Haber: Erva GÜN - Kamera: Recep Tunahan GÜLER

CHP`nin ekonomi konusunda yol haritasını anlatmak üzere başlattığı ekonomi turu, Kastamonu ziyaretiyle devam ediyor. CHP heyeti, bugün ilk olarak Kastamonu Belediyesi`ni ziyaret etti. Ziyarete CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Denizli Milletvekili Şeref Arpacı ve Kocaeli Milletvekili Nail Çiler katıldı. CHP heyetini, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı karşıladı. Heyet, belediye ziyaretinin ardından CHP Kastamonu İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısına katıldı.

İl Başkanlığında açıklamalarda bulunan Karatepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ı çağrıda bulunarak Vergi Cenneti ülkelerin listesinin yayınlanmasını talep etti. Karatepe, şöyle konuştu:

"Sorunlar Türkiye`nin her yerinde ortaklaşıyor"

"Bugüne kadar 22 il gezdik. Bu faaliyetler kapsamında hem Cumhuriyet Halk Partisi`nin iktidar programını hazırlıyoruz hem de yerelde kalkınma için hayata geçireceğimiz politikaların nüvesini oluşturmak için bu ziyaretlerden yararlanıyoruz. Aslında sorunların Türkiye`nin her yerinde ortaklaştığını görüyoruz.

Geçtiğimiz hafta sonundan beri Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sık açıklamalarda bulunuyor. Önce AK Parti Kongresi`nde konuştu sonra kabine toplantısında açıklamalarda bulundu ve Türkiye ekonomisine ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun düşüşü ile vatandaşın gücünün artacağını söylüyor. Alım gücü fiyatların düşüşüyle değil gelirlerin artışıyla da alakalıdır. Gelirler artsa bile siz hala hayatı pahalı bulacaksınız. Yapılması gereken şey enflasyonun düşürülmesidir. Enflasyonun düşürülmesi ile birlikte vatandaşın gelirini artıracak politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Emekli aylığını artırılması, asgari ücretin artırılması gibi çalışmaların yapılması gerekiyor. Açıklanan resmi rakamlara baktığımızda bunun aslında öyle olmadığını görüyoruz. Örneğin bugün Türkiye`de 15 milyonun üzerinde emekli, dul ve yetim aylığı dahil olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu`ndan gelir elde ettiğini biliyoruz. 13 milyon emeklinin aldığı maaş asgari ücretin altında. 3 milyon 200 bin emeklimiz ise aldıkları maaş en düşük emekli aylığı olarak adlandıran 14 bin 469 lira aldığını biliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan devamında bunların gelip geçeceği şeyler olduğunu söylüyor. Yıllarca insanlar hayat pahalılığıyla mücadele etmek zorunda kalıyor.  Bu gerçekliğin farkında olan Erdoğan vatandaşını şikayet etmesini önüne geçebilmek için bunun bir imtihan durumu olduğundan bahsediyor. Fakat nasıl oluyorsa bu imtihana tabii tutulanlar emekli emekçi asgari ücretle çalışanlar oluyor. 

``Sayın Cumhurbaşkanı kanunun size emrettiği vergi cennetleri bu gece Resmi Gazete`de yayınlayın``

Bunun çözülmesi mümkün mü tabii ki mümkün. Genellikle kamu kaynaklarının yeterli olmadığından bahsediliyor ama biz bilirdik kamu kaynaklarıyla hiçbir sorun yok. Cumhurbaşkanı vergide adalet sistemini sağlanacağını ifade etti. Biz bunu duyduğumuzda memnun olduk. Son yirmi üç yılda iktidarda olan bir anlayışın hala vergide adaleti bundan sonraki dönemde hayata geçireceklerine dair açıklamalarının ne toplumsal karşılığı var ne de siyaseten kabul edilebilir bir şey değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan`a bir çağrıda bulunayım. Herhangi bir vergi düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmayan ama vergi gelirlerimizin artmasına doğrudan katkı sağlayacak bir işi Cumhurbaşkanı Erdoğan bu gece Resmi Gazete`de yayınlayacağı bir kararla hayata geçirebilir. 2006 yılında Türkiye`de bir kanunla vergi cennetlerine giden para üzerinden yüzde 30 para alınacağı kanuna bağlamış durumdadır. Fakat bu paranın alınabilmesi için hangi ülkelerin Vergi Cenneti olduğu listesinin yayınlanması gerekmektedir. Kanun çıktığında Bakanlar Kurulu tarafından deniliyordu yani 2006 yılında içinde bulunduğumuz durumdan 19 yıl önce yapılan bir düzenlemeden bahsediyoruz. Şimdi Bakanlar Kurulu olmadığı için cumhurbaşkanlığı yetkisinde olan bir durumda. Sayın Cumhurbaşkanı kanunun size emrettiği vergi cennetleri bu gece Resmi Gazete`de yayınlayın. Dolayısıyla çok kazanandan çok vergi almanın bir an önce hayata geçirilmesinin ilk örneğini bu gece yayınlayacağınız kararname ile kamuoyuna da göstermiş olursunuz. Ama bunu yapmayacağımızı biliyoruz. 19 yıldır yapmadığınız şeyi bu gece yapmanızı beklemiyoruz. Ama madem siz vergide adalet sağlamakta bahsediyorsunuz işte size bir fırsat. Kanun orada, yetkiniz var. Bu ülkelerin listesini bu gece Resmi Gazete`de yayınlayın ve buraları olan para hareketinden de vergi almaya başlayalım.

Bunu yapmak yerine iktidarın neyi vergilendirmediğini çok net biçimde biliyoruz. En son açıklanan bütçe verilerine baktığımızda net şekilde görüyoruz ki iktidar hâlâ dolaylı vergiler üzerinden vatandaşa vergi salmaya devam etmektedir. KDV oranının yüksek olması, ÖTV oranlarından maktu vergilere baktığımız zamana bunu net bir biçimde görüyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak dolaylı vergilerinin toplam vergi gelirleri içerisindeki payının OECD ortalaması olan yüzde 35`e çekeceğimizi vaat ettiğimiz zamanlarda dolaylı vergilerin toplam geliri için içerisindeki payı yüzde 65 civarındaydı. Biz iktidara geldiğimizde vergide adalete hızlıca hayata geçirecek kararları, yasal düzenlemeleri, mevzuat değişikliklerini yapacağız.

"Merkez Bankası rezervlerimizi 10 milyon dolar azaldığını kısa sürede tanıklık ettik"

Merkez Bankası rezervleri çok atıfta bulundu. Rezervler ne kadar hızlı yükseliyor diyor. Biz çok mutlu oluruz Merkez Bankası döviz rezervlerinin artmasına. Ama Merkez Bankası rezervleri artış hızından daha fazla bu rezervlerin erime ihtimali olduğu gerçeğini geçen haftadan beri yaşanan gelişmelerden görüyoruz. TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalardan sonra iktidarın TÜSİAD`a veya iş dünyasına yönelik hamleleri, önce ifadeye çağırılmaları, daha sonra serbest bırakmaları, yurt dışı yasağı getirilmesi gibi olayların hemen ardından Merkez Bankası rezervlerimizin 10 milyar dolar gibi hızlı biçimde azaldığına da kısa sürede tanıklık ettik. Dolayısıyla rezervimiz çok diye övünebilirsiniz ama bunun çok daha hızlı bir biçimde erime ihtimalinin varlığını da asla göz ardı etmememiz gerekiyor. Politika uygulayıcıların, karar vericilerin hayata geçirdikleri eylemlerde bu açıdan dikkatli olmalarına da yarar vardır.``