Küresel düzeyde hasta sayısının 600 bine, ölü sayısının 27 bine yaklaştığını, büyük felaketin herkesle birlikte Türkiye'yi de etkilediğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde bugün itibarıyla 5 bin 698 tespit edilmiş toplam vaka ve 92 can kaybı vardır. Yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı 344 iken bunların 42'si iyileşmiştir. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Hiçbir musibetin bizim gücümüzden büyük olmadığı inancıyla Kovid-19 hastalığı ile mücadelemizi milletimizle birlikte kararlılıkla sürdürüyoruz. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdik. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı ne kadar güçlü tutarsak Allah'ın izniyle bu süreçten o kadar az hasarla çıkarız."
"REHAVETE KAPILMAYACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu hususların da asla akıldan çıkarılmamasını isteyerek, şunları kaydetti:
"Rehavete kapılmayacağız. Karşımızdaki tehdit çok ciddidir. Paniğe asla kapılmayacağız. Çünkü bu tehdide karşı sağlam bir mücadele yürütüyoruz. Her bir vatandaşımın bu hastalığın açabileceği vahim sonuçların farkında olduğuna inanıyorum. Bir yandan devlet olarak biz her türlü tedbiri alacağız. Diğer yandan vatandaşlarımızın her biri kendi bireysel tedbirlerini alacak.
Ücretli çalışanlardan esnaf ve sanatkarlara kadar her kesimi kapsayan istihdamın korunmasını merkeze alan pek çok ekonomik tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu kapsamda ilk etapta 100 milyar liranın üzerinde bir ekonomik destek programı hazırladık. Meclisimiz de bu programın hayata geçmesi için gereken mevzuat değişikliğini yaptı. İşsizlik fonunu güçlendirerek, çalışanlarımızı ve ilave kaynak aktarmak suretiyle kredi fonunu güçlendirerek esnaf ve sanatkarımızı destekliyoruz. En düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkararak bu kesime yeni bir nefes daha aldırdık. Ayrıca emeklilerimizin Ramazan Bayramı ikramiyesini ödeme tarihini de nisan başına çektik. İstihdamı korumak amacıyla kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık. Aynı amaçla telafi çalışma süresini azalttık. Ülkemizde 2 milyon dar gelirli haneye 1000'er lira nakit desteği veriyoruz."
Erdoğan, üretimin ve ihracatın devamının en önemli öncelikleri olduğunu dile getirerek, "Bunun için sanayici ve ihracatçılarımızı rahatlatacak tedbirleri de hayata geçirdik. Milletimizin her bir ferdi devletinin tüm imkanlarıyla yanında olduğunu biliyor. Bu ülkede hiç kimsenin aç kalmasına da açıkta kalmasına da mağduriyetine de istiskaline de izin vermeyiz. Yaşlılarımızı hastalıktan korumak için aldığımız tedbirleri onlara karşı saygısızlığın bahanesi haline dönüştürenlere de müsaade etmeyeceğiz. Çocuklarımıza nasıl gözümüz gibi bakıyorsak büyüklerimize de aynı ihtimamı göstereceğiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde yaptığı basın açıklamasında, hayatın tüm alanlarını kapsayan tedbirlerle hastalık zincirinin bir an önce kırılmasını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu tedbirleri titizlikle uyguladığımızda inşallah en kısa sürede bu meselenin üstesinden gelebileceğimizi görüyoruz. Yeter ki hep birlikte kurallara uyalım, ikazlara kulak verelim." diye konuştu.
Türkiye'nin bu salgın dönemine olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalandığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son 17 yılda ekonomisini ve üretim altyapısını güçlendiren Türkiye, pek çok konuda kendi kendine yeterli olmanın avantajlarını yaşıyor. Ayrıca ilk çıktığı günlerden itibaren süreci ciddiyetle takip edip tedbirlerimizi alarak da ilave bir avantaj kazandık. Hamdolsun ilaç ve gıda konusunda hiçbir sıkıntımız yoktur. Her iki alanda da üretim ve tedarik zincirleri aksaksız çalışıyor. Hastalıkla mücadele önem taşıyan test kiti, maske, eldiven gibi ürünleri kendimiz üretebildiğimiz için bunlar konusunda da herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Bunların olumsuz dedikodusunu yapanlar var. Sakın bunlara aldanmayın. Ve bunlarla ilgili stokçuluk yapanlar, karaborsa yapanlar var. Sakın bunlara aldanmayın, bunlarla da bütün güvenlik güçleriyle sırtlarındayız."
"TESTLER KESİNLİKLE ÜCRETSİZDİR"
Ürünleri hızla tedarik etmeyi sağlayan sanayicilere teşekkür eden Erdoğan, Türkiye'nin, dünyada nüfusuna göre en çok yoğun bakım yatağına sahip ülkesi olduğu vurguladı.
Erdoğan, solunum cihazı üretimi konusunda da hızla mesafe katedildiğine dikkati çekerek, "Ayrıca gerektiğinde yurt dışından malzeme tedariki de bu arada yapıyoruz. Bu çerçevede yurt dışından getirdiğimiz hızlı tanı kitlerini devreye sokarak test sayılarını süratle artırdık. Hem kendi üretimimiz olan testlerin hem de hızlı testlerin yapıldığı merkezleri tüm ülke çapına yaydık. Testler kesinlikle ücretsizdir." ifadelerini kullandı.
Tedaviye yönelik ilacın ilk kısmının ulaştığına ve kullanılmaya başlandığına değinen Erdoğan, "Devamı da geliyor. Hem vatandaşlarımızın hem sağlık personelimizin teşhis ve tedaviyle ilgili tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz." dedi.
