Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Sandık görevlilerini belirleyen ilçe yönetimleri tanımadıkları, emin olmadıkları hiç kimseye yetki vermemelidir. Her sandıkta resmi sandık görevlisi dışında en az iki gözlemci görevlendirilmelidir. Herkes sayım saatinde sandığın başına dönmeli, sayımı izlemeli, not almalı, sonuçların tutanağa doğru yazıldığından emin olmalı, tüm sayım sürecini ve son tutanağı videoya çekmeli, sayım tutanağının fotoğrafları bir web sitesine yüklenmeli ve site herkese açık olmalı” dedi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi`nden avukatları aracılığıyla kullandığı Twitter hesabından, seçimlerde nasıl hile yapıldığı ve buna ilişkin alınacak önlemleri paylaştı. Demirtaş`ın mesajı şöyle:
“Yıllardır hileyle nasıl seçim kazanıp ülkeye el koyduklarına dair tahminlerimi ve alınması gereken önlemleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Oy sayımı ve birleştirmelerinde en önemli delil, ıslak imzalı sayım tutanağıdır. Bu tutanağı, sandık başkanı ve sandık kurulunun siyasi parti temsilcileri birlikte imzalar. Eğer tutanağa itiraz yoksa artık mühürlü oy çuvalı hiçbir aşamada açılıp yeniden sayılmaz.
“SANDIK KURUL ÜYESİ GERÇEKTE AKP-MHP TARAFTARI İSE VE KENDİNİ MUHALİF PARTİLERİN TEMSİLCİSİ OLARAK YAZDIRMIŞSA NE OLUR?”
Peki sandık kuruluna üye yazılanların hepsi gerçekte AKP-MHP taraftarı ise ve kendini muhalif partilerin temsilcisi olarak yazdırmışsa ne olur? İşte o zaman sandık başkanı dahil olmak üzere tüm sandık kurulu iktidar yanlılarından oluşmuş olur. Oylar sayılırken gözlemci de yoksa sayım tutanağını istedikleri gibi düzenleyip altına da Yeşil Sol Parti, CHP, İYİ Parti adına imza atarlar, itiraz etmezler ve bir örneğini muhalefet partilerinin ilçe binasına teslim ederler. Muhalif partiler de kendilerine gelen bu tutanağa güvendikleri için itiraz etmezler, sisteme kaydederler. Böylece YSK verileri ile ıslak imzalı tutanaklar uyumlu görünür, hilenin nerede olduğu bir türlü bulunamaz.
“20 BİN SANDIĞIN HER BİRİNDEN 150 OY ÇALINSA 3 MİLYON OY EDER”
Anadolu Ajansı açılışı yüksek orandan yapar ve Erdoğan`ın kesin kazandığı algısını yaratır. Hileli tutanaklar ilk etapta sisteme girilmez, birkaç saat veri akışı yavaşlatılır ve muhalefetin elinde sahteliğe ilişkin bir delil olup olmadığı, itiraz edip etmeyecekleri gözlenir. Muhalefetin hileyi yakalayamadığı ve o sandıklara itiraz etmediği netleşince hileli tutanaklar da hemen sisteme girilmeye başlanır ve veri akışı yeniden başlar. Böylece her şey yasal ve usulüne uygun görünür. Hileyi yakalamak artık imkansızdır. Bu operasyon için merkezi bir dijital üs, bu üssün başında da Süleyman Soylu bulunur. Özellikle Karadeniz ve İç Anadolu sandıklarında bu operasyon yıllardır yapılır. 20 bin sandığın her birinden 150 oy çalınsa 3 milyon oy eder ve bu sayı, seçimin sonucunu değiştirmeye yeter.
“İLÇE YÖNETİMLERİ TANIMADIKLARI, EMİN OLMADIKLARI HİÇ KİMSEYE YETKİ VERMEMELİDİR”
Bunları önlemenin tek yolu:
-Sandık görevlilerini belirleyen ilçe yönetimleri tanımadıkları, emin olmadıkları hiç kimseye yetki vermemelidir.
-Her sandıkta resmi sandık görevlisi dışında en az iki gözlemci görevlendirilmelidir.
-Herkes sayım saatinde sandığın başına dönmeli, sayımı izlemeli, not almalı, sonuçların tutanağa doğru yazıldığından emin olmalı, tüm sayım sürecini ve son tutanağı videoya çekmeli, sayım tutanağının fotoğrafları bir web sitesine yüklenmeli ve site herkese açık olmalı. Yıllardır bu şekilde Erdoğan`a seçim kazandırılıyor, MHP yüzde 10 bandında tutuluyor. Mutlaka başka hileler de yapılıyordur ama bunları bilemeyeceğiz maalesef. Bu nedenle sadece sandıklara sahip çıksanız bile seçim kesinlikle kazanılacak. Pes etmek yok.”