Haber: İleyda ÖZMEN - Kamera: Cemal Berk AYTEKİN
(MERSİN) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mersin Büyükşehir Belediyesi`nin toplu açılış töreninde, "Seçimi getirene kadar Erdoğan`a kırmızı kartı gösteriyoruz. Onu gördüğünüz yerde ona kırmızı kartı gösterin. Kırmızı kartı çakın alınlarına, getirin sandığı. Bıktık artık sizden. Gidiyorsunuz, halkın iktidarı geliyor. Kırmızı kartı elinizden, cebinizden eksik etmeyin. Bu kart, Türkiye İttifakı`nın bayrağıdır, bu kart halkın iktidarının müjdeleyicidir" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mersin Büyükşehir Belediyesi`nin toplu açılış törenine katıldı. Özel, Toroslar Kurdali Sosyal Yaşam ve Çocuk Gelişim Merkezi, Toroslar Spor Park ve Çocuk Gelişim Merkezi, Tarsus Artos Matematik Evi, Mezitli Çocuk Kampüsü, Güvenevler Okuma Salonu ile Çiftlikköy Okuma Salonu`nun açılışını yaptı. açılışını yaptı. Açılış öncesinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP Lideri Özel, vatandaşlara hitap etti. Özel, şunları kaydetti:
"Biraz önce bir rekortmeni dinlediniz. 2019 yılındaki seçimlere giderken Mersin, sokaklarında maalesef huzurun değil, kaygının olduğu; belediyecilik namına hemen hiçbir şeyin olması gerektiği gibi olmadığı; çetelerin gezdiği, hesaplaşmaların olduğu; bu güzel kentin sahilinin tehdit altında olduğu; büfelerin, kafelerin bir siyasi partinin yan örgütlerine, onların gelirine yönlendirildiği ve Mersinlilerin huzurunun kalmadığı günlerde CHP güvendiği bir evladını, kente milletvekili olarak hizmet etmiş birisini Mersinlilerin huzuruna çıkardı. O günlerde tüm parti bunun mümkün olduğuna inanıyordu ve Mersin de bu inanca, bu çabaya destek verdi.
"Seçim gecesi Mersin`den gelen haber Türkiye rekoruydu"
Vahap Seçer, seçildiği günden sonra işe öyle bir başladı ki hem dayanışma belediyeciliğini, sosyal belediyeciliği hem refah belediyeciliğini hem hizmet belediyeciliğini bir anda götürmeye başladı. Gitmediği köy, dokunmadığı insan, derdiyle dertlenmediği kimse olmadığı gibi; toplumun bütün kırılgan kesimlerine sahip çıkan bir anlayışla beş yıl boyunca durmadan koştu. Şüphesiz, tek başına değil; örgütümüzle, o gün sayıları üç olan belediyelerimizle, diğer başkanlarımızla beraber muazzam bir mücadele verdiler. Sonunda yeniden kantara çıkmak, yeniden Mersinlilere sormak vakti geldiğinde, diğer partiler Vahap Seçer`in karşısında kimi aday göstereceklerini değil, Vahap Seçer`in bu hizmetlerinin karşısında ne diyeceklerini şaşırmışlardı. Ve seçim akşamı hiç şaşırtmayan bir şey oldu. Aylar öncesinden Mersin kimi seçeceğine zaten karar vermişti. Ama seçim gecesi Mersin`den gelen haber rekordu, Türkiye rekoruydu.
"Belediyecilik anlamında bir kente ne yapılabilecekse Mersin`de var"
Belediyecilik anlamında bir kente ne yapılabilecekse Mersin`de var. Türkiye`de kim belediyecilikte ne yaptıysa Mersin`de var. Mersin`den örnek alınanlar var. Türkiye`de yapılıp da Mersin`de yapılmayan neredeyse hiçbir hizmet yok. Yaptığımız açılışların her birinde kreşler var. Anneler evde kalıp çocuk bakmak yerine; çocuk gelişsin, yetişsin, anne de sosyal hayata, iş hayatına katılsın diye. Her detayı düşünülmüş, bu altı projeyi bizden bura açacak olmak her birimiz için büyük bir mutluluk.
