Haber: Gaye Şeyma CAN
Yenidoğan Çetesi Davası, yedinci gününde Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi`nde devam ediyor. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken bazı tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.
“Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik”
Savunmasını yapan tutuksuz sanıklardan hemşire Ecem Koç, Halime bebeğin ölümüyle ilgili “Anne karnında oksijensiz kalmış bir bebekti. 55 gün kadar tüm çabalarımızla baktık. Eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum. Kötü bir bebekti, doktorların umudu yoktu, buna rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Aniden ölen bir bebek değildi. Zaten kötü duruma gelmişti. Son birkaç gün de daha kötüydü. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik. Birinin de doktora haber vermesi gerekiyordu. O da ben oldum” dedi.
Doktorun her doğumda bulunduğunu belirten Koç, “Her doğuma ya da müdahaleye yetişiyordu. İlk defa böyle bir durumla karşılaştık. Doktor bey gelemedi” diye devam etti.
"Ben canlandırma yaptım, doktorun yapması gerekirdi"
Koç`un “Bebekle çok güzel ilgileniyordu” demesi üzerine duruşma savcısı, “Her gün ilgileniyordu diyorsun ama bebek ölürken doktor yoktu dedin. Doktorun yapması gereken müdahaleyi biz yaptık dedin. Doktor her gün geliyorsa sen hangi müdahaleyi yaptın” diye sordu. Bunun üzerine Ecem Koç, “Yoğun bakımda 7/24 doktor olması gerekirdi. Ben en önemli canlandırma işlemini yaptım. Onu doktorun yapması gerekirdi” diye yanıt verdi.
“İşletme nedir bilmiyorum”
Tutuksuz sanıklardan çocuk doktoru Mehmet Salih Kara ise savunmasında işletme hakkında bilgisi olmadığını belirtti. Kara şunları söyledi:
“İşletme nedir bilmiyordum ben. Öyle bir yapı altında çalışmadım ben. Fırat Sarı`dan hiçbir talebim veya menfaatim olmadı. Çam Sakura`da çalışan bir asistandım. İstanbul`un en yoğun hastanelerinden biri, başka bir hastaneye gitmem imkansızdı. Başkasının kaşesini kullanmadım. Asistanlık eğitimim bittiği için mecbur bir yerde çalışacaktım. Şartları iyi bir yerde çalışabilirdim. Ama çalışmadım. Silivri Kolon Hastanesi`nde hiç çalışmadım. Silivri ve Çatalca`da ablam, kız arkadaşım arkadaşlarım var. Oraya sık sık giderdim. O yüzden oradan baz kaydı vermem normal.
Çok hareketli biri olduğum için nerede olduğumu hiçbir zaman hatırlamam. Silivri Kolon Hastanesi`nin nerede olduğunu bile bilmem.”
"Aldığım paralar emeğimin karşılığı”
Tutuksuz diğer sanık hemşire Serenay Şenkalaycı mahkemedeki savunmasında işletmeye bağlı çalışmadığını ve aldığı paraların emeğinin karşılığı olduğunu belirterek, “İşletmeye bağlı çalışmıyorum. Hastanenin personeliyim. Medisense`den bana para geliyordu, gelen paralar ek mesai ücretidir. Ben sorumlu hemşireyim, ancak çalışan eksikliği olduğu için ek mesaiye, yani gece nöbete kalırdım. Hesap hareketlerimde görünen, aldığım paralar benim emeğimin karşılığıdır. Rakamlar benim kaldığım mesailere göre yatıyordu” dedi.
“Raporlar gerçieği yansıtmamaktadır”
Kerem bebeğin ölümünde ihmali olduğu iddia edilen sanık Şenkalaycı, “Kerem bebeğin durumunun kritik olduğu bize kadın doğum tarafından haber verilmişti. Bebeğin doğumuna bizzat katıldım, bebek kötü doğdu. Akabinde bebeği yoğun bakıma aldık. Doktorum tarafından bana söylenen her şeyi uyguladım. İlker Gönen`i aradığımda bebeğe 45 dakika canlandırma yapılmıştı, sonuna gelmiştik. 20 dakika daha müdahale etmemizi ve bunu kayıt altına almamızı istedi. Kadın doğum uzmanı alana geldi ‘hala bebeğe müdahale ediyor musunuz` dedi. Dışarıya çıkıp aileye müdahale edildiğini söyledi. Raporlar gerçeği yansıtmamaktadır. Ben bebek için elimden geleni yaptım. Daha fazla ne yapabilirdim” diye sordu.
“Fırat Sarı benden epirkizi değiştirmemi istemişti ancak kabul etmedim”
Şenkalaycı, Hasan Basri Gök`ün ilaç sattığını duyduğunu belirterek, “Gök`ün para karşılığında ilaç sattığını duymuştum. Beni aradı bizim kullandığımız ilaçları kötülüyordu. Benden ilaç istiyordu, vermedim. Bu durumdan çok rahatsız oldum. Doktor İlker Gönen`i arayarak durumu ona anlattım. O da ‘bana yönlendir, bir daha seni rahatsız edemez` dedi” şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanının sanığa, “Madem Hasan Basri Gök seni arayıp İlker Sarı adına senden ilaç istiyor. Peki neden bu kadar rahatsız oluyorsun, ama Fırat Sarı`yı arayıp sormuyorsun” sorusu üzerine, sanık, “Ben kendisinden kurtulmak için ve İlker hocadan çekineceğini düşünerek İlker Gönen`e söyledim. Fırat Sarı ile iletişim kurmaktan kaçınırdım. Fırat Sarı benden epikrizi değiştirmemi istemişti ancak ancak ben kabul etmedim. Bu usulsüzlüktür. Yönetime söyledim” dedi.
“Kamera çalışmıyordu”
Mahkeme başkanının yoğun bakımda kameranın olup olmadığına dair sorusuna Şenkalaycı, “Yoğun bakımda kamera vardı ama kayıt yoktu. Ama neden kayıt yapmadığını bilmiyorum” dedi.