CHP milletvekilleri Türk lirasının döviz karşısında değerini yitirmesi ve ilaç sanayi ile ham madde açısında dışa bağımlılık nedeniyle her gün derinleşen ‘ilaç yokluğu`na ilişkin araştırma önergesi hazırladı. Araştırma önergesini hazırlayan CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “İlaç tekellerinin, mevcut fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarını gerekçe göstererek hayati öneme sahip ilaçları Türkiye`ye getirmeyeceğini açıklamasının ardından ‘bulunamayan ilaç` krizi daha da derinleşmiştir” dedi.
Dövize endekslenen ilaç fiyatlarında kamunun baz aldığı Euro kuruna yapılan zam sonrası ilaç tekelleri ülkeden çekilmeye başladı. Uygulanan temel fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarına bağlı olarak dünyada hastaların erişimine sunulan ilaçların birçoğunun geri çekilmesi vatandaşları mağdur etti.
CHP milletvekilleri de son dönemde döviz kurunda yaşanan artışlar nedeniyle meydana gelen ilaç yokluğunu Meclis gündemine taşıdı. CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir`in hazırladığı araştırma önergesinde şu ifadeler kullanıldı:
“YURT DIŞINDAN HAM MADDE VE YARDIMCI MADDE GETİRİLMESİ KONUSUNDA DA SIKINTILAR HER GEÇEN GÜN ARTMAKTADIR”
“Döviz kurunda ve maliyetlerde yaşanan hızlı artışlar karşısında geçtiğimiz yıl ilaç kurunda iki kez güncelleme yapılmasına rağmen ilaç sektörünün içinde bulunduğu mücadele şartları ağırlaşmıştır. Sağlık Bakanlığı yaptığı son ilaç fiyatlandırmasına göre 1 Euro karşılığı 14.03 Türk lirası olarak belirlemiştir ancak güncel kur 30 liraya yaklaşmış durumda. Bu durum, ithalatçı firmalar ve üreticilerde zam beklentisine yol açmaktadır. Yurt dışından ham madde ve yardımcı madde getirilmesi konusunda da sıkıntılar her geçen gün artmaktadır.
“MEVCUT FİYATLANDIRMA VE GERİ ÖDEME POLİTİKALARI YÜZÜNDEN BULUNAMAYAN İLAÇ KRİZİ DERİNLEŞTİ”
İlaç tekellerinin, mevcut fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarını gerekçe göstererek hayati öneme sahip ilaçları Türkiye`ye getirmeyeceğini açıklamasının ardından ‘bulunamayan ilaç` krizi daha da derinleşmiştir. Başta kanser ve organ nakli tedavilerinde kullanılan ilaçların erişimi her geçen gün daha da kısıtlı hale gelmektedir. Bir diğer örnek ise Dravet sendromlu çocukların kullandığı ilaçlardır. Bu ilaçlar son birkaç aydır piyasada bulunamazken, bulunan ilaçlardan da yüksek oranda fark ücreti istenmektedir. Biz, tüm bu yaşanan sorunların daha büyük bir hayati tehlikelere yol açmadan araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması için bir araştırma önergesi sunduk. İlaç krizinin son yıllarda sürekli yaşanmasına rağmen Sağlık Bakanlığı ne yazık ki konuya ilişkin kalıcı bir çözüm getirmiyor/getiremiyor. Tedaviye ve ilaca ihtiyaç duyan vatandaşlarımız için tüm partilerden de bu önergemize destek vermelerini bekliyoruz.”