"Depremzedeler için olanakların kurulmasına bunları yapacak CHP`li bir büyükşehir belediyesi diye engel oldular”
6 Şubat`ta, bundan neredeyse iki yıl önce büyük bir deprem yaşandı. Fay hattı, önüne kattığı 10 şehri yerle bir etti. Mersin o şehirlere en yakın ilimizdi. Ama 450 bin depremzedeye Vahap Başkan ve Mersin`deki üç belediyemiz, hepimiz adına ev sahipliği yaptılar. Ve bu iktidar, bu ev sahipliği için Mersin`e bir kuruş ilave bir şey yollamadı. Depremden önce 1 milyon 950 bin olan nüfusu, o dönemde 2 buçuk milyon ölçüldü. 500 bin depremzedenin bulunduğu, hizmet aldığı kentte beklersiniz ki diğer hizmetler aksasın. Bu olsun diye ellerinden gelen her engellemeyi yaptılar. Meclis`te kanun teklifleri verdik, ‘Yeni nüfusa göre katkı sağlayın` dedik, kabul etmediler. Yurt dışından, çeşitli kuruluşlardan destek bulundu, imza atıp o paraların gelmesine dahi engel oldular. Depremzedeler için yeni tesislerin, yeni olanakların kurulmasına sırf bunları yapacak olan Vahap Seçer diye, CHP`li bir büyükşehir belediyesi diye engel oldular.
"Tayyip Erdoğan, hazımsızlığından Mersin`in önüne takoz olmaya devam ediyor”
Şimdi dahi Mersin`de 240 bin depremzede var. 240 bin depremzede Mersin`in deprem öncesi rakamlarına göre yollanan kaynaklarla bakılmaya çalışırken bir yandan da halen daha Recep Tayyip Erdoğan, hazımsızlığından bütün belediyelerimizle birlikte kendi deyimiyle ‘belediyelerimizi silkelemeye`, SGK`ya olan borçları faiziyle birlikte tahsil etmeye ve maalesef sadece ve sadece ‘Onları parasız, zor durumda bırakayım ki hizmet edemesinler` anlayışıyla Mersin`in önüne takoz olmaya, köstek olmaya devam ediyor. Biz buradan Tayyip Erdoğan`a şunu söylüyoruz: Geçmişte bunu yaptın. Ne oldu? 31 Mart akşamı Mersinliler kararını verdi. Senin engellemelerine değil; hizmete, gayrete, çalışkanlığa, alın terine, bir kenti sevmeye oy verdiler. Bundan sonraki seçimde de istediğin kadar bize engel olmaya çalış, Mersinliler de Türkiyeliler de artık neyin ne olduğunu ve bundan sonra kimin gideceğine, kimin geleceğine çoktan karar verdiler.
"Emekliye yüzde 15 zam verenler utanmadan sokağa çıkmaya, emeklinin yüzüne bakmaya kalkıyorlar”
Mersin, narenciye üretiminde en önemli kent. Biraz önce Mersin`in dört bir yanında narenciye üretenlerle görüştüm. Limonda yaşananlar utanç verici. Limonun fiyatı her geçen gün geriledi, bir liranın altına kadar geldi, dalında kaldı. Marketlerde limon 100 liraya çıktı ama dalındaki limona, Vahap Seçer dışında sahip çıkan kimse olmadı. Şimdi limonu dalında bırakanlar bir tarafta, dalında kalan limonu toplayıp hemşehrilerine sahip çıkanlar başka tarafta duruyorlar. Erdoğan, fahiş fiyat uygulamalarına bakıp kendi hatalarını görmek yerine, yüksek fiyatlara, ‘Bunları protesto edin. Bunlardan alışveriş yapmayın. Fahiş fiyatlara tepki gösterin` diyor. Oysa bugün TÜİK`e göre enflasyon yüzde 44`ken, gerçek enflasyon yüzde 80`ken, dar gelirlinin, güç durumda olanın enflasyonu yüzde 100`ü geçmişken, Mersin`de kiralar ikiye katlanmışken ve tüm giderler ikiye katlanmışken bugün asgari ücretliye yüzde 30, emekliye yüzde 15 zam verenler, en düşük emekli maaşını 14 bin 500 lira yapmaya ve utanmadan sokağa çıkmaya, emeklinin yüzüne bakmaya kalkıyorlar.
