Haber: Dilan Kutlu/ Kamera: Dursun Alkaya
DEM Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Mehmet Tiryaki, İstanbul Esenyurt Belediyesi`nin CHP`li Başkanı Ahmet Özer`in bu sabah erken saatlerde evinde gözaltına alınmasına ilişkin, TBMM`de ANKA Haber Ajansı`na açıklamalarda bulundu.
Ahmet Özer`in gözaltına alınmasına tepki gösteren Tiryaki, şöyle konuştu:
"Gece yarısı operasyonlarını, sabahın ilk ışıklarıyla gözaltıları, siyasetçilere, milletvekillerine, seçilmiş belediye başkanlarına yönelik, parti yöneticilerine yönelik operasyonları biliyoruz. İlk kez karşılaştığımız bir şey değil. Şunu çok açık bir dille ifade etmek isterim, seçilmiş belediye başkanlarına, milletvekillerine ve siyasetçilere yönelik bu tür operasyonları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Adresi belli, bir telefon mesafesinde Emniyet Müdürlüğüne de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı`na da bir telefon mesafesi uzaklığında olan Ahmet Özer`in ifade için Emniyet Müdürlüğüne veya Savcılığa çağrılmayıp gözaltına alınmasının bir tek açıklaması var, amaç bazı soruları yöneltmek değil, amaç bu soruşturmada bu iddialarla ilgili bilgi almak değil, amacın kendisi bizzat gözaltı yapmak. Bir biçimde seçilmiş olan belediye başkanlarına siyasetçilere, milletvekillerine göz dağı vermek. Biz bunu bu şekilde okuyoruz."
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklaması tarihe geçecek bir açıklamadır"
Bütün yaşamı akademik çalışmalarla geçmiş, ülkenin saygın ve seçkin üniversitelerinde bölüm başkanlığı, dekanlık, rektör yardımcılığı, kurucu dekanlık yapmış, İstanbul Planlama Ajansı`ndan Akdeniz Belediyesi`ne kadar yaşamının önemli bölümünü yerel yönetimlerde geçirmiş bir kişinin sabah saatlerinde bu şekilde gözaltına alınmasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurgulayan Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu gözaltını yakından takip ediyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklaması tarihe geçecek bir açıklamadır. Bu, `Biz Ahmet Özer ile ilgili hiçbir şey bulamadık ama gözaltına almak istedik, bu yüzden bu operasyonu yaptık` açıklamasıdır. Açıklamanın içinde deniliyor ki `Son 10 yıllık telefon görüşmelerinde hakkında işlem yapılmış 694 kişiyle tespit ettik.` Böyle bir suçlama olabilir mi? Bir yandan bu iktidar mensuplarının, ülkenin bütün azılı suçlarıyla aile albümleri olacak, hiçbir işlem yapmayacaksınız ama bir belediye başkanının konuştuğu kişiler hakkında daha önce Savcılıkta işlem yapılmış diye gözaltı gerekçesi yapacaksınız. Ne konuştuğunun, içeriğinin hiçbir önemi yok. `Hakkında işlem yapılmış kişilerle görüşmek...` Böyle bir suçlama olamaz.
"Bu ülke için, Adalet ve Kalkınma Partisi için büyük bir ayıp, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı için büyük bir ayıp"
Bundan belki daha dramatik olan suçlamalar da var. `İmralı notları ile bir mesajda kendisine bir görev verilmiş.` 43 aydır İmralı`da bir tecrid var. Sözü edilen suçlama da her neyse en az 6 ay öncesine dair bir suçlama olmalı. Sorun şu; `Sayın Ahmet Özer ile ilgili, Belediye Başkanı seçilmesinden sonrasına dair hiçbir suçlama bulamadık. Biz araştırdık, taradık, yine de bir şey bulamadık. Hakkında işlem yapılmış kişilerle görüşme yaptığı için, birileri onunla ilgili bir şeyler söylediği için biz onu gözaltına aldık` demek. Büyük bir ayıp. Bu ülke için büyük bir ayıp, Adalet ve Kalkınma Partisi için büyük bir ayıp, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı için büyük bir ayıp.
Seçilmiş belediye başkanlarının, siyasetçilerin bu biçimde uyduruk gerekçelerle gözaltına alınması bir ülkenin demokrasisinin, seçilmiş kişilerin yok sayılmasının açık örneğidir ve demokrasiye büyük saldırıdır. Parti olarak çok yakından takip ediyoruz. Sayın Özer, İstanbul`da `kent uzlaşısı` kapsamında seçilmiş bir belediye başkanıydı. Esenyurt Türkiye`nin en büyük ilçesi, en büyük ilçesinin Belediye Başkanı`nın bu biçimde gözaltına alınması kabul edilemez."
"Bunun altından ciddi bir şeyin çıkma olasılığı sıfır"
İktidara eleştirilerini sürdüren Tiryaki, şunları kaydetti:
"Bir yandan siyasi iktidar `barış eli uzattık` diyecek, `Ülkenin sorunlarını barışçıl yöntemlerle çözüyoruz` diyecek ama bunun üzerinden henüz birkaç gün geçmeden şafak operasyonlarıyla, sabah ışıklarıyla bu ülkenin en büyük ilçesinin en büyük belediye başkanlarını bu biçimde gözaltına alacak. Bunun altından ciddi bir şeyin çıkma olasılığı sıfır. Eğer olsaydı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da emniyet müdürlüğü de terörle mücadele şube müdürlüğü de gözlerimizin içerisine soka soka bunun kamuoyuyla paylaşırlardı. Hiçbir şey yok. `10 yıldır takip ediliyormuş, hakkında işlem yapılan kişilerle telefonda görüşüyormuş. 5-6 yıl önce birilerinin görüşmelerinde adı geçiyormuş. Sadece bu ülke için büyük bir ayıp. Nüfusu milyonun üzerinde olan bir ilçenin Belediye Başkanının bu kadar kolay gözaltına alınabilmesi ve terör suçlaması yöneltilmesi kabul edilemez.
"Toplumun kafasında soru işareti yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır"
Bu, aynı zamanda siyasi iktidarın yaklaşımını da gösteren bir şey. Biri ile ilgili kuşku duymak gerekir. Yani ya bu operasyonlarla ilgili kuşku duymak gerekir ya da yaptıkları açıklamalarla ilgili kuşku duymak gerekir. Aynı anda `barıştan, diyalogdan, sorunların demokratik yöntemlerle çözülmesinden söz edeceksiniz` ama aynı anda bir sabah kalkıp `kent uzlaşısı" ile seçilmiş bir belediye başkanını bu biçimde gözaltına alacaksınız. Emin olun toplumun kafasında soru işareti yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır."