(ANKARA) - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi`nin 7`nci Olağan Kongresi`nde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın dün Diyarbakır`da yaptığı açıklamaları eleştirerek, “Diyorki mesele Kürtlerle ilgili değil. Peki mesele Kürtlerle ilgili değilse ne ile ilgili? Cezaevi Kürtlerle dolu, mesele Kürtlerle ilgili değilse üç dönemdir Mardin`de üç dönemdir kendi iradesini seçen halka neden kayyum atıyorsunuz? Mesele tam da Kürtlerle ilgili” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi`nin 7`nci Olağan Kongresi`ne katıldı. Bakırhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın dün Diyarbakır`da yaptığı açıklamaları eleştirdi. Erdoğan`ın “Eskiden Suriye`de Kürtlerin kimliği pasaportu yoktu. Şimdi Kürtlerin kimliği ve pasaportu olacak” sözlerine değinen Bakırhan, şunları söyledi:
“Kürtler kimlik ve pasaporta SMO`nun Kürtlere yapmış olduğu saldırılarla mı sahip olacak? SMO kime saldırıyor, neye saldırıyor? Eğer Kürtlere bir iyilik düşünüyorsanız SMO`nun saldırılarını durdurun. Tişrin Barajı`nda ne işiniz var Allah aşkına? Erdoğan`ı biraz da Kürtlerin oradaki statüsünü tanımaya, saygı göstermeye davet ediyoruz.
HTŞ`yle görüşüyorsunuz, HTŞ hala birçok ülkenin terör örgütü listesindedir. SDG de sadece Türkiye`nin listesindedir. SDG`yle neden görüşmüyorsunuz? Kürtlerle neden görüşmüyorsunuz? Bir sorununuz varsa bunu topla, tüfekle, SİHA`yla, İHA`yla niye halletmeye çalışıyorsunuz? Kuzeydoğu Suriye`deki Kürtlerin ne istediğini bilmek Türkiye`deki halkın da hakkı değil midir? Onun için iktidarı Kuzeydoğu Suriye yönetimiyle görüşmeye, diyalog kurmaya, müzakere etmeye, oradan ne istediklerini yerinde incelemeye davet ediyorum.”
“DEM Parti olarak fikirlerimizi açıkladık, Bahçeli konuşuyor, peki sayın Erdoğan ne diyor?”
DEM Parti İmralı Heyeti`nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan`la görüşmesini hatırlatan Bakırhan, “Sayın Öcalan çok önemli mesaj verdi. Türkiye`deki medya kuruluşlarına ve paralı analistlere bakmayın. Başka bir şey oluyor, onlar başka bir şey anlatıyor. Emin olun sayın Öcalan 94`te ne dediyse hâlâ aynı yerde duruyor. ‘Demokratik bir cumhuriyet, Kürtlerin Türkiye`de eşit haklara sahip oldukları demokratik bir anayasa, birlikte yaşam` diyor. Biz DEM Parti olarak fikirlerimizi açıkladık. Bahçeli konuşuyor, peki sayın Erdoğan ne diyor” diye sordu.
“Erdoğan`ın milletvekillerini mi götürüp adayı göstereceğiz?”
Bakırhan, kendilerinin tüm kurumlarıyla net bir irade koyduğunu belirterek iktidara şu çağrıda bulundu:
“Siz ne diyorsunuz? Buyurun, Türkiye kamuoyuyla da lütfen paylaşın. Çatışma ve şiddet yerine demokratik bir zeminden yana mısınız? Gerçekten Türkiye`nin demokratikleşmesini istiyor musunuz? Yüzyıldır bastırmaya çalıştığınız, yok saydığınız Kürtlerin temel haklarını tanımaya var mısınız? Buyurun cevaplarını verin de birlikte görelim.