Erdoğan, vatandaşların günlük hayatlarını huzurla sürdürebilmeleri için tüm bakanlıkların ve kurumların seferberlik ruhuyla çalıştığını belirterek, "Kabine içi ve uluslararası iletişimimizi telekonferans yöntemiyle hiçbir kesintiye ve aksaklığa meydan vermeksizin sürdürüyoruz." diye konuştu.
"KABİNE TOPLANTILARIMIZI BUNDAN SONRA TELEKONFERANSLA YAPACAĞIZ"
Kabine toplantılarının her hafta telekonferansla yapılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her pazartesi kabine toplantılarının gerçekleşeceğini bildirdi.
Tüm çalışmaların şeffaf şekilde yürütüldüğü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"İlgili bakanlarımız, kurumlarımız ve bilim insanlarımız gelişmeleri anbean milletimizle paylaşıyor. Biz de tüm bu süreçleri bizzat takip ediyoruz. Sağlık Bakanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda sürekli ilave tedbirler alıyoruz. Tedbirlerin ne kadar süreceğini halkımızın uygulamadaki kararlılığı belirleyecektir. Belirlenen kurallara ne kadar sıkı riayet edersek bu cendereden o kadar çabuk çıkarız. Attığımız her adımda kamu düzeninin korunması, sağlık sisteminin etkin şekilde işletilmesi, gıda, sağlık, temizlik tedarik zincirinin ayakta tutulması, sosyal mesafenin ve izolasyonun sağlanması hususlarını özellikle gözetiyoruz. Bugüne kadar sağlıktan eğitime, ekonomiden ulaşıma, adaletten çalışma hayatına kadar tüm alanlarda alınan tedbirlerin gerisinde hep bu amaç vardır."
Bugün Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda aldıkları yeni tedbir paketini hayata geçirmeyi kararlaştırdıklarını belirten Erdoğan, hepsinin de milletin sağlığı, huzuru, güvenliği ve geleceği için uygulanacak bu tedbirleri maddeler halinde şöyle sıraladı:
"Şehirlerarası seyahatler bundan böyle valilik iznine bağlanmıştır.
Kamuda olduğu gibi özel sektörde de minimum personelle esnek çalışma sistemine geçilecektir.
Toplu taşıma araçlarında seyrek oturma düzeni uygulanacaktır.
Piknik alanları, ormanlar, ören yerleri gibi alanlar hafta sonları kapalı olacak, hafta içi de buralarda hiçbir şekilde toplu olarak bir arada bulunulamayacaktır.
Askerlerimiz 14 gün karantina kuralına uygun şekilde kontrollü olarak celp ve terhis uygulamasına tabi tutulacaktır.
Yurt dışı uçuşlar tamamen sona erdirilmiştir.
Tüm illerimizde valilerimizin başkanlığında pandemi kurulu oluşturularak alınan tedbirlerin takibi yapılacak, gerektiğinde o şehre mahsus ilave tedbirler de yine burada kararlaştırılacaktır.
Asıl önemli olan yere geliyorum. Bu tedbirlerin başta İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli gibi büyükşehirlerimiz olmak üzere 30 büyükşehirimizin tamamında titizlikle uygulanması kararı uygulamaya geçmiştir. 30'un dışındakileri şimdilik saymıyorum. Sadece 30 büyükşehri sayıyorum. Buralarda titizlikle bunun uygulanmasına geçilecektir. Dolayısıyla bu 30 büyükşehrimizin valisi bu kararlılığı uygulamada alttaki kurullarıyla birlikte gösterecektir."
Erdoğan, ev ve iş yeri dahil her ortamda sosyal mesafeye dikkat ederek, toplu taşıma araçlarını zorunlu olmadıkça kullanmayarak, alışveriş ihtiyacı dışında sokağa çıkmayarak, temizliğe hassasiyet göstererek tedbirlerin etkinliğinin artırılmasının şart olduğunu kaydetti.
"GÖNÜLLÜ KARANTİNA ŞARTLARINA HARFİYEN RİAYET ETMELİYİZ"
Milletten sabır, fedakarlık ve dirayet beklediklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şayet bu tedbirlerin daha ileri noktalara ulaşmasını istemiyorsak gönüllü karantina şartlarına harfiyen riayet etmeliyiz. Ne demek gönüllü karantina, yani evimizden çıkmayacağız. Dünyada kurallara uyduğumuzda nasıl kısa sürede başarıya ulaşacağımızın da kurallara uymadığımızda nasıl büyük felaketlerle karşılaşacağımızın da örnekleri mevcuttur. Bakınız şu anda Amerika'nın geldiği durum ortada. Öyleyse bizler Türkiye olarak şu anda bulunduğumuz konumu çok daha olumsuz bir neticeye taşımamamız gerekir. Hep ifade ettiğim gibi bu süreci en kısa sürede ve en az hasarla atlattığımızda önümüde aydınlık bir gelecek bizi bekliyor. Türkiye bu hastalığı yenebilecek güce ve imkana, milletimizle alınan tedbirleri hassasiyetle uygulayacak dirayete sahiptir. Rehavete ve paniğe kapılmadan dikkatle ve sabırla atacağımız her adım bizi bu tehditten biraz daha uzaklaştıracaktır. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için lütfen evde kalalım, kurumlarımızın açıkladığı tedbirleri dikkatle uygulayalım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilim insanlarının tavsiyelerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir/Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir" dizelerini söyleyerek, bunların unutulmaması gerektiğini söyledi.