl üretim yapacak? Bunlara çözüm üretin. Ama biz gayet iyi biliyoruz ki 21 yıldır bunları çözmeyenlerin doğru zamanda, doğru adam diyerek çözeceğini çözmeyeceğini de gayet iyi biliyoruz. O yüzden artık geri sayım bir hafta kaldı. Sandıkta Büyükorhanlıların gerekeni yapacağına inancımız tam.
"HAYDİ BÜYÜKORHAN, HAYDİ BURSA"
Bir değişim zamanı geldi. Değişimde bereket vardır. Nüfus yarı yarıya azaldı. Genç kalmadı şu güzelim topraklarda, bu güzelim havada, doğada yaşayacak insan kalmadı. Bırakın, birazcık da değişim yapın bir bereket gelsin. Bizim insanımız doğruyu da bilir ülkesini seveni de bilir. Kuvayi Milliye, Misak-ı Milli sınırlarını bir arada tutarak tutmak için mücadele etmiş, şehit olmuş olmayan insanların kurduğu partiyle bilir ittifakını da bilir. Bunları hiç anlatmaya gerek bile duymuyorum. Haydi Büyükorhan, haydi Bursa diyoruz."
"ÇİFTÇİ TARLASINI EKİP BİÇEMİYOR"
CHP Bursa 1. Bölge Milletvekili Adayı Jülide Akköprü de bütün ittifak bileşenleriyle Bursa`nın her köşesini dolaştıklarını ve yurttaşların sorunlarının aynı olduğunu söyledi. Akköprü sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi İnegöl`ün Hoca köyüne gittik. Köylü diyor ki `sulama sorunum` var. Geçen gece saat 12-1`lere kadar köyleri dolaştık. Karacabey`e gidiyoruz, sulama sorunu. Baraj burada. Oradan buraya su gelmiyor. Çiftçi tarlasını ekip biçemiyor. Baraj yapıyorlar, sonra `burada bor varmış` diyorlar. Şimdi bu devleti kullanarak kimin kime, neyi rant ettiğini hepimiz artık biliyoruz. Çözüm de belli. Yani bir yılı aşkın zamandır bir Altılı Masa var. Ve bu Altılı Masa "sen mi başkan olacaksın, ben mi başkan olacağım` kavgası içinde değildi. Bunu medya yaratmaya çalıştı ama tutmadı. Biz bir yılı aşkın süredir bu ülkenin sorunlarını madde madde, o sorunların nasıl çözüleceğini de alt alta yaptık.
"KURTULUŞ SAVAŞI`NDA ÜLKEYİ NASIL KURTARDIYSAK ŞİMDİ DE ÖYLE KURTARACAĞIZ"
Bir de şu paraları cepleri indirenler var ya o paraları da `ne götürmüştün sen, hadi bakalım getir buraya` çalışmasını da hazırladık. Bunların hepsini 15 Mayıs`ta hayata geçireceğiz. Şimdi dolaştığım zaman bazıları soruyorlar. Diyorlar ki `nasıl başaracağız`. Bu kadar ekonomik yük, bu kadar çökertilmiş bir ülke. Ben de herkese şunu söylüyorum: "Çocuklarımıza öğretiyoruz. Bu ülke bir Kurtuluş Savaş`ından çıktı. Çanakkale`ye gidin bakın. 9 yaşında da 70 yaşında da şehitlerimiz var. Yazıyor orada Ermeni, Laz, Çerkes, Yörük. Biz Çanakkale`de, Kurtuluş Savaşı`nda bu ülkenin insanları beraber omuz omuza mücadele ettik, ülkemizi kurtardık. 10. Yıl Marşımız var. Her yerde söylüyoruz, 19 Mayıs`ta da söylüyoruz, 29 Ekim`de de söylüyoruz Onuncu Yıl Marşı. Onuncu Yıl Marşı neyi anlatıyor? Savaştan çıkmış, kıtlıktan, yokluktan çıkmış bir ülkenin nasıl ayağa kalktığını anlatan bir marştır.
