|
|
|
Bu işin sağı solu yok Memleket için,Gelecek için,Çocuklarımız için Hayır
|
CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, basına gönderdiği yazılı açıklamasında " Bu İşin sağı solu yok, memleket için, gelecek için, çocuklarımız için, HAYIR diyoruz" dedi.
|
|
|
Tarih :
9 Şubat 2017 Perşembe 13:16
Okunma :
1803
|
CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, basına gönderdiği yazılı açıklamasında " Bu İşin sağı solu yok, memleket için, gelecek için, çocuklarımız için, HAYIR diyoruz" dedi. Özyiğit'in açıklaması şöyle;
"18 Maddelik Anayasa Rejim değişikliği ve Referandum TBMM’den 21 Ocak 2017 tarihinde 339 oy ile geçmişti. Cumhurbaşkanına 12 gün sonra gönderilen bu Anayasa değişikliği teklifi 6 gündür de Cumhurbaşkanı tarafından bekletilmektedir. O günden bu güne Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliği paketini onaylamadı. Neden ve ne için onaylamadığı bilinmemektedir. Anayasa gereği Cumhurbaşkanının onaylayıp referandum tarihinin belli olması gerekmektedir. Bekletilmesinde acaba Anayasa teklifinin TBMM tekrar gönderilerek bazı maddelerinin değiştirilmesi mi söz konusu? Yoksa referandum Türkiye’nin gündeminde kalkması ile ilgili taktiksel düşünceler mi söz konusudur?
Türkiye’nin rejimini, kaderini belirleyecek olan bu tarihi sürecin önemi hepimiz tarafından bilinmesine rağmen Sayın Cumhurbaşkanı onaylamayarak toplumun endişe ve kuşkularını artırmaktadır. Tarih belli olmamasına rağmen devletin ve kamunun her türlü imkânları kullanılarak “EVET” mitingleri devlet bütçesinden karşılanıyor, tarafsızlık ve fırsat eşitliği yok sayılıyor. Bunun örneğini 3 Şubat 2017 Cuma günü Şehir Hastanesi açılışında yaşadık. Çok geniş güvenlik tedbirleri alınarak kentte yaşam adeta durdu, hatta Adana Şakirpaşa Havaalanına inmesi gereken uçaklar Kayseri’ye yönlendirilerek Sayın Cumhurbaşkanı gidene kadar orada bekletildi. Yapılan mitingde Şehir hastanelerinin gizlenen ve anlatılmayan bir boyutu da yüksek maliyetidir. Kamu özel ortaklık modeli ile yapılan Şehir Hastanelerinde arsayı devlet verecek, binayı özel şirket yapacak. Devlet bina için şirkete 25 yıl boyunca kira ödeyecek. Bu arada hastanenin tüm kullanım alanlarını şirket işletecek. Şehir hastanesinin kent merkezine mesafesi yaklaşık 30 dakikadır. Acil olan bir durumda kişinin hayatını kaybetme riski oldukça yüksektir.
Değerli arkadaşlar,
Devlet ile şirket arasındaki sözleşme gereği yıllık doluluk oranının % 70 olması gerekmektedir. Şayet bu oran doldurulamazsa farkı devlet karşılayacaktır. Merkezde bulunan iki hastanenin kapatılmasının nedeni de bu dur. Hasta olsa da olmasa da şirket parasını tahsil edecektir.
Mitingde hamaset nutukları atarak şehir hastanelerini övenler, maliyetini de açıklamak zorundadırlar. 1m2 sinin 848, 1 yatağın ise 243 dolara mal olacağını söyleyen sağlık bakanlığına buradan soruyoruz, dolar kuru yükseldikçe şehir hastanelerinin maliyetleri ne kadar olacaktır. Bu günkü kur fiyatı oranı ile hesaplarsak 1m2 si 3.80 TL. Ye, 1 yatağın ise 924 TL. ye mal olacağını da görebiliriz. Şehir hastanesine gittiğimizde muayene için soyunurken, esasında nasıl soyulacağımızı da görmekteyiz.
Cumhurbaşkanı her yerin otogar olduğu, 2015 yılından beri otogarsız olan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanına övgüler dizerken, şehir Hastanesi arsasının tahsisinde katkısı bulunan Toroslar Belediye Başkanına teşekkür edilmemesi manidardır. Biz buradan Toroslar Belediye Başkanı Sn Hamit TUNA’ya katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Mersin de yaşanan sel felaketinin yaraları kapanmadan, Çiftçimizin, Köylümüzün Sıkıntılarına çözüm bulunmadan, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın halktan uzak adeta halkla arasına duvar örülen bu miting Mersin ve Türkiye için Hayırlı olmamıştır.
Değerli arkadaşlarım,
Gün geçmiyor ki hükümet anlamsız, hukuk dışı ve yasa tanımaz kararlar almamış olsun. Olağanüstü Hal ile ilgisi olmayan bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kendine yetki yaratıp uygulama içerisine girmesin. Şirketler, bankalar, ülkenin altın değerindeki turistik bölgeler, araziler Varlık Fonuna devredilmemiş olsun. TC. Ziraat Bankası AŞ, Türkiye Petrolleri (AO), PTT, Borsa İstanbul AŞ, Eti Maden İşletmeleri, Çay işletmeleri, THY, Halkbank.
