(ANKARA) - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul`da CHP`li belediyelere yapılan "Kent Uzlaşısı" operasyonu kapsamında gözaltına alınan 10 kişinin tutuklanmasına ilişkin "Mesele bir temsil hakkının, serbest seçim hakkının, bir siyasi partinin, siyasi partilerin ittifakının ve siyasi faaliyetlerin cezalandırılmış olmasıdır. Bu da Adalet ve Kalkma Partisi`nin gerçek niyetini tam da bu dönemde ortaya koyuyor. Söylenecek söz yok. Bu faaliyet bir yargı faaliyeti değil. Ama elbet devran dönecek. Türkiye`ye, bu halklara bu kötülüğü yapanlar mutlaka ama mutlaka hesabını hukuk kuralları içerisinde verecekler" dedi.
İstanbul`da `kent uzlaşısı` gerekçesiyle çok sayıda belediyeye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan `terör` soruşturması kapsamında gözaltına alınan 10 kişi, çıkarıldıkları sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, tutuklamalara ilişkin İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. Tanrıkulu, “Bizim için sürpriz değil. Sonuçta operasyon yapılış biçimi, kamuoyuna yansıtılış biçimi, böyle bir sonucu önceden bizim öngörmemizi de sağlıyordu ve nitekim oldu” dedi.
"Bu tür soruşturmalarda hukuki bir değerlendirme yapmak mümkün değil. Çünkü hukukla işleyen bir süreç değil. Adalete ulaşmak için işleyen bir süreç değil" diyen Tanrıkulu, şöyle konuştu:
"Tamamen siyasi ve tamamen Adalet ve Kalkma Partisi`nin siyasi gündemine doğru yargıyla beraber yürüttükleri süreçler var. 31 Mart 2024 seçimleri açık, şeffaf bir biçimde İstanbul`da ve diğer yerlerde yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi ve DEM Parti gizli olmayan, çok açık bir biçimde bazı yerlerde ittifak yaptılar yerel seçimlerde ve sonuçta başarı da elde ettiler. Hazmedilmeyen o başarıdır değerli arkadaşlar.
"Olmayan bir karar gerekçe gösterilmiş"
Bakın o başarı bugün savcının tutuklama sevk yazısına nasıl yansıdı? Öncesi ve sonrası hiç önemli değil. Öncelikle o sevk yazısında HDK yani Halkların Demokratik Kongresi, 2011 yılında kurulan ve onunla ilgili bütün bilgilerin internet ortamında legal olduğu, açık olduğu hangi amaçla kurulduğu nasıl faaliyet yürütüldüğü açık kaynaklarda çok açık belli olan, genel merkezi, il örgütleri kamunun denetimine açık olan bir toplumsal örgütlenme sonuçta suç örgütü olarak gösterilmiş ve bununla ilgili olarak da bir Yargıtay kararı konmuş. O Yargıtay kararı elimizde. Deniyor ki, sevk yazısında, HDK bir suç örgütüdür deniliyor, örgütle bağlantılıdır deniliyor. Dayanılan karar 2019 tarihli bir Yargıtay kararı. O Yargıtay kararında bir tek kelime HDK`yle ilgili bir cümle yok. Bir tek cümle. Yani Yargıtay`ın bir değerlendirmesi yok HDK`yle ilgili verilmiş bir karar yok. Olmayan bir kararı gerekçe göstermiş.
"Söylenecek söz yok"
İkinci olarak değerli arkadaşlar bakın dikkatle dinleyin. Bu operasyonun niçin yapıldığının şifreleri şu paragrafta gizli. Yine söylüyorum öncesi ve sonrası önemli değil. Ama savcılık siyasal iktidarın Adalet ve Kalkınma Partisi`nin bu operasyona nasıl baktığını şu cümlelerle yansıtmış: `Yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da kent uzlaşısı denildiği kent uzlaşısı formülüyle batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin belediyeleri kazanmasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı`..Değerli arkadaşlar, operasyonun niçin yapıldığı bakın bunda açık açık yazılmış deniyor ki; Türkiye`nin batı ilerinde Kürtler herhangi bir biçimde karar alma organlarında olmayacaklar. Belediye meclislerinde olmayacaklar. Dolayısıyla bu başlı başına bir suçtur. Seçilen belediye meclis üyelerinin, belediye başkan yardımcılarının tek tek suç işlemesine gerek yoktur. Bu siyasi faaliyetin kendisi, bu temsil faaliyetinin kendisi suçtur deniyor. Açık açık yazıyor bakın sevk yazısında. Mesele budur. Mesele bir temsil hakkının, serbest seçim hakkının, bir siyasi partinin, siyasi partilerin ittifakının ve siyasi faaliyetlerin cezalandırılmış olmasıdır. Bu da Adalet ve Kalkma Partisi`nin gerçek niyetini tam da bu dönemde ortaya koyuyor. Tam da bu dönemde. Söylenecek söz yok. Bu faaliyet bir yargı faaliyeti değil. Ama elbet devran dönecek. Hukuk kuralları içerisinde de bu kötülüğü yapanlar, Türkiye`ye bu kötü yapanlar, bu halklara bu kötülüğü yapanlar mutlaka ama mutlaka hesabını hukuk kuralları içerisinde vereceklerdir diyorum."