"Türkiye`deki emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum”
Buradan bütün Türkiye`ye sesleniyorum: Bakın, Tayyip Erdoğan diyor ki ‘Yüksek fiyatların sorumlularını boykot edin.` Ben bu çağrıyı duyuyorum, bu çağrıyı sahipleniyorum. İğneden ipliğe her şeye zam yapılırken asgari ücretliyi yüzde 30`a, emekliyi yüzde 15`e razı etmeye çalışıp çorbayı kaynattırmayanlara, evde yanacak doğal gazın faturasını ödenemez hale getirenlere, evin kiraysa maaş kirayı versen aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın çıkmazına emekliye, emekçiyi sürükleyenlere, tarımda çiftçiyi perişan edenlere, esnafı siftahsız kepenk kapatmaya mahkum edenlere karşı; evet, bundan sonra protesto haktır. 31 Mart seçimlerinde demiştik ki ‘Bugün, bu iktidarı uyarmanın, iyi belediye başkanları seçmenin, bu iktidara ‘Aklını başına al. Beni gör görmezsen bu iş kötü` demenin ve bir sarı kart göstermenin zamanı demiştim. O gün siz sarı kartı gösterdiniz ama Tayyip Bey anlamadı. Anladı mı, sizin sesinizi duydu mu? Peki bu verdiği maaşla, 14 bin 500 lirayla geçim olur mu? Bu asgari ücretle geçim olur mu? O zaman anladığı dilden konuşacağız. O zaman söylediğini ve hak ettiğini yapacağız. Mersin`den başlıyoruz ve bütün Türkiye`deki emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum.
"Bu iktidar gidene kadar kırmızı kartları ona göstermeye var mıyız"
Bu elimizdeki kartlar Türkiye`nin umududur. Emekliler, bundan sonra Türkiye`nin dört bir yanında cebinizde bir kırmızı kartı bulundurmaya, bu yüksek fiyatları gördükçe, bu düşük maaşları çektikçe, bu zammı, bu zulmü gördükçe bu iktidar gidene kadar bu kırmızı kartları ona göstermeye var mıyız? Türkiye, kırmızı kartı göstermeye hazır mıyız? Biz bu iktidarı değiştireceğiz o seçim sandığını getireceğiz. Ve bu iktidar gidecek; emeklinin, halkın, esnafın, çiftçinin ve yoksulun iktidarı gelecek. Biz geleceğiz, Mersin`i nasıl güldürdüysek, Türkiye`nin yüzünü öyle güldüreceğiz."
Özel`in bu sözleri üzerine vatandaşlar, "Tayyip istifa" sloganı attı. Özel, şöyle devam etti:
"Sen kendi atadıklarına, kendini alkışlatmakla meşgulsün. Ben senin aç bıraktıklarını, senden kurtarmakla meşgulüm”
Bu şartlar altında bizlerden sessiz kalmamızı, sizlerden bu şartlara boyun eğmenizi istiyor. Ben altın hesabını Türkiye`nin dört bir yanında yapıyorum. Tayyip Bey çıldırıyor, ‘Altın hesabını bırak` diyor. Burada ne meşhur onun hesabını yapalım. Mersin herkesin eskiden alıp yiyebildiği, şimdi artık onun da mümkün olamadığı, neyle meşhur? Tantuni diyorlar. Ey Tayyip Erdoğan ben Mersin`deyim. Ben meydandayım. Ben sokaktayım. Ben bugün Mersin çarşısındaydım. Sen yine salonlardasın. Sen kendi atadıklarına, kendini alkışlatmakla meşgulsün. Ben senin aç bıraktıklarına, yoksul bıraktıklarına, oyunu alıp sırtını döndüklerine, oyunu alıp yüzüne bakmadıklarına, senin yaptıklarını anlatmakla ve onları senden kurtarmakla meşgulüm.
