CHP lideri Kılıçdaroğlu:Teklik Allah’a mahsustur, kula mahsus değildir..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşları 16 Nisan’da demokrasiden yana oy kullanma çağrısında bulunarak, "Tek adam rejiminden yana kullanmayın. Teklik Allah’a mahsustur, kula mahsus değildir" dedi.
Tarih :
6 Nisan 2017 Perşembe 23:41
Okunma :
1289
Kahramanmaraş Havalimanı'nda CHP İl Başkanı Esat Şengül ve partililer tarafından karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu Aralık 2016'da İstanbul Beşiktaş'ta teröristlerce yapılan bombalı saldırıda şehit olan İETT şoförü Ahmet Dokuyucu'nun Elmalı Mahallesi'ndeki baba evini ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen ziyarette aileye başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, evden kendisi de Kıbrıs gazisi olan şehidin babası Habip Dokuyucu ile birlikte ayrıldı. Kılıçdaroğlu daha sonra mahalle halkı tarafından hazırlanan sabah kahvaltısına katıldı. İlk olarak kahvaltı için börek pişiren kadınların yanına giderek teşekkür eden Kılıçdaroğlu daha sonra mahalle sakinleri ile birlikte kahvaltı yaptı. Kendisine ikram edilen börek, yumurta, peynir, domates ile salatalıktan yiyip ayran ve çay içen Kılıçdaroğlu daha sonra Melisa-Emrullah çiftinin nişan yüzüklerini taktı.
'DEMOKRASİDEN YANA OY KULLANIN'
Kılıçdaroğlu kahvaltının ardından otobüsün üstüne çıkarak mahalle halkına hitap etti vatandaşların 16 Nisan'da sandığa gitmelerini istedi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Size güveniyor, size inanıyoruz. Sandığa gideceksiniz 16 Nisan'da oylarınızı kullanacaksınız. Demokrasiden yana kullanın, tek adam rejiminden yana kullanmayın. Teklik Allah'a mahsustur, kula mahsus değildir. Bunu da kimse unutmasın."
Konuşmanın ardından mahalleden ayrılan Kemal Kılıçdaroğlu'nu taşıyan otobüs yol üzerinde kendisini bekleyen vatandaşlar tarafından durduruldu. Otobüsten inen Kılıçdaroğlu, mahalle kıraathanesine geçerek vatandaşlarla sohbet edip çay içti. Kılıçdaroğlu daha bir otelde katıldığı toplantıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
'YENİ SİSTEMDE EN TEPEDE ÇİFT BAŞLILIK OLUYOR'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarlarla bir otelde bir araya geldi. Salondakilere Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi'ne karşı itirazlarını anlatan Kılıçdaroğlu, yeni Anayasa ile yapılabileceklerin parlamenter sistemle de yapılabileceğini söyledi. Türkiye'deki sorunlara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Sanayici önünü göremiyor, yatırım yapmak istemiyor. 'Yatırım yapsam, biri gelip el koysa ne olur?' diyor. Sanayicinin yatırım yapması için iyi bir iklim oluşturdunuzda birisi gelip size engel mi oldu, parlamenter sistem size engel mi oldu? Eğitim sistemi felaket. Hiç bir anne ve baba eğitim sisteminden memnun değil. Siz eğitim sistemini düzelttiniz de birisi gelip size engel mi oldu? Bütün komşularımızla düşmanız. Bunun sebebi parlamenter sistemi mi? Yani siz memlekete huzur getirdiniz de bütün vatandaşlar size engel mi oldu? Hangi gerekçeyle rejimi değiştirmek istiyorlar? 'Efenim dolar yükseldi.' Siz dolardaki hızlı yükselişi önlediniz de birisi gelip size engel mi oldu? Engel olan kimse söyleyin hep beraber üzerine yürüyelim. Avrupa Birliği uyum yasaları tamamı mecliste oy birliğiyle çıktı. Milletin seçtiği milletvekillerinin yetkilerini neden kısıtlıyoruz? Bana bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın. 'Efendin çift başlık var, bunu önlemek için rejimi değiştiriyoruz. Binali Yıldırım ile Erdoğan arasında kavga mı var? Hatta bazen espri de yapıyorum; Binali bey 80 metre öteden Erdoğan'ı görse 8 düğmesini, 8 saniye de ilikler. Hani iki Başbakan olur da dersiniz çift başlılık var. Ama bu yeni sistemde en tepede çift başlılık oluyor. Neden? Hem Cumhurbaşkanı, hem parti genel başkanı. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun?"
'ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR'
Cumhurbaşkanlığı makamının herkesin ortak paydası olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Gelmiş, geçmiş bütün Cumhurbaşkanlarına hep saygı duyuyoruz. Neden? Bayrağımızı, vatanımızı temsil ediyor diye. Sayın Abdullah Gül seçilmeden önce karşıydık ama seçildikten sonra saygı duyduk. Ve tarafsız da oldu. Hala görüşüyoruz, arada ziyaret ederim. Neden; 80 milyonu temsil ediyor. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun diyorsanız; bayrağımızı temsil ediyor, 80 milyonu temsil ediyor dolayısıyla tarafsız olsun diyorsanız 16 Nisan'da gideceksiniz ve 'hayır' oyuna basacaksınız. Bu kadar basit. Bunun partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Dolayısıyla meseleyi bir parti, şahıs meselesi gibi düşünmememiz lazım. Efendim diyorlar ki 'Bu rejimi getiriyoruz; daha hızlı karar alacağız.' Bizim biz sözümüz var; acele işe şeytan karışır. Niye söyleniyor bu söz? Yüce Rabbimizin bize verdiği en değerli hazine akıldır. Yüce Rabbimizin bize sorusu; aklınızı kullanmıyor musunuz? O yüzden aklını kullan; acele etme. Acele işe şeytan karışır."
'TEK ADAM HATA YAPARSA, FATURASINI 80 MİLYON ÖDER'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sakıncalarını anlatan Kılıçdaroğlu, yeni sistemin dünyada Suriye, Irak, Libya ve Romanya ile benzer olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yeni gelecek tek adam rejiminde bir sabah kalkıp muhtarlığın kalktığını göreceksiniz. Bu mu doğrudur? Meclise gelip tartışıp karar alınması mı? Bir kişiye 80 milyon teslim edilemez. Ha bir başkan olur, çok iyi bir insan olur. Ama onun görev süresi dolar bir başkası gelir Türkiye'yi felakete sürükler. Biz bir kanun oylamıyoruz, Anayasayı değiştiriyoruz. İster sosyal demokrat, ister ülkücü, ister mütedeyyin olsun hepimizin oturup düşünmesi lazım. Biz, bayrağımızın altında güvenle oturmamız için, can ve mal güvenliğimizi garanti altına almamız lazım. Bu da Anayasa'dır, Anayasa önsözde der ki 'Tasada ve kıvançta beraber olan bir millet.' Yani hem üzüntülü, hem sevinçli günümüzde beraber olacağız. Bir deprem mi oldu, hep birlikte üzülüyoruz, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Milli takım şampiyon mu oldu, hep beraber seviniyoruz. Hepimizin düşünmesi lazım. Israrla söylüyorum; sandığa giderken 'Ya ben falan kişiyi seviyorum, o bunu söylediği için oyumu buna kullanacağım.' demeyin. Bu yeni gelen rejimin dünyada örneği var mı? Nerede var? Suriye'de, Irak'ta, Libya'da ve Romanya'da var. Ne oldu bunlar, hepsi gitti. Ama sadece tek adam gitmedi; binlerce, milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Çoluk çocuk demeden, vatanını terk eden binlerce kişi. Tek adam hata yaparsa, faturasını 80 milyon öder. Esad hata yaptı, faturasını Suriye halkı ödedi. Irak'ta Saddam hata yaptı, faturayı Irak halkı ödedi. Libya Kaddafi hata yaptı, faturayı halkı ödedi. Teklik Allah'a mahsustur. Biz ne deriz; akıl akıldan üstündür. Bunun özü nedir; istişare etmek, danışmaktır. Biz bir muhtar seçince, muhtar tek başına her şeye yetkili mi? Hayır. Oturup azalarıyla istişare eder. Apartman da bile yönetim kurulu var. Yeni tek adam rejiminde denetim bitmiştir. Yeni rejimde millet ile saray arasına duvar örüyorlar. Bana bir Allah'ın kulu çıkıp bunu niye yaptıklarını anlatsınlar? Tek adam rejiminde hükümet güvenoyu isteyemeyecek. Bunların hepsinin düşünülmesi lazım."
