Geçtiğimiz Pazar günü yapılan CHP İl Kongresi’nin ardından İl Başkanlığına tekrardan seçilen Adil Aktay, dün öğle saatlerinde mazbatasını aldı. Mazbata töreninin ardından Adliye binası önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Aktay,
Türkiye’nin çok kritik bir döneminde Cumhuriyet Halk Partisi’nin il kongrelerini başarıyla tamamlıyoruz.
Kongrelerimiz, Adalet Yürüyüşüyle başlayıp 31 Mart ve 23 Haziran’la devam eden bir sürece örgütümüzün verdiği güçlü desteğin ifadesidir. Bu süreci daha da ilerilere taşıma, halkın iktidarını kurma yolunda mücadele azminin bir kanıtıdır.
Bu iradeyi ortaya koyan tüm Cumhuriyet Halk Partililere çok teşekkür ediyorum.
Mersin, Cumhuriyet Halk Partisi için de, Türkiye için de çok önemli bir şehirdir.
Bu şehirde cumhuriyet, demokrasi, laiklik ve adalet gibi temel değerler etrafında en geniş uzlaşmayı sağlamaya dayalı bir yaklaşımla çalışmaya… Hoşgörülü, güleryüzlü ve üretken bir siyaset geliştirmeye… Tarihiyle, kültürüyle, doğasıyla, deniziyle, tarım alanlarıyla Mersin’in tüm değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Eksiklerimizi görerek, uyarı ve eleştirilerden ders çıkararak, her zamankinden daha fazla çalışmaya devam edeceğiz. Buna mecburuz, çünkü Türkiye artık acil olarak demokrasi, özgürlük, adalet, ekonomik refah istiyor ve bunu başarmanın yolunun Cumhuriyet Halk Partisi etrafında bütünleşmekten geçtiğini görüyor. Halkın bu beklentisini boşa çıkarmamak mecburiyetindeyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle yeniden üstlendiğim İl Başkanlığı benim için çok onurlu bir görev, çok önemli bir sorumluluktur. Bu görevlendirme dolayısıyla tüm Cumhuriyet Halk Partililere, üyelerimize, delegelerimize şahsım, yönetim ve disiplin kurullarımız adına çok teşekkür ediyorum.
Yolumuz açık, Mersin’in ve Türkiye’nin geleceği aydınlık olsun.
İzin verirseniz, birkaç cümleyle de il kongresinde ortaya çıkan nahoş görüntü hakkında gerçekleri paylaşmak isterim.
Öncelikle şurası çok iyi bilinmelidir ki, Mersin İl Kongremiz tamamen hukuka ve tüzüğümüze uygun şekilde yönetilmiştir. Bu nedenle, kongremizin Divan Başkanlığını yürüten partimizin T.B.M.M. Grup Başkanvekili Sayın Engin Özkoç’a sergilediği hukuka uygun ve sağduyulu yönetim dolayısıyla çok teşekkür ediyorum. Sayın Engin Özkoç’un taraflı ve keyfi davrandığı şeklindeki yorumlar gerçekten ve iyi niyetten uzak değerlendirmelerdir.
Parti tüzüğümüze göre, İl Başkanlığına aday olabilmek için kongre delege tam sayısının en az yüzde 10’unun yazılı önerisini almak şarttır. Buna göre, Mersin İl Başkanlığına aday olabilmek için gerekli imza sayısı 64’tür. Her ne kadar aday adayı arkadaşımız 94 imzalı bir dilekçe sunmuş olsa da Divan’ın yaptığı inceleme sonucunda, delege olmayanlar, mükerrer imzalar ve imzalarını geri çekmiş olanlar dikkate alındığında geçerli imza sayısının 48 olduğu görülmüştür. Bu durum karşısında tüzüğümüzün aradığı yüzde 10 imza şartı tamamlanamadığı için, Divan, aday adayı Alptekin Eser arkadaşımızın aday olamayacağına karar vermiştir.
Ben şahsen, ikinci bir adayın çıkmasından memnun olurdum. Mükerrer imzaların bana verilen imzalardan düşürülmesini de teklif edecektim ancak daha Divan Başkanı konuyla ilgili bir açıklama yapma fırsatı bulamadan fiili bir kürsü işgali meydana geldi. Bunun elbette kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Yapılan şeyin demokrasiye, Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyaset kültürüne yakışmadığı ortadadır. Haksız ve gayrı meşru bir biçimde kürsüyü işgal ederek bir oldu bitti yaratmaya çalışmak ve Divan Başkanı’nın konuyla ilgili açıklama yapmasına izin vermemek hiçbir Cumhuriyet Halk Partilinin onaylayacağı davranışlar değildir.
Ayrıca, Divan Başkanı, durumu kontrol etmek ve ortak bir hareket tarzı geliştirmek amacıyla Sayın Alptekin Eser’i ve beni salonun arkasına davet ettiğinde, maalesef Sayın Eser bu talebe uymadığı gibi, bütün salonun ve kameraların gözü önünde Sayın Engin Özkoç’un eline vurmuş ve kendisini salondan kovma hadsizliğini göstermiştir.
Bütün bu tavırların, yaratılan bu arbedenin demokratik bir itiraz yöntemi, bir hak savunma biçimi olmadığı açıktır. Ben kürsüyü işgal eden arkadaşlarımızın bu yaptıkları hakkında samimi bir özür beyan etmelerini, üzüntülerini dile getirmelerini bekliyor ve diliyorum. Konunun disiplin soruşturması gerektiren boyutları da yönetim kurulumuzca ayrıca değerlendirilecektir diye ifade etti.