Biz her gün barıştan ve demokrasiden yana olduğumuzu söylüyoruz, beyefendiler hala tutuklamalar, operasyonlar, kayyum atamaya devam ediyorlar. En son Akdeniz Belediye Eş Başkanlarımız gözaltına alındı. Kaç gündür gözaltındadır. Sağda solda büyük yalanlar söyleyerek ‘onlarda davası olanları aday göstermeseydiler` diyorlardı. Hoşyer Başkan hakkında ne bir soruşturma ne bir dava vardı. Ne kadar yalancı olduklarını gördünüz mü? Uzaydan mı insan getireceğiz? Erdoğan`ın milletvekillerini mi götürüp adayı göstereceğiz? AKP`ye kayıt yaptıranları mı götürüp Akdeniz`de adayı gösterelim? Biz göstersek Akdeniz`deki Kürtler, Araplar, Aleviler, emekçiler, yoksullar oy verecek mi? Büyük bir aldatmaca, büyük bir kandırmaca en son Akdeniz`de kendisini ortaya koydu. Diyor ki, ‘mesele Kürtlerle ilgili değil.` Peki mesele Kürtlerle ilgili değilse ne ile ilgili? Cezaevi Kürtlerle dolu, mesele Kürtlerle ilgili değilse üç dönemdir Mardin`de kendi iradesini seçen halka neden kayyum atıyorsunuz? Mesele tam da Kürtlerle ilgili.”
“Barış diyenin eline sopayla vuruyor, içeri atıyor”
İmralı Heyeti`nin Abdullah Öcalan`nın ağzından çıkanları bizzat ilgili partilere aktardığını söyleyen Bakırhan, “Muhalefet de bu konuda çok iyi bir sınav ortaya koyuyor. Oy avcılarını saymıyorum zaten çok da kıymeti harbiyeleri yok. Kılıç gösteriyorlar sanki millet onun kılıcına kafasını uzatacak. Irkçıya bak, faşiste bak. Bu nasıl bir ülkedir? Biz demokrasi diyoruz, davalar açılıyor. Kılıçla 25 milyonluk halkı katletme çağrısı yapan bir insan da elini kolunu sallayarak konuşuyor, dolaşıyor. İşte böyle ikili bir hukuk var. Barış diyenin eline sopayla vuruyor, içeri atıyor. Kılıcı çıkarırız diyen bir faşistin bu soykırımcı, bu ırkçı yaklaşımı da izleniyor” diye konuştu.
“Türkiye, ısrarla Orta Doğu`nun en güvenli bölgesindeki Kürtlerin statüsünü tanımıyor”
Türkiye`nin temel gündemlerinden birisinin de Suriye ve Orta Doğu`daki savaş olduğunu söyleyen Bakırhan, “Kimliksiz Kürtler, Suriye`de yüz yıldır yok sayılan Kürtler adım adım haklarına doğru gidiyor. Türkiye`nin iktidarı, Türkiye`nin yönetimi ısrarla Rojava`da Kürtlerin kendi emeğiyle, alın teriyle yaratmış oldukları ve dünyaya örnek olan dünyanın en adil, en eşitlikçi Orta Doğu`nun en güvenli bölgesindeki bu statüyü tanımamak için elinden gelen her şeyi yapıyor” diye konuştu.
“Kürtler güvenlik sorunu değildir”
Suriye`ye demokrasinin çatışmayla gelemeyeceğini vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti:
“Suriye 100 yıldır zaten ciddi bir baskı ortamında yaşadı. Şimdi yeni bir rejim inşa edilecekse Kürtsüz bir Suriye rejimi düşünebilir mi? Buradan Türkiye`deki iktidara sesleniyorum. Bırakın Suriye`nin geleceğine Suriye`deki halklar karar versin. Ne işiniz var? Asıl dışarıdan Suriye`ye giden en büyük güç sizsiniz. Allah aşkına orada güvenlik sorunu varsa burası nedir? Cezaevleri doldurulmuş. Ağzını açan hakkında dava açılıyor. Yargı adresi gösteriliyor. İnsanlar söz kuramıyor. Ne zaman, neyin gerekçe edilerek gözaltına alınacağını insanların bilmediği bir ülkede aslında güvenlik sorunu var. Vallahi asıl güvenlik meselesi sizin kafanızdaki bu Kürdü yok sayan algıdır, zihniyettir.”
“Türkiye`nin Suriye`de ne işi var” diye soran Bakırhan, “SMO kimdir? SMO orada ne iş yapıyor? Kürtler sizin hasmınız değil, hısmınız olabilir. Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Kürtler güvenlik sorunu değildir. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürdü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Ama maalesef hâlâ bu politikalara rağmen bu politikalarda ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız” diye konuştu.