"VEKİL SAYISINI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ"
Şeker fabrikaları, uçak fabrikası, kendi arabasını ilk 10 yılda üreten bir ülke. Şimdi diyorlar ki TOGG yapıyoruz. E yapacaksın zaten. Yani bununla ilgili bir şeyimiz yok ki. Ya ama diyor ki yerli ve milli. Şimdi orada bir dur diyoruz. De ki, `biz TOGG gibi bir araba yapıyoruz, parçasını İtalya`dan aldık, farını Japonya`dan aldık`. Nereden aldıysak açık söyle, açık konuş. Yerli ve milli ne olur biliyor musunuz; burada üretiriz, buradan dışarı satarız, hakça bölüşürüz. Biz bunu anlarız yerli ve milli. Ama bir toplu iğneyi bile dışarıdan alan, samanı dışarıdan alan bir ülke haline getirdiler. Şimdi demem o ki bu savaştan çıkmış, yokluktan çıkmış bütün hak, hukuku 10 yılda vermiş bir ülkenin, atalarımızın evlatlarıyız bizler. Şimdi neden yapmayalım ki? Potansiyelimiz ve gençlerimiz ortada. Çözüm önerileri ortada. Altılı ittifakta masa da yönetmeye hazır. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu`nun başkanlığında bizlerin yapması gereken şey o masadaki vekil sandalyelerini çoğaltmak. Onun için cumhurbaşkanımızla beraber hemen bu altılı ittifakın aldığı kararları 15 Mayıs`ta uygulamaya sokmak için vekillerin sandalye sayısını artırmak zorundayız. Bunu da hep beraber başaracağımıza inanıyorum. İnanın her yerde bahar esintileri var. 14 Mayıs`a kadar da bu bahar esintilerini fırtınaya dönüştürelim diyorum."
"BU COĞRAFYA MOĞOLLARIN İSTİLASINDAN BERİ BÖYLE YAĞMA GÖRMEDİ"
İYİ Parti Bursa 1. Bölge Milletvekili Adayı Selçuk Türkoğlu Büyükorhanlılara şöyle seslendi;
"14 Mayıs seçimlerine gideceğiz. Geleceğimizle ilgili vereceğimiz bu karar yalnızca kendimizi değil, gelecek nesilleri de ilgilendirir. Ne istedilerse Büyükorhan verdi. Oylarıyla balya verdi mi Büyükorhan? verdi. Kötü olsun diye vermedi. Kötü olsun diye vermedi. Herkes iyi olsun diye verdi. Ama sonuçlarına baktığımızda memleket 21 yılda böylesi bir suistimal, böylesi bir kandırma ve bu coğrafya Moğollar`ın istilasından beri böyle bir yağma görmedi. Gündüz yaşadığımız Türkiye`yle gündüz Büyükorhan`da yaşadıklarınızla Bursa`da Türkiye`de yaşadıklarımızla akşam televizyonlarda konuşulan şeylerin uzaktan, yakından ilgisi yok. Bu bitmeyen bir şahlanma var. Yirmi bir yıl önce söyledikleri vaatleri hala vadeden muhalefet onlar iktidar bizdik. Biz bu yanlışları düzelteceğiz mülakatı kaldıracağız, enflasyonu düşüreceğiz, faizi düşüreceğiz. İşsizliği bitireceğiz diyor. Hayırdır? Bu enkazı kimden aldınız siz? Bizi, kuru soğana muhtaç ettiler. Bir memleket düşünün, en büyük banknotumuzla bir kilo kıyma alamıyoruz."
"BU SEÇİMDE BİR SİSTEM OYLAMASI YAPACAĞIZ"
Konuşmasını sürdüren Türkoğlu, “Kişileri seçmekten önce biz bu seçimde bir sistem oylaması yapacağız. Vadettiğimiz altılı masa ortaya koyup vadettiği yeniden parlamenter güçlendirilmiş parlamenter sistemi mi yoksa bu saray rejimini mi seçeceğiz? Önce buna bir karar vereceğiz" dedi.