CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Samsun'da konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Dünayadan kopuyoruz. Venedik Komisyonu bir rapor hazırladı. "Türkiye otoriter sisteme gidiyor" diyor.
Avrupa ile niye kavga ediyoruz. Karadenizli tüccarlar "Fındığı kime satacağız" diye soruyor. Haklılar devlet adamı az konuşur. Diline hakim olur.
Rakka'ya, Menbiç'e gideceğiz diyor. Buyrun gidin niye gidemiyorsunuz? Bu Türkiye'nin itibarına leke düşürür.
Bir de gerçek bir devlet adamını anlatayım. Bülent Ecevit. Kıbrıs BArış Harekatı... Kıbrıs'a gideceğim deseydi çıkartmazlardı.
Hadi buyur git niye konuşuyorsun o zaman. Türkiye'nin yöneticileri bu konuma gelmemeli. Şimdi bu davranışları sergileyenlere büyük yetkiler verilmek isteniyor. BOP'da temel hedef neydi? Sınırları yeniden belirlemek. İlk adım Irak. Parçalandı. İkinci ayak Suriye. Üçüncü ayak neresi bakın.
Bir kişiye tüm yetkileri verirseniz, onu ikna ettiğinizde devleti 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz.
FETÖ 30-35 yılda devleti ele geçirmek için çok çalıştı diyorlar ya, artık o kadar çalışmaya gerek yok.
Bir kişiyi ikna edin yeter.
Memlekette anayasa değişiyor, kimse korkudan konuşamıyor. İş adamı nasıl konuşsun. Elli tane denetçi gönderiliyor.
Sorumluluk hisseden her vatandaşın sandığa gidip oy kullanması lazım.
Sandığa gitmeme lüksümüz bu referandumda yok.
Sandıklara sahip çıkacağız. Bu bizim görevimiz.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:
Anayasa değişikliğiyle bütün güç bir kişide toplanıyor. En etkin kişi oluyor. Osmanlı’da padişaha verilmeyen yetki bir kişiye veriliyor ona da başkan deniyor. Hem başkan, partisinin genel başkanı, mahkemelere hakim tayin edebiliyor. Meclis’i feshedebiliyor. Temel haklar konusunda yetkisi yok. Ama ekonomik ve sosyal konuların tamamında kararname çıkarabiliyor. Rize’den başlayıp Samsun’a kadar tek vilayet yapıyorum bir tane de vali atıyorum deyip karar alabilir. Bunlar Türkiye’yi nereye götürür? Sizler gibi vatanını seven bir kişi olarak konuşuyorum. Bu kadar yetki bir kişiye verilirse ne olur?
Hayır çıkarsa ne olur? Erken seçime gider miyiz?
Hayır çıkarsa, kararı bir kişi değil Meclis verir kararı erken seçim için. Eğer evet çıkarsa, yetki yukarıda. İstediği zaman Meclis’i feshedebilir ve seçime gidebilir.
Evet çıkarsa Türkiye, sonu belli olmayan bir yola girebilir. Az önce söyledim, bir sabah kalkıp, ‘Beyler ben Meclis’i feshettip hadi seçime gidelim’ diyebilir veya 81 ilde 81 tane başkan yardımcım olsun diyebilir. Kaç bakanlık olacak belli değil. 100 tane bakanlık olabilir. Hiç bakan da olmayabilir. İstediği bir işadamının bütün malvarlığına el koyabilir. Bir kişi sabah kalkacak ben OHAL ilan ediyorum diyecek, yetecek. Yetkiyi vermek doğru mudur? Doğruysa gidip evet diyecek. Hayır doğru değil diyorsa da ‘hayır’ oyu verecek. Nasıl karar vereceğiz? Oturup düşünerek karar verecek? Yabancı sermaye Türkiye’ye gelir mi? Gelmez. Neden gelsin? Onun da güvencesi yok. Hukukun olmadığı yerde kim yatırım yapacak? Hiçbir bakan ve başkan yardımcısının parlamentoyla alakası olmayacak ve hesap vermeyecek. Fakat ömür boyu dokunulmazlıkları olacak.
Devletin arabalarını, uçaklarını, paralarını, televizyonunu, kullanıp. ‘Biz mağduruz’ diyorlar Peki biz neyiz? Biz Allah’a güveniyoruz. Demokrasi beğenmediğiniz düşünceyi de dinlemedir. Bunu yapmak zorundayız.
Dünyadan kopuyoruz. Venedik komisyonu bir rapor yayınladı. ‘Türkiye otoriter sisteme gidiyor’ diyor. Avrupa ile niye kavga ediyoruz? Karadenizli tüccarlar ‘fındığı kime satacağız’ diye soruyor. Haklılar. Devlet adamı az konuşur, diline hakim olur. Rakka’ya Menbiç’e gideceğiz, diyor. Buyurun gidin, niye gidemiyorsunuz? Bu Türkiye’nin itibarına leke düşürür. Rahmetli Bülent Ecevit 1974’te bir sabah başbakanlık binasından çıktı. ‘Kıbrıs’a barışı getirmek için, Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatıyoruz’ dedi ve bitti. Devlet adamı dediğin böyle olur.
Bir kişiye tüm yetkileri verirseniz, onu ikna ettiğinizde devleti 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz. FETÖ 30-35 yılda devleti ele geçirmek için çok çalıştı diyorlar ya, artık o kadar çalışmaya gerek yok. Bir kişiyi ikna edin yeter. Irak’ta, Suriye’de Libya’da ne olduysa Türkiye de o sürecin içine girer. Bugün 150’nin üzerinde gazeteci hapiste.