'DEVLET BİR KİŞİYE TESLİM EDİLEMEZ'
Referandumda 'evet' çıkması halinde 80 milyonun aklının bir kişiye teslim edileceğini savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tek adam rejiminde bir kişi yetkilidir ve o kişi OHAL ilan eder. Devlet bir kişiye teslim edilemez, 80 milyon 1 kişiye teslim edilemez. Ben bunları anlattığım zaman rahatsız ediyorlar. Beni takip ediyorlar. Ben ne zamlan konuşursam; o saate program koyuyorlar ki televizyonlar vermesin. Sabah, öğle, ikindi, akşam anlatıyorlar ve beni suçluyorlar. Diyorlar ki 'Kılıçdaroğlu doğruları konuşmuyor.' Ben de kendilerine çok büyük bir fırsat veriyorum. Topu topu 18 madde. Gelin kardeşim; bütün televizyonlar zaten sizin emrinizde. Gelin sizin istediğiniz televizyona çıkalım, anlatalım, vatandaş görsün kim doğru söylüyor. Japonya, Fransa, İtalya yapıyor mu? Yapıyor. Biz niye yapmıyoruz? Onlar da çok iyi biliyor ki Kemal Kılıçdaroğlu doğruyu konuşuyor. Mağdur olan biziz. Milletin bu zulme 'dur' demesi lazım. 'Sayın Cumhurbaşkanım forsun var, araban var, uçakların var. Sayın Başbakanım forsun var, araban var, uçakların var. Yahu bu Kılıçdaroğlu Allah için yola çıktı. Kılıçdaroğlu'nun neyi var?' demesi lazım. Zulme karşı çıkmak zorundayız. Zalime karşı çıkmayanın, dilsiz şeytan olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bir parti devleti kurmak istiyorlar. Cumhurbaşkanı, yardımcıları, Başbakan, bakanlar, valiler, herkes partili. Yahu böyle bir devlet mi olur? Yazıktır, günahtır bu devlete, memlekete. 'Evet' demenin vebali ağırdır. 'Evet' demenin hesabını kimse veremez; ne çocuklarımıza, ne de başkasına hesabını veremez. Biz ne istiyoruz; bu ülkede huzurla yaşamak istiyoruz. Benim gibi düşünmeyenin de düşüncesini söyleyebilmesi lazım. OHAL ilan ettiler ne oldu; 1 milyondan fazla aileyi mağdur ettiler. Bank Asya'nın önünden geçeni devlet memurluğundan attılar ama Bank Asya'ya izin verene bir şey demediler. Darbenin üstünü Allah izin verirse kapatılmasına izin vermeyeceğim. Ben mağdur istemiyorum; bu ülkede adalet istiyorum. Sadece benim için değil, 80 milyon için adalet istiyorum. Hem zulmedeceksin, hem Müslüman geçineceksin, ben bunu kabul etkiyorum. Kimsenin inancını siyasete alet etmedim. Kışlaya, okula anaokuluna, camiye siyaset soktular. Bu işin sağı- solu yok. Bu işin partilerle de alakası yok. Bakın hiç bir yerde parti bayrağımızı görmüyorsunuz. Niye? Partinin sorunu değil ki."
Kılıçdaroğlu, yeni sistemin sakıncalarını her yerde dilinin döndüğü kadar anlattığını, vatandaşlara da herkesin de bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade ederek, herkesin oy kullanması gerektiğini sözlerine ekledi.