UĞUR İSTANBULLU
Artvin Hopa`da 31 Mayıs 2011`de dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan`ın yaptığı ziyaret sırasında çıkan olaylarda polisin biber gazlı müdahalesi sonucu hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu ölümünün 12. yılında anıldı. Halkevleri`nden Kamil Ustabaş, "Hopalılar kendi geleceklerine kendi onurlarına sahip çıkmak üzere bu faşist iktidar karşısında direnişe geçtiler. Bizler 31 Mayıs günü bu mücadele içerisinde Hopalıların dostu, Hopalıların yoldaşı ve Hopalıların öğretmeni Metin Lokumcu`yu kaybettik. Ve söz olsun bu tarihsel mirası bize bırakanlara sözümüz sözdür, andımız var bizler onların bayraklarını en yükseğe dikene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu uğurda bedel ödemek gerekiyorsa bedel ödemeyi de hiç gözümüzü karartmadan göze alıyoruz” dedi.
Artvin Hopa`da dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan`ın Hopa ziyaretinde 31 Mayıs 2011`de katıldığı protesto eyleminde polisin biber gazlı müdahalesi sonucunda hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu ölümünün 12. yılında anıldı. Hopa Meydanı`nda düzenlenen anmaya CHP, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Halkevleri, Hopa Belediye Başkanı Taner Ekmekçi ve Hopalı vatandaşlar katıldı.
"ÖZGÜRLÜK İSTEYENLERİN SESİNİ SOLUĞUNU ASLA KESEMEDİLER VE KESEMEYECEKLER"
Halkevleri`nden Kamil Ustabaş, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Metin Lokumcu`nun dostları, yol arkadaşları 31 Mayıs 2011 tarihinde Karadeniz`de bir isyan yükseldi deresine suyuna çaydaki, kotaya ve kontenjana hayır diyenler çayına sahip çıkanların isyanıydı. O günlerde bu memlekette iktidarda olanlar baskıyla zulümle bu ülkeyi yönetmeye çalışıyordu. Hopalılar kendi geleceklerine kendi onurlarına sahip çıkmak üzere bu faşist iktidar karşısında direnişe geçtiler. Bizler 31 Mayıs günü bu mücadele içerisinde Hopalıların dostu, Hopalıların yoldaşı ve Hopalıların öğretmeni Metin Lokumcu`yu kaybettik.
İki yıl sonra 2013`te yine Gezi`de ‘bunlar üç beş ağaç için isyan çıkarıyor` diyenlerin karşısında eşitlik, özgürlük ve bağımsızlık talebiyle yine baskının ve zulmün karşısında dimdik direndik. Gezi`de de genç yoldaşlarımızı, genç arkadaşlarımızı katlettiler. Türkiye tarihinde ne zamanki Türkiye halkları, Türkiye işçi sınıfı hakları için ayağa kalkar, ne zamanki talepleri için örgütlenmeye başlar. Dönemlerin iktidarı tarafından katledilmeye başlarlar ama şunu iyi bilin bu memlekette onlarca binlerce canımızı aldılar fakat eşitlik ve özgürlük yürüyüşümüzü durduramadılar. Hopa bu tarihin somut tanığıdır. Vural hocamızı Adalet Partisi`nin iktidarında Hopa parkında öldürürken Hopalıların sindirileceği düşünülüyordu. İhsan Hacı Muratoğlu`na Trabzon`da pusu kuranlar, ‘bunlar bir daha başını çıkaramaz` diyordu. Mahir Çakır`ı, Hopa sokaklarında kalleş bir pusuda öldürenler bu halkı susturacaklarını düşündüler. Fakat Anadolu topraklarında eşitlik isteyen özgürlük isteyenlerin sesini soluğunu asla kesemediler ve kesemeyecekler.
"BİZİM MÜCADELEMİZ O SANDIKLARA SIĞMAZ, BUGÜNE KADAR DA SIĞMADI"
Bugün burada bizler sadece ve sadece 31 Mayıs`ı ve Metin Lokumcu`yu hatırlamak üzere toplanmadık arkadaşlar. Bizler tarihsel olarak bize bırakılan Mahir Çayanların, İbrahim Kaypakkayaların, Deniz Gezmişlerin mücadelesini devam ettiğinin bu mücadelenin er ya da geç bu topraklar üzerinde çiçekleneceğinin inancıyla buradayız. Hopalı dostlar asla umutsuzluk yok, yılgınlık yok bizim taleplerimiz, bizim mücadelemiz o sandıklara sığmaz, bugüne kadar da sığmadı. Bizler eşitlik isteyen, özgürlük isteyen, halkların kardeşliği isteyen ve bunun için mahallede, okulda sokakta mücadele edenleriz ve bu mücadelelerini en sonunda zaferle taçlandıracaklardır.
"BEDEL ÖDEMEK GEREKİYORSA BEDEL ÖDEMEYİ DE HİÇ GÖZÜMÜZÜ KARARTMADAN GÖZE ALIYORUZ"
Yeryüzünde yaşayanlar ikiye ayrılır birileri zülüm edenler, birileri katledenler ve hakkını hukukunu isteyenlerin üzerine tankıyla topuyla saldıranlar ve onların isimleri tarihin hiçbir noktasında anılmaz. Ve ikincileri var ve bu memlekete sahip çıkanlar yeryüzündeki toprağına, suyuna, insan haklarına ve insanların birlikte kardeşçe yaşama iradesine sahip çıkanlar var. Bu uğurda canlarını bedenlerini ve bu zulmün karşısında siper edenler var. Ve o siper edenler tarihin o güzel sayfasında insan oğlunun tarihi devam ettikçe onların isimleri anılır ve onların cesareti ile onların bize bıraktığı onurla birlikte biz bu faşizm karşısında bu diktatörlük karşısında bu yoksullaştıran ve halkı ezen, halkı yok sayan bu iktidar karşısında onlardan aldığımız cesaretle yürüyeceğiz, yürüyoruz şimdiden sonra da yürüyeceğiz. Ve söz olsun bu tarihsel mirası bize bırakanlara sözümüz sözdür, andımız var bizler onların bayraklarını en yükseğe dikene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu uğurda bedel ödemek gerekiyorsa bedel ödemeyi de hiç gözümüzü karartmadan göze alıyoruz”