İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında Gazze`de yaşanan olaylara dikkat çekerek, "İstanbul Barosu olarak 10 Aralık İnsan Hakları Günü`nü, Gazze`de başlayan silahlı çatışmalarda ölen çocuklara ithaf ediyoruz. Uluslararası insancıl hukuk ilkeleri gereğince istisna kabul etmeksizin özel koruma hükümlerinin ivedilikle uygulanmasının önünün açılması gayesiyle uluslararası kurum ve kuruluşlar, sürecin gerektirdiği hassasiyeti göstererek barış için adımların atılması yönünde yükümlülüklerini yerine getirmeli ve mücadele etmelidir. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk`ün `Yurtta Sulh, Cihanda Sulh` sözünü yineleyerek 10 Aralık İnsan Hakları Günü`nde tüm dünyada barışın hakim olması için tüm ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşları gerekli adımları atmaya çağırıyoruz" dedi.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi, Kadın Hakları Merkezi ve Çocuk Hakları Merkezi üyeleri ile birlikte 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Saraç açıklamada şunları söyledi:
MEVCUT DURUM GEÇMİŞTE YAŞANAN ACI DENEYİMLERDEN DERS ALINMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR: Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü. İnsan haklarının uluslararası düzeyde korunmasını hedefleyen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi`nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile 10 Aralık 1948 tarihinde kabul ve ilanının 75 yılındayız.Bu bildirge, İkinci Dünya Savaşı`nın doğurduğu acı sonuçlar sonrasında, insanın insan olarak değerinin korunması, insan hak ve özgürlüklerinin etkili bir güvence sistemine kavuşması için benimsenmişti. Ne yazık ki gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde, insan haklarının mevcut durumu geçmişte yaşanan acı deneyimlerden halen ders alınmadığını göstermektedir. Son dönemde Gazze`de dünyanın gözü önünde sivillerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerleri, hastaneler hedef alınmakta, insanlar ikametlerinden çıkarılmakta veya çıkmak zorunda bırakılmaktadır. Ambargo ve ablukalar ile temel insani ihtiyaçlar karşılanmamaya devam etmektedir ve tüm dünyanın gözleri önünde, büyük çoğunluğu çocuk ve kadın olan siviller öldürülmektedir. Oysaki 1949 Cenevre Sözleşmelerinden biri olan `Harp Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi` uyarınca; çocukların her türlü saldırıdan korunmaları gerekliliği ve çatışma taraflarının ihtiyacı durumunda çocuklara gereken yardım ve özeni gösterme yükümlülüğü ihlal edildiği gibi, aynı zamanda sağlık, su, hijyen ve altyapı sistemlerinin hedef alınması, savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisinin, telafisi mümkün olmayacak boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır.
İSRAİL`İN BU EYLEMLERİ SOYKIRIM SUÇUNU OLUŞTURMAKTADIR: İsrail`in, İnsancıl hukuku ve uluslararası insan hakları hukukunu ihlal eder nitelikte tüm bu eylemleri `soykırım` suçunu oluşturmaktadır. Uluslararası yükümlülükleri bakımından halen İsrail`in sorumluluğuna gidilmemiş olması uluslararası hukukun işletilmediğini de göstermektedir. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren gelinen noktada, çocukların savaşın tehlikesinden korunması, silahsız ve savunmasız çocukları savaşın tarafı ilan eden, uluslararası toplumun barış ve çözüm çağrılarını duymazdan gelen saldırıları en sert şekilde kınıyoruz. İstanbul Barosu olarak 10 Aralık İnsan Hakları Gününü, Gazze`de başlayan silahlı çatışmalarda ölen çocuklara ithaf ediyoruz. Uluslararası insancıl hukuk ilkeleri gereğince istisna kabul etmeksizin özel koruma hükümlerinin ivedilikle uygulanmasının önünün açılması gayesiyle uluslararası kurum ve kuruluşlar, sürecin gerektirdiği hassasiyeti göstererek barış için adımların atılması yönünde yükümlülüklerini yerine getirmeli ve mücadele etmelidir. Nitekim Gazze`de yaşanan insan hakları ihlalleri nedeni ile ilk günden itibaren Baromuz tarafından tepki konulmuş, tüm dünyadaki hukuk kurumlarına ve barolara bu ihlallere karşı durmak için çağrıda bulunulmuş mektuplar gönderilmiştir. Bu çağrımızı İnsan Hakları Günü`nde yineliyoruz. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk`ün `Yurtta Sulh, Cihanda Sulh` sözünü yineleyerek 10 Aralık İnsan Hakları Günü`nde tüm dünyada barışın hakim olması için tüm ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşları gerekli adımları atmaya çağırıyoruz."