Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, “21 yıldır ülkeyi ‘ekonominin kitabını ben yazdım` diye yöneten, yazdığı kitabı ne okumayı ne uygulamayı beceremeyen bir iktidar, daha düne kadar dolandırıcı diye suçladığı ve çok ağır hakaretler ettiği Mehmet Şimşek`i maliye bakanı yaparak ülkeyi huzura, refaha kavuşturacakmış. Bugün itibarıyla gördük ki piyasalar alt üst olmuştur, zam zam üstüne gelmekte. TÜİK yalancı rakamlarıyla haziran ayında da enflasyonu düşük göstererek memuru, emekliyi perişan edeceğini apaçık şekilde ortaya koymuştur. Recep Tayyip Erdoğan`dan dilini düzeltmesini, kin ve nefretten uzaklaşmasını, seçimi kazandığının farkına vararak 85 milyonun cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt ve İzmir milletvekilleri Salih Uzun ile Haydar Altıntaş; bugün TBMM`de, gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Cemal Enginyurt, şunları ifade etti:
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN`DAN DİLİNİ DÜZELTMESİNİ, KİN VE NEFRETTEN UZAKLAŞMASINI, SEÇİMİ KAZANDIĞININ FARKINA VARARAK 85 MİLYONUN CUMHURBAŞKANI OLMASINI BEKLİYORUZ”
“Bugün TBMM`de Meclis Başkanlığı seçimi var. Sayın Genel Başkanımızla yaptığımız istişare neticesinde TBMM Başkanlığı seçimlerinde CHP`nin Meclis Başkanı Adayı Tekin Bingöl`ü destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Bugünkü tabloya baktığımızda iktidarın kendisinden başkasını tanımadığını, ben yaptım oldu anlayışıyla her şeyi oldubittiye getirdiği bir ortamda biz CHP`nin Meclis Başkanı adayını desteklemenin bir vefa olacağından hareketle Tekin Bingöl`ü destekleyeceğimizi ifade ediyoruz. Türkiye bugüne çok acı bir şekilde uyandı. Dolar, euro, altın en yüksek değerlere ulaştı, rekor üstüne rekor kırıyor. Maalesef Türkiye`yi sanki 21 yıldır Recep Tayyip Erdoğan yönetmiyormuşçasına muhalefete akıl verenler var. Yeni kabineyi görmek lazımmış. Yeni kabine hayırlı olsun deriz ama 21 yıldır ülkeyi ‘ekonominin kitabını ben yazdım` diye yöneten, yazdığı kitabı ne okumayı ne uygulamayı beceremeyen bir iktidar, daha düzen kadar dolandırıcı diye suçladığı ve çok ağır hakaretler ettiği Mehmet Şimşek`i maliye bakanı yaparak ülkeyi huzura, refaha kavuşturacakmış. Bugün itibarıyla gördük ki piyasalar alt üst olmuştur, zam zam üstüne gelmekte. Açıklanan enflasyon rakamları memuru, işçiyi hayal kırıklığına uğratacak, yarının tuzağı olarak görülmektedir Demokrat Partililer olarak. TÜİK yalancı rakamlarıyla haziran ayında da enflasyonu düşük göstererek memuru, emekliyi perişan edeceğini apaçık şekilde ortaya koymuştur. Biz yeni kurulan kabinenin bütün olumsuzluklara rağmen memleket için hayırlı olmasını bekliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan`dan dilini düzeltmesini, kin ve nefretten uzaklaşmasını, seçimi kazandığının farkına vararak 85 milyonun cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz. Birilerinin Recep Tayyip Erdoğan`a kazandın diye hatırlatması gerekiyor. Ülkenin barışa, huzura, birliğe ihtiyacı olduğunu anlaması gerekiyor.”
Salih Uzun, TİP Milletvekili Can Atay`ın tutukluluğuna dair şunları dile getirdi:
“SADECE HATAY HALKININ İRADESİ GASP EDİLMİYOR, TÜMÜYLE MİLLİ İRADENİN GASPIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
“Apaçık bir anayasa ihlali ile karşı karşıyayız. TİP Milletvekili Can Atalay, milletvekili seçilmiş, mazbatasını almış olmasına rağmen tutukluluğu devam ettiriliyor. Tam bir hukuk gaspıyla karşı karşıyayız, sadece Hatay halkının iradesi gasp edilmiyor, tümüyle milli iradenin gaspıyla karşı karşıyayız. Bir an evvel bu milli irade gaspına son verilmelidir diye düşünüyorum.”
Haydar Altıntaş da açıklanan hububat fiyatlarına ilişkin şöyle konuştu:
“KÖTÜ VE YANLIŞ POLİTİKALARA DEVAM EDİLDİĞİ MÜDDETÇE TÜRKİYE`DE PAHALILIĞIN ASALA SONA ERMEYECEĞİ, DOLARIN DA DAHA YÜKSEK RAKAMLARA ERECEĞİ GÖRÜLMEKTEDİR”
“Hububat fiyatlarının açıklanması esnasında hükümetin çiftçiyi hiç düşünmediğini ve bugün açıklanan 8 lira 72 kuruş civarındaki fiyatın çiftçinin maliyetini bile karşılamadığını herkes açık yüreklilikle görmektedir. Bugün döviz kurlarında meydana gelen artışların, bankaya 1 dolar almaya gitseniz 25 TL istiyorlar, neredeyse yüzde 20 oranında devalüe olmuş para karşısında açıklanan buğday fiyatlarının da en aşağı yüzde 20 değer kaybettiğini düşünecek olursak çiftçinin bütün umutları gelecek bahara kalmış demektir. Uzun yıllardan beri Türk tarımının üzerinde ithalat lobilerinin ağır baskıları sonucunda Türk çiftçisi hükümet tarafından reva görülen düşük taban fiyatları bir taraftan da ithalat lobilerinin baskısı altında ezilmekte ve Türk milleti üretemez hala gelmiş durumdadır. Bunun da sonucunu ortaya çıkan fiyat pahalılığı olarak vatandaşın tüketim hanesinde görmekteyiz. Raflardaki gıda maddesi fiyatlarının, fırındaki ekmek fiyatının yüksek olmasının sebebi çiftçi değildir, uygulanmakta olan kötü politikalardır. Kötü ve yanlış politikalara devam edildiği müddetçe Türkiye`de pahalılığın asla sona ermeyeceği, doların da daha yüksek rakamlara ereceği görülmektedir.”