(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bugün akşam bir aksilik olmazsa sözleştiğimiz üzere Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelip ona tüzük ile ilgili geldiğimiz noktayı anlatıp, önerilerini alacağım. Onları da yarın erken saatlerde Tüzük Komisyonu`na teslim edeceğim" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Ankara İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı. Özel toplantıda yaptığı konuşmada, tüzük ile ilgili yapılan çalışmaları anlatarak, şunları kaydetti:
"Değişim kurultayında 7 ve 8 Eylül tarihleri bu program kurultayının başlangıç toplantıları olacak. Ardından 9 Eylül günü yine tarihe önemli bir atıfla hem Türkiye`nin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünü, İzmir`den düşmanın denize dökülüşünün yıldönümünü hem de Türkiye`nin birinci partisinin kuruluş yıldönümünü hep birlikte törenlerle kutlayarak kurultayımızı bitireceğiz ve bütün arkadaşlarımızı memleketlerine huzur halinde yollayacağız.
Bu süreçte tüzük ile nisandan beri meşgulüz. Geçen kurultaydan sonra ben Genel Merkeze geldim, Genel Başkan olarak kurultayda da söz vermiştik `Tüzüğü değiştireceğiz, hem Sayın Genel Başkanımız Kemal Bey`in hem kendi değişimle ilgili ortaya koyduğumuz tutum belgesinin, kırmızı kitabın gereğini yapacağız.` Partinin hukukçularını çağırdım `Hazır mıyız` dedim. `Değiliz` dediler. `Niye` dedim. `Gazete ilanı verilmedi` dediler. `Verelim` dedim. `Önce PM`yi toplayıp karar alın` dediler. PM`yi topladım, karar alıp tüzük kurultayı desek 25 Aralık. İl başkanlarını çağırdık, dediler ki `Herkes aday belirlemiş. Kimi adayını çıkarmış çalışırken. Biz tüzük diye içe kapanırsak bu millet bize oyu bırakın selam vermez. Bu kurultayı erteleyelim` dediler. O kurultay, bu kurultay. Gazete ilanı verildi, kararı alındı. Dört başı mamur şimdi sakin sakin bu kurultayı gerçekleştireceğiz. Hepiniz takip ettiniz mahalle, ilçe, il bazında görüş istedik. Hepsi geldi, dünyadaki 16 ülkenin tüzüklerini tercüme ettirdik. Değişikliklerini gördük, olumlu yerlerini kaydettik, not aldık getirdik. Geçtiğimiz günlerde bütün üyelere açık dijital demokratik katılım üzerinden görüş sorduk, 8 bin görüşe ilave 11 bin görüş daha geldi internet üzerinden. 19 bin tekil görüş aldık.
"Millet `Ankara`yı, İstanbul`u, Adana`yı, Mersin`i şimdi 422 belediyeyi nasıl yönetiyorsa bunlar yönetsin ülkeyi` diye bizi gösterecekler"
Tabii bütün üyelerden görüş alırsın da Genel Başkan`dan görüş alacaksan onu normal yöntemlerle yapamazsın. Geçtiğimiz günlerde Sayın Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın`la arabaya bindik, Sayın Altan Öymen`in yanına gittik, onunla birlikte oturduk 4,5 saat, önceki Genel Başkanlarımızın görüşlerini ben bizzat not ettik, getirdim ilgili komisyona teslim ettim.
Bugün akşam bir aksilik olmazsa sözleştiğimiz üzere Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelip ona tüzük ile ilgili geldiğimiz noktayı anlatıp, önerilerini alacağım. Onları da yarın erken saatlerde Tüzük Komisyonu`na teslim edeceğim. O yüzden mesele oldu bitti değil, mesele geçmişte hepimizin kötü anılarla hatırladığı birtakım, hani Kayhan bir konsere gitmiş de Bodrum konserinde havada şişeler uçuşmuştu, çıkarken sordular `Ne oldu` diye. `Konser diye geldik kanser oldu` demişti. Biz de bazen tüzük değiştirmek için gidip de kanser olduğumuz günler oldu. Öyle bir şeye hiçbirimiz izin vermeyeceğiz çünkü bir tek umutları kaldı; CHP kavga edecek, kendi içinde çatışacak, kutuplaşma olacak. `Bunlar mı yönetecek ülkeyi` diyecekler. Vallahi hiç bekledikleri olmayacak. Millet de `Bunlar zaten yönetemiyorlar ülkeyi. Ankara`yı, İstanbul`u, Adana`yı, Mersin`i şimdi 422 belediyeyi nasıl yönetiyorsa bunlar yönetsin ülkeyi` diye bizi gösterecekler. Kimsenin endişesi olmasın.
"TRT`de `bayrağı indireceklerin` göklere bayrak çektiğini izlediler"
CHP kimseyi iten kakan değil ama kimsenin itip kakıp hedef gösterip de şeytanlaştıracağı bir parti olmaktan çıkmak zorundadır ve çıkmıştır. Zaman zaman suni tartışmalar oluyor. `Cumhurbaşkanı neden geldi, Cumhurbaşkanı neden bizim Genel Merkez`e geldiğinde forslu bayrak çekildi.` İşin bir de şu tarafından bakın; bir, Cumhurbaşkanına gidilir Cumhurbaşkanı gelir. İki, forslu Türk bayrağı biz de yoktu. En son kim bilir ne zaman kullandık. 1946 olabilir. İlk önce Cumhurbaşkanı`na gittik. Bize üç koltuktan birini gösterdiler, ortaya oturdular. İtiraz ettik. `Telafi etmek için size gelsek olur mu` dediler. Bizim düzenimizde oturmayı kabul ettiler, kabul ettik. Dedim ki; Cumhurbaşkanı geliyorsa kanuna göre yüzünde Cumhurbaşkanlığı forsu olan bayrak çekilir. O bayraktan Cumhurbaşkanlığı`ndan bir tane isteyin ama söyleyin geri vermeyin, ileride çok kullanacağız` diye. İkincisi o bayrak çekilirken bütün televizyonlar canlı yayındaydı. Bazıları forsu gördü ama `bizim bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler` propagandasının yapıldığı bütün yandaş kanallar ve TRT`de `bayrağı indireceklerin` göklere bayrak çektiğini izlediler. Meseleye bir de bu tarafından bakın.
(SÜRECEK)