CHP Kadın Kolları, “Pazar Yeri Yangın Yeri” kampanyası kapsamında Sivas, Bitlis, Ordu, Kırıkkale, Amasya, Tunceli ve Niğde`de esnaf ve yurttaşların sorunlarını dinledi. Pazarda sebze satan bir esnaf, “Köylü hani milletin efendisiydi? Biz köle de değiliz maalesef. Ama biz insan olmayı bile hak edemedik” dedi. Bir başka esnaf, “Bir bidon mazotu 800 liraya alıyoruz. Hayatın neresinden memnun olalım” diye konuştu. İki yıl önce eşini kaybettiğini belirten 80 yaşındaki satıcı ise “Beyimin aylığı yok. Ben de çalışmak mecburiyetinde kaldım” dedi.
CHP Kadın Kolları, “Pazar Yeri Yangın Yeri” kampanyası kapsamında Sivas, Bitlis, Ordu, Kırıkkale, Amasya, Tunceli ve Niğde`de pazar yerlerindeki esnafın ve yurttaşların sorunlarını dinledi.
Tunceli`de bir pazarda el emeği ürünleri için tezgah açan ve oğlu Munzur Üniversitesi`nde okuyan Müzeyyen adlı depremzede, 6 ay önce kente geldiğini söyledi ve yaşadıklarını anlatırken gözleri doldu.
8 yıldır her sene temmuz ve ağustos aylarında kavun sattığını söyleyen bir esnaf, önceki senelere göre fiyatlar arasında fark olduğunu belirtti. Daha önce 4-5 liraya aldığı ürünü 10-15 liraya aldığını kaydeden esnaf, “Eskiden satıyorduk, şimdi 30-40 kilo satıyoruz” diye konuştu. 8 sene önce günde 100-150 tane mısır satabilirken artık 40-50 tane satabildiğini belirten esnaf, her şeyin çok pahalı olduğunu, seçimlerden sonra çok zam geldiğini söyledi.
“SADECE BEDAVA OLAN HAVA HERHALDE, ONU DA ELİMİZDEN ALACAKLAR”
Başka bir satıcı ise şöyle konuştu:
“En kolay ulaşabildiğiniz bir ekmek 3 katına çıktı, 5 katına çıktı. Şu anda sadece bedava olan hava herhalde, onu da elimizden alacaklar. Hangi birisini sayayım? 100 lira olmuş 10 lira. Yaşam o kadar pahalılaşmış ki yakında insanlar cinnet geçirecek. Üretim yapamıyoruz, toprağımız yok. Üretemiyoruz, ürettiğimizi satamıyoruz. Sattığımızın parasını alamıyoruz. Çocuğum var, yarın o ne olacak? Yetişemezsem ne yapacağım? Bütün gün sabahtan akşama kadar duruyoruz güneşte, üç kuruş kazanmak için. Her şey yani, sadece ekmek değil. Gittiğiniz adım bile para olmuş. Burada biz eziyet çekerek çalışıyoruz.”
“ATATÜRK`ÜN SÖYLEDİĞİ, KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİ DEDİĞİ BU MUYDU? YAZIKLAR OLSUN”
Pazarda sebze satan bir esnaf ise şunları kaydetti:
“Ben tırnaklarımla toprağı eşiyorum, hayat mücadelesi veriyorum, yine emekli olamıyorum. Atatürk`ün söylediği, ‘köylü milletin efendisi` dediği bu muydu? Yazıklar olsun. Hepsine yazıklar olsun. Köylü hani milletin efendisiydi? Biz köle de değiliz maalesef. Ama biz insan olmayı bile hak edemedik.”
“BİR BİDON MAZOTU 800 LİRAYA ALIYORUZ. HAYATIN NERESİNDEN MEMNUN OLALIM?”
