(ANKARA) - CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, beyana dayalı vergi ve 2,2 trilyon TL vergi muafiyetinin kaldırılmasıyla memur ve emeklilere yüksek zam için kaynağın fazlasıyla bulunacağını belirterek, "Bütçede tasarruf ve harcamaların kısılmasından söz eden iktidar niye faturayı hep dar gelirlilere kesiyor" dedi.
CHP`li Erdoğan Toprak, kamuda tasarruf tartışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Toprak, iktidarın enflasyonla mücadele için memur, emekli, asgari ücretli milyonlarca kişiden fedakarlık isterken asıl fedakarlık yapması gerekenlere dokunmadığını ifade ederek şunları dile getirdi:
"Hazine ve Maliye Bakanı ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı kamuda tasarruf için radikal adımlar atılacağını, kamuya ait lojmanların, araçların satışa çıkarılacağı ifade ediyor. Üç ayda 500 milyar TL`yi geçen bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3 düzeyine indirmek için dile getirilen bu ilk adımlar bile tasarruf kampanyasının kamuoyunda görüntüyü kurtarmak için uygulanacak göstermelik işlerden ibaret olacağını gösterdi.
"KEYFİ VERGİ ÖDEMESİ KALDIRILMALIDIR"
Kamuda tasarruf ve bütçe gelirlerinin artırılması için memurun, emeklinin maaş zammını düşük tutmak yerine atılması gereken ciddi adımlar görmezlikten geliniyor. 2024 bütçesinde 2,2 trilyon TL ayrılan vergi muafiyetleri yüzde 50 bile azaltılsa bütçeye en az 1 trilyon gelir yazılır. Bunun yanı sıra beyana dayalı gelir ve kurumlar vergisi için konulan tahsilat hedefleri, milyonlarca çalışanın maaşından yüzde 15`ten yüzde 70`e kadar varan oranda peşin gelir vergisi kesilirken, beyana tabi mükelleflerin milyonluk-milyarlık kazançlarından keyiflerinin istediği kadar vergi ödediklerini gösteriyor. 2024`te beyana dayalı gelir vergisinden milli gelirin binde 2`si, beyana dayalı kurumlar vergisinden milli gelirin binde 7`si düzeyinde tahsilat hedefleniyor. İkisinin toplamı yüzde 1 bile değil. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek israfı önleme ve kamuda tasarrufta ciddi ve samimiyse artık kimsenin gidemediği lokanta, kafe, restoranlarda KDV`yi yüzde 8`den 10`a, yüzde 18`den 20`ye yükseltmek yerine vergi dairelerinde beyan usulüyle keyfi vergi ödemeyi kaldırmalıdır.
Şayet kamuda israftan kaçınılacaksa, öncelikle Sayıştay Yasası değiştirilerek kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerin harcamalarında ‘yerindelik ve performans denetimi` uygulaması getirilmelidir. Kurum bütçesini denkleştiremeyen yöneticilerden kamuyu uğrattıkları zararın tahsil edilmesi yasa hükmü olmalıdır. Ayrıca Kamu İhale Kanunu`nda (KİK) yapılacak düzenlemelerle Milli Savunma, Emniyet, Askeri Alımlar ve İnşaatlar vb. güvenlik dışındaki kamu ihalelerinin tümünde davet usulü kaldırılıp rekabete açık şeffaf ihale sistemine geçilmelidir. İktidarın yıllardır rafta beklettiği AB ihale düzenlemeleri süratle yasalaştırılarak bugüne kadar yaklaşık 200 kez değiştirilen KİK`te AB standartlarında rekabet hayata geçirilmelidir. Rekabetten uzak, yolsuzluklara, rüşvete açık, keyfi şekilde dilediğine ihale verme usulü bittiğinde kamu alımları ve ihalelerinde milyarlık-trilyonluk tasarruf sağlanacaktır. Ayrıca Rekabet Yasası değişikliğiyle Rekabet Kurulu`na (RK) sadece özel şirketlerin pazar rekabeti, kartel vb. soruşturmalarına değil, kamu ihale ve alımlarında rekabet ve anlaşmalı ihale paylaşımı yönünden inceleme-soruşturma-denetim yetkisi getirilmelidir. Kendi bakanlığına hijyen malzemesi satan bakanların olduğu bir ortamda kamunun tüm hizmet ve mal alımlarının rekabet denetimine açılması hayati önemdedir. Bu yolla harcamalarda, eş-dost-partili şirketlerin kayrılması, kamu kaynaklarıyla servet aktarımı önlenecektir.
"NİÇİN BEŞTEPE SARAYI`NIN GÜNLÜK 30 MİLYON LİRAYI AŞAN HARCAMALARI KISILMIYOR?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır` diyorsa; niçin Beştepe Sarayı`nın günlük 30 milyon lirayı aşan harcamaları kısılmıyor? Niçin gerek Beştepe Sarayı gerekse yazlık ve kışlık diğer saraylardaki taşıt, uçak, koruma, danışman saltanatından, şatafatlı davetler ve sofralardan kaynaklı israf dile getirilmiyor. Ne Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek`in ne de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz`ın tasarruf derken bunlara hiç değinmemesi, kamuda tasarruf kampanyasının daha baştan göz boyama olacağını gösteriyor."