"Tantuni hesabında da sınıfta kaldın Tayyip Erdoğan"
Bugün Mersin`de sordum tantuniciye, sokaktaki insana; ‘Geçen sene tantuni kaç liraydı` dedim. ‘110 lira` dediler. Erdoğan dinle, tantuni geçen sene 110 liraydı. Bu sene tantuni 240 lira oldu. Geçen sene tantuni 110 lirayken, asgari ücret 17 bin lirayken 155 tantuni alıyordu bir asgari ücret. Bu sene asgari ücret 22 bin 104, tantuni 240, 92 tantuni alıyor. Ayrıca eğer ki en düşük emekli maaşı alan birisi tantuniciye geçen sene gitse 90 tantuni alıyordu, bu sene 60 tantuni alıyor. Mersin`e geldik, tantuni hesabında da sınıfta kaldın Tayyip Erdoğan. 90 tantuni alan emekli maaşını 60`a indiriyorsun, alım gücünü ortadan kaldırıyorsun, para lazım olduğunda parayı vatandaşa değil, yandaşa buluyorsun.
"Bunun 40 kişiye verdiği para, memleketteki herkesin sorununu çözer”
Bütün Mersinlilere ve bütün vatandaşlarımıza söylüyorum: Para var, yok değil. Ama siyaset tercih belirleme işi, onun tercihi zenginden yana. Eğer bu iktidarı değiştirirseniz; yerine halkı, emekliyi, asgari ücretliyi, çiftçiyi koruyacak bir iktidar getirirseniz; 250 milyar lira verir, asgari ücret 30 bin olur. 100 milyar verir, her emekliye asgari ücret vermiş olur. 400 milyar verir, bütün çiftçilerin cebinden çalınan para, onu da koyar toplamı yine de 700 milyar lira yapar. Bunun 40 kişiye verdiği para, bu memleketteki herkesin sorununu çözer. Bugün 30-35 bin lira asgari ücret olsa, 30-35 en düşük emekli maaşı olsa, çiftçiye verilen destekleme kanunda yazdığı gibi yüzde 1 olsa ve herkesin yüzü gülse bugün bu para AK Parti`nin yaptığı bu bütçede yerinde duruyor. Vazgeçilen kurumlar vergisi toplamı 701 milyar lira. O yüzden ‘Para yok. Kriz var` diyenlere inanmayın.
"Kırmızı kartı çakın alınlarına, getirin sandığı. Bıktık artık sizden. Gidiyorsunuz, halkın iktidarı geliyor"
Bundan sonra gittiğimiz her yerde diyeceğiz ki ‘Mersin`de böyle başlamıştık.` Bir kez daha size soruyorum, bu iktidarın yaptıklarından memnun musunuz? Verdiği zamdan memnun musunuz? Bu ülkede Erdoğan`ın emekliye yaptığından memnun musunuz? Asgari ücretliye yaptıklarından memnun musunuz? Mersinli çiftçiye yaptıklarından memnun musunuz? Geçim var mı? Geçim yoksa, seçim var. Seçimi getirene kadar Erdoğan`a kırmızı kartı gösteriyoruz. Onu gördüğünüz yerde ona kırmızı kartı gösterin. Bu kırmızı kart, ay yıldızlı al bayraktan renklerini alan, millet ittifakının bayrağıdır, sembolüdür. Bundan sonra Türkiye İttifakı kırmızı kartı çekecek, halkın iktidarını kuracaktır. Buradan bütün sosyal demokratlara, bütün milliyetçi demokratlara, bütün muhafazakar demokratlara, bütün Kürt demokratlara selam olsun. Kırmızı kartı çakın alınlarına, getirin sandığı. Bıktık artık sizden. Gidiyorsunuz, halkın iktidarı geliyor. Kırmızı kartı elinizden, cebinizden eksik etmeyin. Canı sıkılan, yolda bunalan, daralan.. Kartı çıkarın. Karşınızda biri daha olacak. Bu kartı cebinizden, gönlünüzden eksik etmeyin. Bu kart, Türkiye İttifakı`nın bayrağıdır, bu kart halkın iktidarının müjdeleyicidir."