Hiçbir şeyin yanına varamadıklarını belirten diğer bir esnaf, “Bir bidon mazotu 800 liraya alıyoruz. Hayatın neresinden memnun olalım” diye konuştu. Ardından tezgahındaki ürünleri göstererek, “Daha işte, 15 liraya veriyoruz, kimsenin aldığı yok. Sabahtan beri yalvarıyoruz. Sabah saat 6`da geldik” dedi. Yanındaki satıcı ise “Akşama kadar 800 lirayla bir adam götüremez, mümkün değil” diye ekledi.
NİLGÜN YILMAZ: FİYATLARA BAKTIĞIMIZDA SEZONUNDA ÇOK RAHAT ALMAMIZ GEREKEN SEBZELERİ, MEYVELERİ ALAMADIĞIMIZI GÖRÜYORUZ
Ordu Çarşamba Pazarı`nı ziyaret eden CHP Ordu İl Kadın Kolları Başkanı Nilgün Yılmaz, şöyle konuştu:
“Ağustos ayı normalde il dışındaki vatandaşlarımızın da hasat için Ordu`ya geldiği zamandır. Normal şartlarda çok yoğun kalabalıklar vardır Ordu`da bu dönemde. Ama görüyoruz ki ne pazar yerlerinde ne marketlerde ne manavlarda vatandaşlarımızı göremiyoruz. Alım gücümüzün ne kadar zayıfladığını ne kadar dibe vurduğuna hep birlikte şahit ediyoruz. Fiyatlara baktığımızda sezonunda çok rahat almamız gereken sebzeleri, meyveleri alamadığımızı görüyoruz.”
Yılmaz`ın ‘Ürünleri alan var mı` sorusu üzerine satıcı, “Hep kaldı ya, baksana” diye yanıt verdi. Bir başka satıcı ise, “Alan yarım kilo alıyor” dedi. Yılmaz`ın ürünlerin üstünde etiket olmadığını belirtmesi üzerine, “Biz köylü malına etiket yapmıyoruz. Ben ne anlarım etiketten, 76 yaşındayım. Etiket anlar mıyım, anlamam” ifadelerini kullandı.
“BEYİMİN AYLIĞI YOK. BEN DE ÇALIŞMAK MECBURİYETİNDE KALDIM”
80 yaşındaki bir başka satıcı ise, istediği meyve ve sebzeyi parası varsa aldığını yoksa geride durduğunu söyledi. Yılmaz`ın “Paran var mı” diye sorması üzerine, “Çalışıyorum işte” diye konuştu. Uzun yıllar çalıştığını ve iki yıl önce eşini kaybettiğini belirten satıcı, “Beyimin aylığı yok. Ben de çalışmak mecburiyetinde kaldım” dedi.
Tereyağı satan olan bir esnaf, “Fiyatlar arttıkça, süt ürünlerine zam geldikçe bunlara da zam geliyor” diye konuştu.
CHP Kadın Kolları tarafından Bitlis`te bir alışveriş merkezi önünde açıklama yapıldı. Açıklamada, “Her geçen gün gelen zamlar en çok da kadınları eziyor. Üretici perişan, tüketici perişan. Emekli memur maaşları ile kimse geçinemiyor. Tencereler boş. Pazar yeri yangın yeri, ülkemiz yangın yeri” ifadeleri kullanıldı.
“ZENGİN FAKİRİN HÂLİNDEN ANLAMAZ Kİ. KENDİ KARNI TOK, FAKİR NE YERSE YESİN”
Bir yurttaş, “Bir ekmek çıktı 5 liraya. Hani ne verdi, emekliye verdi mi? Zengin fakirin hâlinden anlamaz ki. Kendi karnı tok, fakir ne yerse yesin” dedi.
Sabahtan beri tezgahındaki peynirlerin beklediğini belirten pazar esnafı ise şöyle konuştu:
“Kim alacak? Et olmuş 500 lira, bu olmuş 150 lira. Pikniğe gidemiyor adam. Gezmeye gidemiyor. Ne yapalım? Köylünün buğdayı 6 milyar, 1 ton buğday. 1 ton mazot da 40 milyar. Bunun hesabını kim verecek?”