Eskiden hazinenin malvarlığında olan kurumlar özelleştirme idaresi kanalıyla satılıyor ve geliri yine hazineye geliyordu. Şimdi ise KHK ile hazinenin malvarlığındaki kuruluşlar Varlık Fonuna devredildi. Bu kuruluşlar bütçe ve Sayıştay denetiminin dışına çıkarılmış oldular. Yani değerli arkadaşlar, bu kuruluşlar birileri tarafından çiftlik gibi kullanılacaktır. Tek adamlık örneğini bu olayda da yaşamaktayız. Meclisin dışında kanun yapma ve uygulama yetkisi ülkenin birliğini, bütünlüğünü, Cumhuriyetin kazanım ve değerlerini keyfi olarak ve istediği şekilde kullanmasını beraberinde getirmektedir. Çok güçlü bir ekonomik yapımız olmadığı gibi gelir fazlalığı da söz konusu değildir. Bankaların bağımsız yapısı siyasal etkilerden uzak, faydalı ve ülke ekonomisine katkı verecek şekilde olması gerekir.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye Varlık Fonu gelirleri sıralanmış olduğu halde giderlerinin hangi alana yöneleceği konusunda herhangi bir açıklama bulunmamaktadır ve bu durumda yapılacak gider denetiminin mümkün olmayacağı ortadadır.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin kamu Payı %50 den az olan ve bağımsız denetime tabi olan şirketlerin iştirakleri ve ortaklarının, kamu payı yönünden denetiminin Sayıştay tarafından değil, bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılmasına ilişkin hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası ile yaptığı iptal başvurusunu reddetti. Ne acıdır ki, Anayasa Mahkemesinin bu şirketlerin Sayıştay tarafından denetlenmesi gerektiğine ilişkin eski kararlarına da aykırı olan bu karar, 7 üyenin oyuna karşı 10 üyenin oyuyla alındı. Anayasa Mahkemesi, Anayasayı koruyacak niteliğini kaybetmiştir.
Değerli basın mensupları,
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Örgütü olarak alanlara iniyoruz.
Anayasa, rejim değişikliği ve referandum süreci yasal bir takvime bağlanmamış olsa bile biz Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı olarak, 13 ilçe örgütümüz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, gençlik ve kadın kollarımız, il, ilçe önseçim delegelerimiz, üyelerimiz ile ülkenin parlamenter demokratik sistemine bağlı Cumhuriyet’in ve demokrasinin değerlerine inanan gönüllü vatandaşlarımızla, geçmişte görev yapan tüm partili kadrolarımızla hazırlamış olduğumuz program doğrultusunda çalışmalarımıza başladık.
11 Şubat 2017 Cumartesi günü 16.00 - 18.00 saatleri arasında Yenişehir Belediyesi Nikah Salonunda CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekilimiz Sn Engin ALTAY “Anayasa Değişikliği ve Referandum” ile ilgili Bilgilendirme toplantısı yapılacaktır.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, biz vatanımızın geleceğini düşünüyoruz. İl ve ilçe başkanlarımız, toplumun kanaat önderleriyle iyi bir diyalog kurarak, bu anayasa değişikliğinin sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı değil, Erdoğan sonrasını da ilgilendirdiğinin bilincindeyiz. Bu nedenle, bunun halka çok iyi anlatacağız.
Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanına verilecek yetkilerin, Türk tarihi dâhil hiçbir yerde bulunmamaktadır, bu yetkilerin, toplumu felakete götüreceğini halka anlatmaya devam edeceğiz.
Başta üniversite öğrencileri olmak üzere sandığa gitmeyen seçmenlerin, oy kullanmaya yönlendirilmesini en üst boyutta organize ediyoruz. Bunun için örgütlerimiz ev ziyaretleri yaparak referandumda oy kullanmalarının önemini anlatacaklar.
Değerli arkadaşlar,
Mersin ilimizin son iki referandumda sandığa gitmeme oranı oldukça yüksektir. 2010 referandumda % 28, yani 314.000 kişi, 2014 referandumda ise %23, yani 274.000 kişi sandığa gitmemiştir. Bu tabloda bize gösteriyor ki sandığa gitmek ülke açısından çok önemlidir.
"Bu anayasa değişikliği Türkiye'de hangi sorunu çözecek? İşsizliği mi çözecek? Terörü mü bitirecek? Ekonomiyi mi düzeltecek? 15 yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi neyi istedi de yapamadı?" yaptıkları ortada değerli arkadaşlar. Camiye kışlaya, adliyeye, okula siyaseti sokan, devletin kadrolarına yandaşlarını yerleştiren, ekonomik krizi yaratan, Anayasayı ve hukuku yok sayan kendileri değil mi? FETÖ terör örgütünün ekonomik ve siyasi alanda güçlenmesini sağlayan kendileri değil miydi? Adeta devlet partisi olan AKP tüm uygulamalarını kendi ideolojisi ve inancı doğrultusunda yaşama geçirmedi mi? Toplumdaki ayrışmayı sağlayan kendileri değil miydi?
Değerli Basın Mensupları,
Cumhuriyetimizi kanımızla, canımızla, yokluk yoksuzluk içerisinde Anadolu topraklarında yaşayan bizler inancımız, görüşümüz, mevki ve makamımız ne olursa olsun, Kuvai Milliye ruhuyla Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde omuz omuza mücadele ederek kurduk.
Gün birlik bütünlük içerisinde, siyasal kimliğimizin, dünya görüşümüzün çok ötesinde vatan ve memleket meselesi olarak mücadele etme günüdür.
Hepimizin “Cumhuriyete, Demokrasiye, laik sosyal hukuk devletine, Atatürk’e ve bu ülke için şehit olan kahramanlarımıza” karşı borcu ve sorumluluğu var.
Cumhuriyet Halk Partisi, hiçbir zaman terör örgütü ile iç içe, yan yana olmamış, Türk Halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yanında yer almıştır.
Tek adamlığa HAYIR… Rejim değişikliğine HAYIR… Ülkenin bölünmesine HAYIR…
Yaşasın Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti."
|
|
|
|